Ama acıyordu. Yüreği sıkılıyordu. Şöyle bir kendini yokladı. Büzüldü. Korkuyordu. Bir yerinin acıdığı, acır gibi olduğu belki de için deki korku! Neden korkuyordu? Öldürülmekten mi? Buna ihtimal yoktu. Bir Kaymakamı kolay kolay vuramazlardı. İşinden de edemezlerdi. Olsa olsa başka bir yere tayin ederlerdi. Döğülecek miydi? Hayır. Ya ne? Korkuyordu. Se bepsiz korkuyordu. Korkmak için korkuyordu.
Etrafında her şey silindi. Koskoca, ıpıssız bir dünyada tek başına kaldı. Korkunç bir karanlığa düştü. Yuvarlanıyordu. Bıçak gibi keskin, hissedilir bir yalnızlık duydu.