Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

schrute

schrute
@dahacokokuyayim
Reklam
Hem yazmayı hem de okumayı tiksindirici bulduğum uzun dönemler olur, o zaman eylemsizliğe kapılırım; bu da kişisel felaketim üzerinde kara kara düşünmeme; gayri tabii, yapay, hatta sapkın olduğu ölçüde rutinde olan koşullarda ge­çen yıllar boyu ne hale geldiğime bakıp hayıflanmama sebep olur. Beni sarsan, umutsuzluğa sürükleyen, neredeyse her gün dikkatimi dağıtan kaderin oyunları, onları açıkça görebildiğim zaman üzerimdeki etkilerini kaybeder; dikkatlice gözlemleye­bildiğim hiçbir şey beni rahatsız edemez, incitemez. Var oluşu­muzun net bir görüntüsünü elde etmek, ama yalnızca iç yüzü­nü görmekle kalmayıp içindeki en parlak ışığı bile her gün yakalamak; onunla başa çıkmanın tek yoludur.
Sayfa 82
92 syf.
9/10 puan verdi
Otobiyografik beşlemenin 2. kitabı. Önündeki yolu reddetişini anlatıyor. Kendisinden beklenenleri, geleceğine dair yazılan hikayeyi silişini, karar verişini anlatıyor. Öfke,mücadele, var olma; kendin olma telaşı. Harika
Kiler
KilerThomas Bernhard · Sel Yayıncılık · 2015513 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yıllarca her sabah, bana dayatılan bu hayatta bir kırılma yaratmam gerektiğini düşün­müştüm, ama hiçbir zaman bir şey yapabilecek kudreti kendi­ me bulamamıştım. Uzun yıllar süresince, her defasında kesin­tisiz bir gerginlikle, hem de isteğim dışında bu yolu yürümeye zorlanmıştım, fakat sonunda bunu ansızın değiştirebilecek gücü kendimde buldum ve geriye dönmeyi başardım. Lakin böyle bir geri dönüş, ancak duygu ve düşüncelerin doruk nok­tasındayken olur, bu öyle bir andır ki, kişi ya bu geri dönüşü gerçekleştirecektir ya da artık kendini öldürmekten başka çare görmeyecektir; her şeyi göze alabilen insanın hali onun en yo­ğun ve ölümcül anıdır, tıpkı benim o zamanlar içinde bulun­ duğum durum gibi. Hayat kurtarıcı böyle bir anda, ya her şeye karşı koymalıyız ya da yok olmayı seçmeliyiz.
Sayfa 17
Dünyaya getirilir, ama yetiştirilmeyiz. Bizi dünyaya getirenler, yarattıkları yeni insanı yok etmek için gereken her türlü becerik­sizliği ve akılsızlığı yaparlar. Doğuştan gelen her türlü potansi­yelini daha hayatının ilk üç yılında mahvetmeyi başarırlar, üste­lik bu başarılarıyla mümkün olan en büyük suçu işlediklerinin farkında değildirler.
Sayfa 53
Reklam
İnsanlarla ilişkili her şey hep gülünçtür, savaş ve onun koşulları ile halleri ise en gü­lünç olanlardır.
Sayfa 46
İki insan kategorisinin, iş yapanların ve onların kurbanlarının yaşadığı şehir, öğrenmek ve eğitim görmek için oraya gelen bir gence ancak acı dolu bir hayat sunabilir; zira orada yaşayan her­kes, nasıl bir tabiatı olursa olsun, şehir tarafından huzursuz edi­lir, eninde sonunda dengesizleştirilir ve yok edilir, çoğu zaman da en ölümcül ve sinsice yollardan.
Sayfa 7
523 syf.
