Demem o ki, ben şimdi sana kalk gel demem. Beklerim hep ama gel demem. Diyemem. Çünkü öyle öğrendim. Canım çok yanıyor şu an. Şimdi gelsen, sarılsam sana, yapıştırsam başımı göğsüne ağlamaktan ortalığı ayağa kaldırırım. Ama gel demem.
Haydi dağılalım! Çünkü biz birbirimizi acıdan öldürürüz
"Demem o ki ; Ben şimdi sana kalk gel demem.. Beklerim hep ama gel demem.
...
Şu an canım çok yanıyor. Şimdi gelsen, sarılsam sana, yapıştırsam başımı göğsüne... Ağlamaktan ortalığı ayağa kaldırırım! Ama gel demem..."
Demem o ki, ben şimdi sana kalk gel demem. Beklerim hep ama gel demem. Diyemem. Çünkü öyle öğrendim. Canım çok yanıyor şu an. Şimdi gelsen, sarılsam sana, yapıştırsam başımı göğsüne ağlamaktan ortalığı ayağa kaldırırım. Ama gel demem. Diyemem. Öyle öğrendim çünkü.. Gelmezsen işi vardır derim. Öyle öğrendim çünkü. Çünkü biliyorum. Sevdiğim bütün kadınların hep, hep ama hep çok işi oldu çünkü!..
Ne çıkar siz bizi anlamasanız da
Evet, siz bizi anlamasanız da ne çıkar
Eh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da.
Hiçbir şey! Kadınlar geçtiği o kadın kokusu anlarında
Yıkanmış, mayhoş ve taranmış duygularıyla
Dönüşür içimizde az menekşe, bir sarmaşık
Menekşe, hadi neyse, mor deriz sarmaşıklara
Mor deriz, mor bilinir çünkü, bir yandan güneşler
"Hocam üç yaşında bir kızım var. Akşam eve gittiğimde beni özlemiş oluyor ve kapıda karşılayıp 'Anne!' diye sarılıp beni ısırıyor. Çok canım yanıyor, kendimi tutamayıp hafifçe vuruyorum. Ama çok canım yanıyor hocam, ne yapayım? Sonrada kızım şaşırıp kalıyor. Ona vurmam gücüne gidiyor ve ağlıyor. Ne yapmalıyım, lütfen bana yol gösterin."
Anneye şu öneride bulundum:
"Kızını karşına al ve ona şunları söyle : 'Tatlım seni özlüyorum ve çok seviyorum. Bundan sonra eve geldiğimde, şu saatler arası tam yirmi dakika sadece seninle ilgileneceğim. Bu yirmi dakika boyunca başka hiçbir şey yapmayacağım, telefon da çalsa cevap vermeyeceğim. Sadece seninle beraber olacağım. Ama ondan sonra yapmam gereken işler var. Mutfağa gireceğim, yemek yapacağım, istersen sen de bana yardım et. Sorumluluklarım var. Bunun için senden anlayış istiyorum."
"Anlar mı hocam?" diye sorunca, "Bir deneyeceğiz ama bence anlar," diye yanıtladım.
Bir hafta sonra anne tekrar yanıma geldi ve henüz selamlaşmadan heyecanla anlatmaya başladı:
"Hocam, kızım saate nasıl bakıyor, bana nasıl anne diyor anlatamam. O yirmi dakika kendimi tam olarak ona veriyorum. Konuşuyor, oyun oynuyor ve sohbet ediyoruz. Zaman dolunca kızım kendisi bana zamanın dolduğunu söylüyor. İlişkimiz düzeldi!"
İşte konu her ne olursa olsun bu yirmi dakika kendini tam anlamıyla ona verdiğin zaman önemli sonuçlar elde ediyorsun.