Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Safsata no:14 Kale Direklerini Ötelemek (Hedef Kaydırma)
Eğer ki bir arkadaşınızla yeterince uzun tartıştıysanız, istediği cevapları vermenize rağmen konuyu sürekli uzattığını deneyimlemiş olabilirsiniz. Basitçe, "Tamam, onu anladık ama, bunu nasıl açıklayacaksın?" şeklinde kurulan argümandır. Hatta şahsi inançlarla ilgili tartışmalarda, ateistlerin her şeyi bilimsel verilerle açıklama çabasından ötürü, olur olmaz her şaşırtıcı konuyla ilgili olarak "Ateistler bunu da açıklasın!" şeklinde duyduğumuz espri, bu safsatadan kaynaklanmaktadır. Tartışmanın ana konusundaki argümanlarınızı başarıyla desteklemenize veya karşı tarafın argümanlarını başarıyla çürütmenize rağmen, karşınızdaki kişi konuyu değiştirerek tartışmayı uzatıyorsa, bu safsataya düştüğünü söylemek mümkündür. Bir iddiaya cevap verdiğiniz zaman, sanki hiç cevap vermemişsiniz gibi aynı konuyla ilgili bir diğer iddia karşınıza sunulur, tıpkı bir kalenin filelerine ikide bir topu attığınız halde, iddiacının kale direklerini daha da öteleyip "Haydi şimdi at bakalım," demesi gibidir. Her sorusuna cevap verebilmenize rağmen bunu görmezlikten gelmesi üzerine "Bu da mı gol değil?" diyesiniz gelir. Elbette soru üstüne soru sormak güzel bir şeydir ve merakın özüdür; ancak bu safsatada karşınızdaki kişinin amacı sorunun cevabını bulmaktan ziyade kendi iddiasını doğru kılmaya çalışmaktır, soruları soru olmaktan çıkıp birer argüman haline getirilir. Sorun, burada başlamaktadır.
Sayfa 138 - pdfKitabı okudu
İçinizdeki çocuğa ulaşın İçinizdeki çocuğa nasıl ulaşırsanız ulaşın ve onun nasıl göründüğüne ve neler hissettiğine dikkat edin. İçinizdeki çocuğu rahatlatın. Ondan özür dileyin. Onu terk ettiğiniz için ne denli üzüldüğünüzü anlatın. Ondan ayn kaldığınız zamanların şimdi acısını çıkarmak istediğinizi söyleyin. Bu küçük çocuğu bir daha asla ve asla terk etmeyeceğinize söz verin. Onun yanından hiç ayrılmayın ki, istediği an uzanıp size dokunabilsin. Eğer korkmuşsa, ona sarılın. Şayet öfke­ liyse, bırakın öfkesini açıklasın. Onu çok sevdiğinizi söy­leyin. Sizin ve içinizdeki çocuğun yaşamak istediği dünyanın yaratılmasına yardımcı olacak güce sahipsiniz. Aklınıza ve düşüncelerinize hükmetme gücü sizin elinizde. Harika bir dünya yaratın. İçinizdeki çocuğun rahatlamasına, kendisini güvencede hissetmesine, huzurlu olmasına, mutluluk ve neşe içinde arkadaşlarıyla oynamasına, özgürce koşmasına, çiçeklere dokunmasına, ağaçlan kucaklamasına, ağaçtan kopardığı elmayı, sevinç içinde yemesine, kedi ve köpek yavru­ larıyla oynamasına, salıncakla göklere uçmasına, kahkahalar atarak neşeyle koşup sizi kucaklamasına olanak tanıyın. İkiniz birlikte sağlıklı, güzel, güven dolu bir dünyada yaşayın. Ebeveyninizle, dostlarınızla, çalışma arkadaşlarınızla iyi ilişkiler kurun ki gittiğiniz her yerde sevgiyle karşılanın. Çevrenize sevgi saçın. Yaşamak istediğiniz yerde yaşayın. Sevdiğiniz işi yapın. Sağlıklı olduğunuza inanın. Çok sağlıklı, neşeli ve özgürsünüz ve böyle olmanız gerek.