7/10 puan verdi
Kitaplar bu kadar kalın olmasına rağmen bölümlere ayrılmamış. Konu sürekli “buraya nerden gelmiştik” şeklinde değişiyor. Acaba o karakterin olayı neydi derken karakterin neredeyse doğumundan güncele kadar hayatının derinliklerine hatta bazen kendilerinden bile sakladıkları sırlarına ortak oluveriyoruz. Ama her karakter kendisini uzun süre merak ettiriyor, en beklenmedik anda konu ona dönüyor. Aslında tüm hikaye bi yana beni en çok etkileyen kısım bu karmaşık akıştı. Bir çok okur yorumlarında bu durumdan yakınmış. Ben onlara katılmıyorum. Alıştığımız Şule Gürbüz üslubu değişmiş, her şey açık açık anlatılıyor bu sefer. Bunu çok beğendim. Diğer kitaplarda okuyucuya epeyce iş düşüyor eksikleri tamamlamak, devam etmek tekrar başlamak.. Bu sefer her şey hazır her şey ortada. Kitapta kendime yakın bi karakter bulamadım, açıkcası buna sevindim ama Aziz’in hayatındaki majör değişikliklere ayak uydurmakta güçlük çeken yanı bazen çok basit denk gelişlere çok anlam yükleyip durduk yere hislenmesi ne yazık ki bana biraz tanıdık geldi. Aziz kadar içlenip dertlenmek herkesin yapabileceği bir şey değil zaten, iyi ki de değil. Yine de Aziz’e bu kadar hisli de olunmaz be kardezim böyle yaşanır mı rahatla biraz nolur insan askerliği bitti evine dönüyor diye sabaha kadar ağlar mi? demeyi çok isterdim.
Kıyamet Emeklisi - 2. Cilt
Kıyamet Emeklisi - 2. CiltŞule Gürbüz · İletişim Yayınları · 2022226 okunma
320 syf.
8/10 puan verdi
Besin üretimi, tüketimi ve besin ticaretinin dünyayı geçmişten günümüze nasıl değiştirdiğini görmek için harika bir eser. Kitaptaki bilgiler oldukça ikna edici. Tarımsal faaliyetler, modern ilaçlama yöntemleri, yerel gıda hareketleri, bitkilerin kökenleri ve tüm bunların günümüzdeki besin ve çevreye etkileri yazar tarafından yalın bir dilde ele alınmış. Baharatların keşfi, kraliyet meyveleri, şifalı ve mucizevi olduğuna inanılan bitkilerin tarih yolculuğu.. Okurken oldukça keyif aldım, çevirisi temiz ve akıcıydı.
İnsanlığın Yeme Tarihi
İnsanlığın Yeme TarihiTom Standage · Maya Kitap · 2016240 okunma
“Genç bir avcı büyük bir hayvan avladığında kendisini şef ya da büyük adam zannetmeye, bizleri de kendi hizmetçileri ya da aşağı derecedeki insanlar olarak görmeye başlar. Bunu kabul edemeyiz. Bu yüzden avcının yakaladığı ava değersiz bir şey muamelesi yaparız. Hem bu şekilde avcının içindeki arzuyu söndürüp onu uysal ve anlayışlı biri haline getirmiş oluruz.”
Sayfa 54
Reklam
Baharat tüketimi, kişinin zenginlik, güç ve cömertliğini gös termesinin ve bunu kanıtlamasının bir yoludur. Baharatlar hediye olarak verilir; diğer kıymetli mallarla beraber miras olarak bırakılır ve bazen para olarak kullanılırdı. Avrupa’da daha önceleri baharat, tütsü ve parfümlerde kullanılan baharatın mutfaktaki kullanımını Yunanların başlattığı düşünülür. Başka şeylerle birlikte Romalılar, Yunanların bu fikrini alıp geliştirdiler ve yaygınlık kazanmasını sağladılar. İçinde Roma’ya özgü 478 yemek tarifinin yer aldığı Apicius isimli yemek kitabında farklı diyarlardan gelen bol miktarda baharat bulunur. Bunlar arasında toz biber, zencefil, Hint defneyaprağı, Hint sümbülü ve zerdeçal vardır. Bu yemek tarifleri arasında baharatlı devekuşu yemeği bile yer alır. Ortaçağ boyunca yemekler baharatlı bir şekilde bolca tüketilmiştir.
Sayfa 88
İngilizcede kullanılan baharat (spice) kelimesi Latincedeki tür (spe-cies) kelimesinden türemiştir. Species kelimesi, aynı zamanda, özel (special), özellikle (especially) gibi kelimelerin de kökenini oluşturur. Bu kelimeyi harfi harfine “tip” ya da “tür” diye çevirebiliriz ki zaten kelime bugün biyolojide hâlâ bu anlamıyla kullanılmaktadır.
179 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.