Aynı sizin gibi ben de kendimin Jüpiter'e veya Poseidon'a veya Thor'a veya Cupid'e veya Snotra'ya veya Mars'a veya Odin'e veya Apollo'ya inanmadığımı düşünüyorum. Osiris gibi antik Misir tanrılarına inanmıyorum; veya Thoth'a, Nut'a, Anubis'e veya tıpkı İsa veya dünyanın her tarafındaki birçok diğer dinde söylenen tanrılarda olduğu gibi bakireden
“Aynı sizin gibi ben de kendimin Jüpiter'e veya Poseidon'a veya Thor'a veya Cupid'e veya Snotra'ya veya Mars'a veya Odin'e veya Apollo’ya inanmadığımı düşünüyorum. Osiris gibi antik Mısır tanrılarına inanmiyorum; veya Thoth'a, Nut'a, Anubis'e veya tıpkı İsa veya dünyanın her tarafındaki birçok diğer dinde söylenen tanrılarda olduğu gibi bakireden
«Kimdir bu Samson ve Delilah? Konu söylediğim gibi Eski Ahit’te geçiyor, İsrailoğulları ile Antik Filistinliler (Philistine). MÖ 12. yüzyıl. Şimdiki Filistinlilerden çok farklıydılar ama o topraklarla Filistin isminin yan yana geldiği yıllar.
Farklıydı diyorum çünkü Antik Filistinliler “Ege” kökenli bir halktı. Bu hikâyedeki Samson, İbrani
"...İnsanlığın büyük bir kısmının zihinsel görüsünün, sadece psikolojik açıdan duyarlı birkaç kişi tarafından hissedilebilen ve sıradan deneyimin dışında uzanan ayrıksı olayları sabır ve zekâyla tartamayacak kadar sınırlı olması şanssız bir gerçektir. Kavrayışı daha geniş olan insanlar bilir ki gerçek ve gerçek dışı arasında keskin bir ayrım yoktur; onların bilincine yine onun aracılığıyla vardığımız hassas bireysel, fiziksel ve zihinsel ortamın sayesinde her şey bize nasıllarsa öyle görünür; ama çoğunluğun sahip olduğu bayağı maddecilik, aşikar deneyciliğin örtüsüne nüfuz eden üstüngörünün parlayışlarını delilik olarak tanır."
Herkese merhaba,
Lovecraft'ın kalemiyle tanışalı 8-9 ay oldu. Okuduğum ilk kitabında da sonraki eserlerde de kalemini çok sevdim. Korku içerikli kitapların klişe olmasından rahatsız olan biri olarak tüm korku kitapları sevenlere Lovecraft'ın eserlerini önerebilirim. Adam klişeliğin yanından bile geçmiyor. Çok farklı bir hayal dünyası, çok yaratıcı bir yönü var.
Bu kitap da Lovecraftın yedi farklı hikâyesinin toplandığı bir antoloji. Okumak çok keyifliydi. Bu cildin içerisinde olan kitaplar şunlardı:
1. Cthulhu'nun Çağrısı
2. Karanlığın Hayaleti
3. Dunwich Dehşeti
4. Uzaydan Gelen Renk
5. Innsmouth Üzerindeki Gölge
6. Duvarların İçindeki Sıçanlar
7. Dagon
Okumanızı tavsiye eder, okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim. :)
Not: Kitabın dili türkçe. En azından benim okuduğum baskı türkçe.
Dünya üzerinde Mekke'yi buldozerle yıkmak isteyebilecek bir ateist olduğuna inanmıyorum; ya da Chartres'i, Yörk Minister'i, Norre Dame'i, Shwe Dagon'u', Kyoto tapınaklarımı ve elbette Bamiyan Budalarını. Nobel ödüllü Amerikan fizikçi Steven Weinberg'in dediği gibi, “Din insanoğlunun yüceliğinin alçaltılmasıdır. Din olsa da olmasa da her zaman iyi şeyler yapan iyi insanlar ve kötülükler yapan körü insanlar olacaktır. Ancak iyi insanların körülük yapabilmesi için din gerekir.” Blaise Pascal (3. Bölümde Tanrı inancıni riske atmayan kişi) benzer bir söz söylemiştir: “İnsanlar dinsel imanç yoluyla yaptıkları kötülükleri başka bir yolla asla bu kadar eksiksiz ve neşeyle yapmazlar.”
#klasikkorkuöyküleri #charlotteperkinsgilman (#theyellowwallpaper) #maryewilkinsfreeman (#luellamiller) #mrjames (#themezzotint) #ambrosebierce (#avineonahouse) #percevallandon (#thurnleyabbey) #fmcrawford (#thescreamingskull) #arthurmorrison (#thethingintheuperroom) #efbenson (#theroominthetower) #hplovecraft (#dagon) isimli yazarların korku öyküleri yer alıyor kitapta. Gilman, M.R. James ve H.P. Lovecraft hariç pek aşina olmadığım yazarlar. Freeman, feminizm ve doğaüstü korku yazmış diğer eserlerini de inceleyeceğim. Bierce'in poe ve Lovecraft ile birlikte anılması beni şaşırttı. Kayıplara karışan ve cesedi bulunamayan bir yazar, özellikle 'evdeki asma' hikayesini değindiği şeyler adına beğendim. Landon'ın thurnley manastırı isimli hikayesi kitabın iyilerinden.
Çınar yayınları çok iyi çevirmenlerde çalışmış zaten hikayeleri seçip derleyen de Yankı Enki. Her hikayenin başında yazarın biyografisi var. İçerik gayet güzel hazırlanmış ancak kapak için aynısını söyleyemeyeceğim birazcık çocuk kitabı gibi olmuş. Tabii yine bayağı bir ilgi çekiyor.
“Aynı sizin gibi ben de kendimin Jüpiter'e veya Poseidon'a veya Thor'a veya Cupid'e veya Snotra'ya veya Mars'a veya Odin'e veya Apollo’ya inanmadığımı düşünüyorum. Osiris gibi antik Mısır tanrılarına inanmiyorum; veya Thoth'a, Nut'a, Anubis'e veya tıpkı İsa veya dünyanın her tarafındaki birçok diğer dinde söylenen tanrılarda olduğu gibi bakireden