Yazmasaydım deli olacaktım...
Ben bu cümlesi ile bilirim Sait Faik'i. Yazar, dertleri, sayfalara döker, yaşamı sever yahut mânâsını bilmiş, idrak etmiştir. Ara ara da söylenir; yazdım, yazdım da ne oldu? Onun zanaati yazmak. Kimi zaman gökte uçan kuşu yahut çalışan bir emekçiyi, balıkçıyı, çok çokta insanın insanoğluna yaptığı ve görmekten çekindiği şeyleri. Okumasını bileceksiniz önce. Öyle vakit geçsin diye okumayacaksınız. Özünde sessiz sakin olan yazarımız yazdıklarına laf getirmez, aksi halde de sivri dilli kesilirmiş. Artık Sait Faik ile tanışıklığım Son Kuşlardan başlıyor. Bu hikâye kitabında 19 tane hikaye var, birbirinden anlamlı ve düşündürücü. Benim hikayem "Balıkçısını Bulan Olta" bizim Abasıyanık oltasıyla balık değil de hayat tutuyor sanki. Kimi zaman serin, berrak, kimi zaman hırçın olan bu hayat sularında Saif Faik yaşam avlıyor. Hikayelerinde kullandığı "Kuş" imgeleri onun için özgür bir dünyayı temsil eder. Uzun gözlemlerin sonucunda kaleme alınmış ve yeniden yaratılmış gerçeklerin hikayeleridir.
Okuyun, ortak olun ve dert edinin İnsanoğlunun bu hâlini, halimizi.