Dil ve Üslup
Dil, Atsız'ın dilidir. Açık, duru, anlaşılır ve akıcı. Su gibi akar cümleler. Hiçbir cümle, hiçbir paragraf, anlaşılmazlığından ötürü sizi durdurmaz. Eğer duruyorsanız ve bir cümleyi, bir paragrafı yeniden okuyorsanız bu anlamadığınızdan değildir. Tam tersine çok iyi anladığınızdandır. Cümleler sizi can evinizden vurmuştur. Bir
ATSIZ’IN HİKÂYELERİ: Hikâye, Atsız'ın sanatında en az yer bulan bölümdür. Ömrü boyunca sadece beş hikâye yazmıştır. Onların da dördünü 1931 yılında yayımlamıştır. 1941'de yazdığı beşinci hikâye ise Bozkurt dergisinin Temmuz 1941 tarihli 11. sayısında yayımlanmış, fakat bu sayıda dergi kapatılmıştır. Beşinci hikâye ancak 1966 yılında
Dil ve Üslup
Dil, Atsız'ın dilidir. Açık, duru, anlaşılır ve akıcı. Su gibi akar cümleler. Hiçbir cümle, hiçbir paragraf, anlaşılmazlığından ötürü sizi durdurmaz. Eğer duruyorsanız ve bir cümleyi, bir paragrafı yeniden okuyorsanız bu anlamadığınızdan değildir. Tam tersine çok iyi anladığınızdandır. Cümleler sizi can evinizden vurmuştur. Bir
Çamlıca da bir ay gördüm; senindi
Birden o nazenin yüzüne indi
Gözlerinin yeşil denizlerinden
Gülümserdin; has bahçeye dönerdim
Bir zamanlar bulutlardaydı başım
Bir zamanlar sevdalı bir fenerdim
Sabah yalınayak kıyılarında
Avuçlardım doğuşunu güneşin
Akşamları gemilerden kovulur
Hayalini düşürürdüm izime
İ sapsarı, günbatımında yanan
Saçlarınla sarılırdın yüzüme
Dünya bize zindan, dünya bize dar
İstanbul olsaydın, ben de gökyüzü Öylece dursaydık sonsuza kadar
Ben hangi mimarım, bilseydin eğer
Bir lūgat yanmazdı böyle ansızın
Eriyip akmazdı kanda cümleler
Dokun, ah süzülsün alevlerinden
G
Heceler kurusun dudaklarında
Harflerinde beni bekle ve ısın
Yedi saray kurdum yedi tepede
Her gün birisinde uyanmalısın