Hayat bizim hepimizi aynı teknede yoğurmuş, aynı yumağa sarmıştır. Ama yine de bu olayları anlamak için o olayların içinde yaşamış olmak ve onları ruhunda duymak gerek işte
Sınıf, öğretmenin nezdinde bir cumhuriyet gibidir. Kendine özgü dinamiklere ve bir işleyişe sahiptir. Hayatın gerçeklerini sınıfta görmek mümkündür. Öğretmenin sınıfa girip kapıyı kapatmasıyla birlikte bir dünya kurulur orada.
Öğretmen sınıfa girdiği andan itibaren sınıftaki en güçlü tanık haline gelir. Ancak öğretmen, o sınıftaki en güçlü tanık olduğunun farkında mı acaba? İşte; öğretmen olanla öğretmenlik yapan arasındaki en önemli ve ayrıt edici ipuçlarından biri daha.
Çocukları günahkâr ve potansiyel suçlu olarak görmeye devam ettiğimiz sürece, eğitimcinin asık ve yargılayıcı yüzü çocuğun karşına dikilmeye devam edecektir.