.
Yaşıtlarımız, Sorbonlarda, Oksfordlarda okurlar, dinlenmeleri için bol keseden ayrılan saatlarda tenis oynarlar, öğrenci kantinlerinde Dünya problemlerini tartışırlar. Yazdıkları basılır, çizdikleri sergilenir. Yaşadıkları, yeterince orijinal bulmadıkları Dünyayı yeniden bozmak için yol ve çare ararlar. Klâsiklere karşı kızgınlıkları var, çünkü tüm süje ve konuları tüketmişler. Çağdaş Sovyet görgüsünü anlamak ve ona ayak uydurmak istemeyen kendi hükümetlerine ve gericilerine kızarlar. Radyo muhabirlerinin mikrofonlarına konuşmalarını kaydettirirler, bu ara kendi seslerini beğenerek, ilk veya son kitaplarında ne d e m e k i s t e d i k l e r i n i nazlı nazlı anlatırlar. Dünyada olup bitenler hakkında her şeyden haberleri var, hele memleketimizdeki refah ve yüksek adalet konusunda bilgileri geniştir. Yaşlandıktan sonra ancak, ansiklopediler üzerinde çalışırken, bizim harflerle, bütün harflerimizle başlayan değerli Rus adlarına rastlamadıklarına şaşakalacaklar...
Yağmur tıkır tıkır ensemize vuruyor, üşüme ıslak sırtımıza yayılıyor.
.