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
_İslam = Arapçılıktır. Asimilasyonla inananı araplaştırır. Her müslüman halk, araplaşmaya mahkumdur. Kuran’ın kendisi, Araplar için Arapça olduğunu söyler.(Şura 7) İnsanın tüm yaşantısı, giyimi, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi ve inanması “çöl bedevîlerinin kabile kanunu” ölçütlerine göre ayarlanmaktadır. İslamlaşarak milli
İçinizdeki çocuğa nasıl ulaşırsanız ulaşın ve onun nasıl göründüğüne ve neler hissettiğine dikkat edin. İçinizdeki çocuğu rahatlatın. Ondan özür dileyin. Onu terk ettiğiniz için ne denli üzüldüğünüzü anlatın. Ondan ayrı kaldığınız zamanların şimdi acısını çıkarmak istediğinizi söyleyin. Bu küçük çocuğu bir daha asla ve asla terk etmeyeceğinize söz verin. Onun yanından hiç ayrılmayın ki, istediği an uzanıp size dokunabilsin. Eğer korkmuşsa, ona sarılın. Şayet öfkeliyse, bırakın öfkesini açıklasın. Onu çok sevdiğinizi söyleyin. Sizin ve içinizdeki çocuğun yaşamak istediği dünyanın yaratılmasına yardımcı olacak güce sahipsiniz. Aklınıza ve düşüncelerinize hükmetme gücü sizin elinizde. Harika bir dünya yaratın. İçinizdeki çocuğun rahatlamasına, kendisini güvencede hissetmesine, huzurlu olmasına, mutluluk ve neşe içinde arkadaşlarıyla oynamasına, özgürce koşmasına, çiçeklere dokunmasına, ağaçları kucaklamasına, ağaçtan kopardığı elmayı, sevinç içinde yemesine, kedi ve köpek yavrularıyla oynamasına, salıncakla göklere uçmasına, kahkahalar atarak neşeyle koşup sizi kucaklamasına olanak tanıyın. İkiniz birlikte sağlıklı, güzel, güven dolu bir dünyada yaşayın. Ebeveyninizle, dostlarınızla, çalışma arkadaşlarınızla iyi ilişkiler kurun ki gittiğiniz her yerde sevgiyle karşılanın. Çevrenize sevgi saçın. Yaşamak istediğiniz yerde yaşayın. Sevdiğiniz işi yapın. Sağlıklı olduğunuza inanın. Çok sağlıklı, neşeli ve özgürsünüz ve böyle olmanız gerek.
Araştırdım, ah, ateşli çabalarla, Felsefe, hukuk ve tıp bilimini, Bir de, ne yazık ki, ilahiyatı! Şimdi de duruyorum burada, bir ahmak gibi, Hiç de akıllanmış değilim. Yüksek ünvanım, doktoram bile var, Ve on yıldan beri öğrencilerimin burunlarını, Kah o yöne kah bu yöne çekiştiriyorum Birşey bilemeyeceğimizi, sonuçta anlamak için! Buna
Hadi ateistler bunu da açıklasın
Şu çelişki nasıl açıklanabilir: Kazı çalışmaları sonucu, belirli bir düzende dizilmiş veya belli bir amaca yönelik olarak yontulmuş iki taşa rastlarsak, bunun uzak geçmişte yaşamış insanların ürünü olduğu sonucuna varırız. Bu aynı taşın yanında taş aletten çok daha mükemmel olan insan kafatasına rastladığımızda ise bunun bilinçli bir varlığın tasarımı olduğunu varsaymıyoruz. Bu öylesine mükemmel kafatası ya da iskeletin kendi kendine veya tesadüfen yani bir aklın veya bilincin müdahalesi olmadan oluştuğunu farz ediyoruz. İnsanın Tanrı'yı inkârı bazen gerçekten de bir kapristen ibaret değil midir?
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.