Kaldırdı yüzünü tutsak; tatlı mı tatlı ve yumuşacık
Sanki mermerden oyulmuş bir aziz; memede uyuyakalmış bir çocuk
Öyle tatlı ve yumuşak ki, öyle masum ve sevecen
Ne acılar bir çizgi bırakmış üstünde, ne gölgesini düşürebilmiş hüzün!
Kaldırdı elini tutsak ve bastırdı kaşının üstüne
" Vuruldum " dedi, şimdi çok canım yanıyor işte
Yine de koymaz bana ,sağlamdır sizin sürgünüz ve zincirleriniz:
Çelikten dökülmüş de olsalardı, beni fazla tutabilir miydiniz?"
EMİLY BRONTE
MAHPUS 1845
Bir Gecelik Tutuklanma: 14 Mart 1973 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Atsız'ın tutuklandığına dair bir haber vardır: "Yazar Nihal Adsız, hakkında kesinleşmiş bulunan bir yıl iki ay hapis cezası için çıkarılan yakalama müzekkeresi uyarınca Emniyet Müdürlüğü İnfaz Bürosu tarafından dün tutuklanmıştır." (Akgöz 2016: 232'den). 12/13
Çünkü canım çok yanıyor, her gün canım çok yanıyor ama görünürde bir yara yok. Kanamıyor. Kabuk bağlamıyor. Beynim ve bedenim onu tedavi edemiyor. Ben de iyileşebilmek için görünür bir yara açıyorum.
"Parçalarımın canı çok yanıyor, parçalarım canımı çok yakı- yor. Parçalarıma karşı çok körüm ama onları hep hissediyorum. Bana kendilerini unutturmuyorlar, bazen daha sivri bazen daha yassı... Bazen güç bana geçiyor aşağılayabiliyorum parçalarımı ama daha çok canım acıyor öylesi anlarda. Küsüyorum öyle olunca. Küsmek güvenli, küsmek en güzeli... Yok saymış oluyo- rum içimde, hiç var olmamışlar gibi, daha önce hiç anlaşmadık ve anlaşmalar hiç bozulmamış gibi... Küsmek güvenli ve en ba- şından kaybedilmiş bir savaş gibi."
"... Alaz, ben kâhin değilim, sıradan bir insanım. Gizli saklı çevirdiğin işleri önceden göremem. İlk karşılaştığımız günden beri sen bunu bana hep yaşatıyorsun. Benim de canım yanıyor!" diye bağırdım. "Tüm oyunlarına beni alet ettin! Yetmedi, bir ay boyunca bir katilin ellerine bıraktın ama benim yüzümden omzuna bir kurşun yedin diye ben suçluyum, öyle mi? Peki, ben senin yüzünden kaç kurşun yedim? Hangimiz daha suçlu ve günahkârız? Yanılmışım, aslında daha çok seven benmişim," diyerek yeni fark ettiğim bir gerçeği acı içinde göğüsledim. "Çünkü ben sevdiğim adamı sadece bir kez vurdum ve günlerdir kendimi toparlayamıyorum," diyerek ona baktım. "Ama sen beni defalarca sırtımdan vurdun ve her defasında hiçbir şey olmamış gibi karşıma geçtin," dedim. Bu geceye kadar tüm suçu kendimde bulduğum için sefil bir aldeydim ama artık anlıyordum. Suçlu ben değildim, ben kurbandım.