"Bir kenara yaz söylediklerimi, bir gün mutlaka bir karyola çalacağım."
"Buna ancak karyolayı sırtımda hissettiğimde inanırım Pae."
En az on kez sağa sola dönmemin ardından başımın üzerine kaşıntı veren, top yapılmış bir battaniye indi. Adena bir çörek tatlılığıyla, "Kıvranıp durmayı kesmezsen yemin ederim seni lanet olası zemine dikerim," dedi.
"Buna ancak zemini sırtımda hissettiğimde inanırım A."
"Esir treni mi?"
"Esir treni ya. Sen nerelisin?"
"Tebrizliyim."
Adam dudak büktü, Settarhan'ın dünyadan habersiz biri olduğuna hükmetmişti. Kısaca anlattı.
"Osmanlı askerleridir bunlar, Kafkascephesinde Ruslara esir düşen askerler. Trenlerle Bakı açıklarında Hazar Denizi'ndeki yılanlı Nargin
Gün akşam olacak, Avrupa’nın arka sokaklarında “kağıtsız” ve “kayıtsız” adamlar ve kadınlar, nelerini satsalar sabaha bir çörek parası kazanacaklarını düşünecekler. En çok kamyonların arkasında gelen yeni kağıtsız ve kayıtsız adamlar ve kadınlardan, yani kendilerinden daha ucuz olandan nefret edecekler. Gölge gibi büyüyecek kalabalıklar sokaklarda. Çünkü sistemin güneşi battıkça uzayacak yoksulluğun gölgesi.”
.Her şeyin hakkını ver, gücün varsa daha çok ver ki, çokluk enerjin yayılsın.
.Her gün herkesle bolluk bereket hakkında sözlerle konuş.
.Ya biterse diye sürekli bir şeyleri saklama ve tutma, hayrını görmezsin.
.Aşırı sahiplenme, her şeyi geçici olarak kullanıyorsun.
.İş yerine defne, kaya tuzu, çörek otu, pirinç ,kristal, akik, çiçek, altın rengi objeler koy.
.Paranın büyüklüğü değil, sana nasıl etki ettiği önemli.
.Azdan çok etmek berekettir. Kimi de çok para kazanır, hiç bereketi olmaz.
.Geldiği gibi gitmesin, para ile olan ilişkini geçmişini gözden geçir.
Para titreşen bir enerjidir.
.Almayı bil, alıcı enerjiyi seç. Almadıkça, alamayan olup kalırsın.
.Korkarak para harcama.
.Parası olanları kıskanma, bu onları güçlü ve seni güçsüz yapar.
.Para niyetlerinin önünde duran blokajları bul, ön yargı ile paraya yaklaşma.
.Para niyetin, sana paranın gelişi ile ilgili bir yön verir.
.Maneviyat en büyük zenginliktir, para sadece araç ve semboldür.
.Para adına içine sinmeyenleri yapma, mutlu hissettirmeyen işten gelen para bereket vermez.
.Kendine haksızlık yaparsan değersizleşirsin, para ise bir değerdir; onu çekmen için değerli de hissetmen gerekir.
.
.
.
.
.
on beş güne kadar artık kalmaz diye frenküzümü, M. Swann bilhassa bize getirmiş olduğu için ahududu, iki yıl sonra ilk defa tekrar meyve verdi diye bahçedeki ağaçtan kiraz, ben eskiden çok sevdiğim için krem peyniri, bir gün önceden sipariş ettiği için bademli pasta, ikram etme sırası bizde olduğu için bir çörek eklerdi. Bütün bunlardan sonra da, bizler için özel olarak hazırlanmış, ama bilhassa meraklısı olan babama ithafen, Fran çoise'ın şahsi ilhamı, ikramı olan, bütün yeteneğini sergilediği, özel bir olayı kutlamak için meydana getirilmiş bir eser gibi ge- çici ve hafif bir çikolatalı krema gelirdi. "Ben çok doydum, ar- tık bir şey yiyemem" diyerek bu kremayı tatmayı reddeden kişi, bir sanatçının kendilerine hediye ettiği bir eserinde bile, niyet ve imzadan başka bir şey önemli olmadığı halde, ağırlığına ve malzemesine bakan hödükler sınıfına dahil edilirdi derhal. Hatta tabağında bir tek lokma bırakmak, bestecinin gözü önünde, parça bitmeden kalkıp gitmek kadar büyük bir terbiyesizlik addedilirdi.
İpi kopmuş bir tesbih gibi ortalığa döküldü o gün Muallâ, birden bire hakiki yaşına da geçti. Gülüşü artık bir rüzgârın içinden geçmedi, kendi darağacında sallandı da ölmedi, kalktı çörek yaptı.
- Öyle bir hayat kuracağım ki sana! Cık, cık! Canın şarap mı çekti? İstediğin kadar iç! Koyun eti mi? Ye yiyebildiğin kadar! Tombul bir Gürcü kızıyla evlenirsin! Cık, cık, cık!.. Sana çörek pişirir, çocuk doğurur, hem de bir sürü çocuk! Cık, cık cık!..
Bu "cık cık"lar da neyin nesiydi? Önce şaşırdım, sonra sinirime dokundu, en sonunda da fena halde sıkılmaya başladım. Rusya'da domuz çağırmak için çıkarırlar bu sesi. Kafkasya'daysa hem hayranlıklarını, hem üzüntülerini, hem sevinçlerini, hem de acılarını belirtiyorlardı bununla.
Kahve içerisine bir çay kaşığı Çörekotu yağı karıştırılır. Günde iki defa alınır. Aynı zamanda, her gece Çörek otu yağı ile göğüs ovulur ve kaynar su içindeki Çörekotu yağının buharı nefesle içeri çekilir.
Sivilce, uyuz, egzama gibi cilt hastalıklarına faydalıdır; çörek otu sirke ile kaynatılıp sürülür.
* Saçları besler, kepeği önler; çörek otu yağı saçlara sürülür.
* Çörek otu tütsüsü haşereleri öldürür.
Demmam Kral Faysal Üniversitesinde (Suudi Arabis-
tan) fareler üzerinde yapılan bir çalışma çörek otu yağının pıhtılaşma faktörlerine karşı etkisini ortaya koymuştur.
Denek fareler çörek otu yağı ihtiva eden unla beslenmiştir.
Araştırmacılar normal unla besledikleri farelerle bu fareleri mukayese etmişlerdir. Ortaya çıkan sonuç pıhtılaşma faktörlerinde bazı değişikliklerin görüldüğüdür. Farelerin kanında fibrinojen maddesinin yükseldiği görülmüştür ve prothrombin zamanı uzamıştır. Bu da bize çörek otu yağı kullanarak farelerde kanı pıhtılaştıran faktörde değişiklikler meydana getirme imkanı olduğunu göstermektedir. Ancak bu konuda da insanlar üzerinde deney yapılmasına ihtiyaç vardır.
Kazablanka (Fas) Therapi Dergisinin 2000 sayısında yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar günlük olarak 0.6 mg. alınacak çörek otu özünün idrar söktürdüğünü ve tan- siyonu düşürdüğünü tespit ettiler. Çörek otu özü ile tedavi edilen farelerde tansiyon yüksekliği ortalama olarak % 22 oranında düşerken nidilat hapı verilerek tedavi edilen fa- relerde % 18 oranında düştüğü görüldü. (Nidilat, tansiyon düşürücü etkisi bilinen meşhur bir haptır.) Çörek otu ile tedavi edilen farelerde idrar miktarı artmıştır.