Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çocuğa Şiddet
Küçücük yüreği ile korkarak sindiği yerde uyuyakalmıştı. Annesinin kendisini çok sevdiğini biliyordu ama neden hep bağırdığını ve canını yakacak şekilde vurduğunu bir türlü anlayamıyordu. Kendi kendine daha çok küçüğüm, sadece altı yaşındayım ama büyüdüğüm zaman anneme bunları soracağım; belki de sormam çünkü üzülebilir. O beni çok seviyor, nasıl bilmiyorum ama seviyor. Fatma teyze Zeynep'i sürekli öpüyor canım diyor, ömrüm diyor. Oysaki annem bana sadece Elif bazen de şeytanın dölü diyor. Keşke Fatma teyzenin kızı olsaydım neden bunu istiyorum onu da bilmiyorum. Annem beni seviyor, ben onun dediğini yapmaya çalışıyorum. hiç bağırmıyorum, ağlamıyorum, bir tane oyuncağım var onu da hep elimde tutuyorum. kızar diye yere bile bırakmıyorum. Annem bana bağırdığı zaman çok korkuyorum. beni döveceğini biliyorum. O çok yoruluyor, babam nerede bilmiyorum. Bir kaç kez sordum çok kızdı ben de artık sormuyorum. Annem yüzüme vurduğunda orası değil ama karnımın üstünde bir yer daha çok acıyor. İçimde bir yer. Orası neresi henüz bilemiyorum. Soramıyorum da. Sadece çok korkuyorum. Annem beni bugün yine dövdü ve yine üstümü ıslattım. Çünkü o bağırarak bana vurmaya çalışınca annem olmuyor başka bir şey oluyor. Yüzü annem gibi olmuyor .Ben ona ne yaptığımı bilmiyorum ki.... Ama o benim annem beni seviyor... En çokta beni sevdiği için canım yanıyor...
480 syf.
10/10 puan verdi
Bu kitabı okuyan binlerce insanın aklında olan ortak bir soru: "Mucize bu kitabın neresinde?" Bu yorumu yaparken ağlıyorum. Az önce bitirdiğim bu kitabı okumak için sabahladım ve saat 07:17. Hayatımda bir yer edinecek bana merhameti, sevgiyi, insanlığı, sağlıklı olmayı, şükretmeyi, umudu hatırlatan bir kitaptı. Bu hikayenin gerçek olabilme ihtimaline karşı şuan o kadar ağlıyorum ve canım yanıyor ki... Tek isteğim gerçek hayatta hiç bir sonun böyle bitmemesi. Duyduğum kadarıyla kitabın ikincisi de çıkacakmış. Ayrıca 2016'da filmi vizyona girecek. Başarılı olacağına eminim. Kitap duyguyu cok iyi bir şekilde anlatmış. Uzun lafın kısası: Bu kitabı alın okuyun ve hayatınıza bambaşka bir anlam gelsin...
Senden Önce Ben
Senden Önce BenJojo Moyes · Pegasus Yayınları · 201329,3bin okunma
Reklam
Canım babam ,bu sensiz kutladığım ikinci sensiz babalar günüm...Acım o kadar güçlü ki seni anınca bile yüreğim yanıyor...Sen arkamda nefesimdin şimdi o nefes sensiz eksik ve yarım.Mahsun bakışını ,sessiz ama dik duruşunu ,dürüstlüğünü sözünün eri oluşunu ,seni nasıl anlatayım kısaca her şeyini çok özledim.Dilerim Allah'ımın rahmeti senin ve tüm geçmişlerimizin üzerine olsun...Bana verdiğin tüm değerler için sonsuz teşekkürler...Ruhun şad,mekanın cennet olsun,sen hayatım boyunca tanıdığım adam gibi adamdın...
Bugün uyandığımda yoktun yanımda Canım bugün ilaçlarımı almadım Canım bugün ilk defa sensiz kaldım Canım canımın yaprakları gözlerin yok Çok canımı yakıyor özlemin Çok çok çok her şeyden çok Sönmeyen ateşlerde günahlarım yanıyor
Öyle çok özledim ki resmen canım yanıyor...
Senin şehrinin ışıkları yanmıyor. Toprağı kuru,güçsüz. Toprağında yeşeren tek bir bitki yok. Şehrin kan ağlıyor senin; bilmiyorsun. Savaş var, açlık var,acı var,en çok da hasret var senin şehrinde. El yordamıyla yürümeye çalışıyorum orada. Aç ruhlara, mutsuzluklara, ihtiraslara, yalanlara takılıyorum... Aç ruhlara, mutsuzluklara, ihtiraslara,yalanlara takılıyor ve düşüyorum iki adımda bir. Her düşüşümde, canım daha çok yanıyor. Her düşüm,kabuslara açılıyor senin şehrin çıkışsız kapılarında. Şehrinin çıkışsız kapılarına yığılmış yüzlerce düşüm var, bir zamanlar sonu hayra yorulan. Burada körler yaşıyor. Kör değilsem işim ne burada. Gözüm görür, kalbim kördür. Kör ettin kalbimi. Aşkın kalbimden vurdu bakışım kupkuru hayata. İnançsız. Oysa bir zamanlar, ne büyük bir inançla girmiştim çıkışsız kapılarının birinden şehrinin. Ne hevesti o, ne ihtirastı yarabbim. Cehennemden konuk bir taş olsa üstüne bastığım, erirdi...
Reklam
Beklemek
Her gelmenin gelmek demek olmadığını, haliyle de her gitmenin aslında gitmekten sayılmayacağını daha bebeyken öğrenmiştim. İlk annem gitmişti benden. İki yaşındayken abiydim çünkü ve kardeşimin ona benden daha çok ihtiyacı vardı. Tamam dedim çaresiz, sıramı beklerdim. Ama sıra hiç gelmezdi. Çünkü sıranın bana gelecek gibi olduğu zamanlarda bir sürü kardeşim daha oldu. Öyle öyle büyüdüm işte... Anladım hep durumu ve hak verdim anneme. Ne kızdım ne sitem ettim. Bekledim yine de... Dizimi masanın köşesine çarptığımda, mahalledeki çocuklardan dayak yediğimde, babam ilk tokatı attığında... İçime içime ağladım hep. İçime içime ağladım ve bekledim. Annemi bekledim. Koşup gelseydi annem, sarılsaydı bana, yapıştırsaydı kafamı göğsüne, ortalığı ayağa kaldırırcasına ağlardım. Ama annem hiçbirine gel-e-medi. Hep çok işi vardı çünkü! Öyle öyle, kimselere göstermeden içime içime ağlamayı öğrendim. Demem o ki ben şimdi sana kalk gel demem. Beklerim hep ama gel demem. Diyemem. Çünkü öyle öğrendim. Canım çok yanıyor şu an. Eğer gelirsen, sarılırsan bana, yapıştırırsan kafamı göğsüne, ortalığı ayağa kaldırırcasına ağlarım. Ama gel demem. Diyemem. Öyle öğrendim çünkü. Öyle büyüdüm. Gelmezsen işi vardır derim. Oturur beklerim. Gelirsen ne iyi edersin. Gelmezsen bir şey demem. Beklerim...
Sayfa 333
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.