Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Seni anlatan bir cümle daha...
Aslında çok güçlü biri gibi görünüyordu ama içinde, derinlerde bir yerde öyle kırılgan bir tarafı vardı ki... Ve o yer o kadar derindeydi ki gerçekten, kendi bile farkında değildi o kırılganlığın.
Toplum denen...
Neydi bu "toplum" tam olarak? İnsanın çoğulu mu? "Toplum" tam olarak neredeydi? Tüm hayatımı bu tam olarak anlayamadığım toplum algısı yüzünden korku içinde geçirmemiş miydim... Tam o anda, Horiki abuk subuk konuşmaya devam ederken toplumun ne olduğunu anladım. Cümle dilimin ucunda durakaldı ama zihnim kuvvetle seslenmişti: "Toplum dediğin şey sen değil misin?" Toplum bunu kabul etmez. Toplum değil. Sen kabul etmezsin, değil mi? Eğer böyle bir şey yapmaya devam edersen toplum sana iyi gözle bakmaz. Toplum değil yani. Sen. Toplumdan dışlanırsın. Toplum değil. Beni sen dışlayacaksın, değil mi? Beynimin içinden çeşitli sözler geçiyordu: "Sen kendine bak! Riyakâr, rezil, tuhaf, korkunç ve çirkef kişiliğinin farkına var!" Hiçbirini söylemedim tabii, sadece yüzümdeki teri mendille silerek, "Terledim, terledim" diyerek gülümsedim. Fakat o günden itibaren bulduğum bu yarı felsefi inancı sahiplenip benimsedim: Toplum, bireyden başka nedir ki? Toplum denen şeyin bireyden başka bir şey olmadığını anladığımdan itibaren eskisinden biraz daha rahat bir şekilde kendi irademle hareket edebilme yeteneğimi geliştirmeye başladım.
Reklam
Seni az tanıyorum…Az… Sen de farkettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime var ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi… Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir
"Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi… Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir…"
Sayfa 349Kitabı okudu
Sen de fark ettin mi? Az, dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi...
400 syf.
10/10 puan verdi
Kadın dediğin... boşlukları dolduracak olsak her kafadan sayısızca cümle türer. Kadın dediğin nedir? İyi yemek yapan mi? İyi anne mi? En iyi çalışan mı? En çok cilveli olan mı? Sorular sorular... Hangisi doğru? Hangi kadın daha mutlu? Yeşilçam tadında ama baymadan gerçek hayatla çok cok bağdaşan bir kurgu. Sayfaları sinirle çevirdiğim vakit olsa da az daha okusam diye hayıflandığım etkileyici bir kitap.
El Kızı
El KızıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20081,671 okunma
Reklam
Kendiyle kahve içeceği zamanları olmalı insanın. Bundan keyif almalı. Her gün baktığı evler, yollar bu kez farklı gelmeli insana. İnsan mutluluğu beklememeli onu yaratmalı diye bir cümle okumuştum. Hiç beklenmedik bir anda hayat güzel gelebilirmiş gözüne. Belki yağmurun belki kahvenin etkisi vardır bunda. Belki de bu yorucu tempoda bir kahveyle balkona geçen kendimin etkisi vardır. İnsan bulutların duruşundan anlam çıkarmalı mesela kendine. İlk aklına gelenin işaret olduğuna inanmalı. Her insanın kendine ait inançları olmalı. Ondan başkasının ona inanmadığı ya da daha önce hiç düşünmediği. Başka kimse onunla aynı düşünmüyor diye sevinmeli hatta, kendine ait fikri olduğu için. Ne alaka deyip kestirip atmamalı. Biraz ince biraz duygusal olmalı insan dediğin. Buluttan çıkardığım anlamı unutmamak dileğiyle.. 03.05.24
Küçük bir kelime, büyük bir roman Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az... Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi...
"" Sende fark ettin mi? AZ,dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında... Biri başlangıç diğeri son....
Sayfa 349 - DKKitabı okudu
“İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar!” Hz. Rasûlullâh(aleyhisselâm) Şimdi lütfen bu cümleye iyi dikkat edin... Bu cümlede sınırlama, istisna yok!.. Bir cümleyi okuduğumuz ya da duyduğumuz zaman, önce kafamızdan şunu geçireceğiz... Bu cümle bir sınırlama getirmiş mi, getirmemiş mi?.. “İnsanlar uykudadır...” diyor!.. Beyazlar, zenciler,
Reklam
Sen de fark ettin mi? Az, dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi...
Seni az tanıyorum... Az... Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi...
Sayfa 349Kitabı okudu
diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? haklısın. belki de çok az... o zaman şöyle demeliyim: seni az tanıyorum... az... sen de fark ettin mi? az, dediğin, küçücük bir kelime. sadece a ve z. sadece iki harf. ama aralarında koca bir alfabe var. o alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. biri başlangıç, diğeri son. ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. yan yana gelip de birlikte okunmak için. aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. senin ve benim gibi... bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. belki de az, hayat ve ölüm kadardır! belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. belki de az, her şey demektir. ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir...
Sayfa 349 - Doğan KitapKitabı okudu
Ey Türk
Ey Türk, sen değil misin. Kanınla sulanan her toprak. parçası yurdum değen. yurdun elden gider iken. maziye bakarcasina izlersin etrafı. nedendir bu umutsuzluk. nedendir bu karamsarlık. yurdum dediğin toprağa sahip çıkasın. sensin bu yurdu kanınla sulayan. sensin bu dini cümle aleme duyuran. sen ki aldın nefesin hesabını veren. sen ki içtin suyun hesabını veren . sen ki yedi cihana nam salan. sen ki adını duyana huzur veren. senin kandaşların orda can verir iken. senin burda uyuklaman gayri sana haramdır. Yazar:mep
Seni az tanıyorum…Az… Sen de farkettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime var ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi… Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.