Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Hesse'den Hayat Dersleri #kitapyorumu
Her ay iki yazarı tanımış olmak gerçekten çok keyifli. Bu ayın son yazarı Hesse. Yazarın adını çok duymadım hatta kitaplarını da hiç duymadım ama hayat hikayesi tanışmam gerektiğini fark ettirdi. Hiçbir yazarlık kolay olmuyor dedirten bir hayat hikayesi daha. Ailesi ile sorunları olan bir yazar ve ruh bilimine de ilgili. Sorunları sebebiyle piskolojik olsa gerek intihar girişiminde de bulunmuş ve bu yüzden hastanede yatmış. Hayatı böyle karmaşık yazarlar çok daha usta oluyor nedense. Kalemini tanımadım yazarın ama kitaptaki alıntılar o kadar güzel ki. Bir kitabı da olsa okumayı düşünüyorum. Keyifli okumalar.
"Sonuna kadar yaşanıp çözümlenmemiş her sorun, dönüp dolaşıp ileride yeniden karşımıza çıkar."
"Düşünmenin de kafa yormanın da hiçbir anlamı yok." diye başladı konuşmaya. "Çünkü dü şündüğü gibi davranmıyor kimse, attığı her adı mi aslında hiç düşünüp taşınmadan, o anda canı nasıl istiyorsa öyle atıyor."
Bugün sizlere #neyaptığınıbiliyorum kitabından bahsedeceğim kitabı bu ay içerisinde okuyup bir çırpıda bitirmiştim türünu belki bilenleriniz vardır posiye ,bana göre de birazcık psikolojik gerilim ve macera içerikli insanı çıldırtan bir kitap diyebilirim. Neden derseniz uzun zamandır polisiye okumuyordum en fazla ne olabilir ki diyerek kitaba
Geçmişin gölgesinden geleceğin endişesinden kurtulup hafızanızı gülümseyerek kaybetmek ister misiniz?
Yeni yaşımda değerli bir dostum tarafından hediye edilen, yeni bir hayatın tohumlarını filizlendirecek bu kitap su gibi besleyici, su gibi akıcı… Kitap; ana karakterin sevdiği bir dostunun hayati bir hastalığına çare bulmak amacıyla çıktığı
Hatırlıyorum. Chicago. Chicago, uzun zaman önce. Millie ve ben. Orada tanıştık! Şimdi hatırlıyorum. Chicago. Uzun zaman önce"
Eğer bu şaheseri okumadıysanız, üstte alıntıladığım kısım sizin için çok fazla anlam ifade etmeyecektir. Aslında kitabı basit bir bilim kurgu romanı olarak okuyan herhangi bir okur içinde yine pek anlam ifade etmez. Ama eğer az biraz şanslıysanız ve post moderniteye çok çok az bile olsa hakimseniz bu kitap sizlerin bir parçası haline gelecek ve her bir çözümlenmiş- çözümlenmemiş ayrıntı, dokunuş içinizi ısıtacak. 1953 yılında yayımlanan bu roman, günümüze hatta çok daha ötesine ışık tutmuşa benziyor. Bir itfaiyecinin belki Nietzsche' nin Zerdüştü'nün belki de basit bir itfaiyecinin ( belki de aynı anda ikisinin) hikayesi anlatılıyor Fahrenheit 451'de. Kitap sona doğru giden gidişatta gerçek yaşamla örtüşen anektodlarla dolu olsa da sonu girift bir rüyayı andırıyor. Kitap son sayfasına kadar bittiğinde ise bunun tüm bu şeylere insan yaşamının sebebiyet vermesi için ne kadar makul olduğunu fark ettim ve eğer birgün itfaiyeciler tüm kitapları yakmaya başlarsa bende bu kitabı ezberleceğim Mr. Bradbury söz veriyorum. Eğer birileri bana , ne iş yapıyorsunuz diye sorarsa;
Hemen diyeceğim orada:
Hatırlıyorum.
Uzun zamandır okumayı düşündüğüm “Seninle Başlamadı” ailede yaşanan travmaların nesilden nesile aktarımı görüşü üzerine odaklanan bir kitap. Kitap yazarın hem mesleki tecrübesi hem araştırma sonuçlarıyla ailede yaşanan çözümlenmemiş yaşam olaylarının sonraki nesilleri etkilediğini söylüyor. Annenin hamilelikte yaşadığı zorlu yaşam olaylarının bebeği etkilediğini hepimiz biliriz. Son yapılan araştırmalar durumun yalnızca bununla sınırlı olmadığını kuşaklar arasında da travmaların aktarıldığını gösteriyor. Hepimizin zaman zaman sebebini bir türlü anlamadığı, anlamlandıramadığı sıkıntıları oluyor. Sebepsizce yaptığımız davranışlar sergileyebiliyoruz. Mark Wolynn aslında bu tür davranışların sebepsiz olmadığını, önceki kuşaklarda yaşanan ve çözümlenmemiş olayların bize etkisi olduğunu dile getiriyor. Yani aslında bir anlamda ailemizin öyküsü bizlerin öyküsü haline geliyor. Kitap öncelikle bu durumla ilgili teorik bilgiler veriyor. Ardından vaka örnekleriyle bu bilgileri pekiştirip somutlaştırıyor. Ayrıca kendi aile travmalarımızla ilgili farkındalık kazanmamız ve bunları çözümlememiz için alıştırmalar mevcut. Daha önce okuduğum “Psikosoybilim” kitabıyla benzer bir konuyu ele alsa da “Seninle Başlamadı” hem anlatım olarak hem vakalara yer vermesi hem de farkındalık ve çözüm noktasında alıştırmalara yer vermesi açısından çok daha güzel ve akıcı bir kitap. Hepimizin kendinden bir şeyler bulacağı, farkındalık kazanacağı ve psikoloji alanından olanların da danışanlarına önerebileceği güzel bir eser. Okumanızı öneririm. Okuyacak olanlara iyi okumalar.
Yazarın daha önce Zehra isimli eserini okumustum.
Karabibik eseri Tanzimat döneminde yazılan ve Istanbul dısında, taşrada gecen ilk ve tek romandır.
Bu romanda anlatılan köy, şu an Antalyanın Demre ilçesi yakınındaki Beymelek beldesidir. Her yıl haziran başlarında bu beldede "Karabibik Şenlikleri" yapılıyormuş.
Kisa ve okunması kolay bir hikaye. İlk köy romanı olduğu için edebiyat tarihimizin için önemli bir eser. Yazarin görev için gittiği Kaş 'ta çevreyi ve köy hayatını gozlemlemesi sonucu yazdığı vizeler. Özellikle romantizm akımının etkili olduğu bir dönemde yazılan naturalizm ve realizm akımlarina da bir örnek teşkil etmekte. Karakterler derinlemesine çözümlenmemiş, hatta hikaye de kurgu olarak hayattan bir kesit gibi olay örgüsü başlangıç ve bitiş çok net değil. Dönemin köy hayatı, köylünün cahil ve fakir oluşu, kıt kanat gecinebildiklerini , ticaretin azınlıkların elinde oluşunu öğreniyoruz
