Her kadın bedeni onun için iyi tanıdığı bir kentti. (…) Bu kenleri ziyaret eden çok kimse vardır, ama ıssız dönemlerini biliyorsanız, anlatılanların,, üzerine yazılanların çok dışında sadece kendinize ait bir bilgi edinirsiniz.
Kitap benlik değil ben beğenmedim çok durağan ve içinde fazla aşk var .
Safir mila safkan kendi ayakları üzerinde duran bir genç kızdır hayata tutunma amacı dans etmektir. Dans yoksa safir yaşayamayacağını düşünür lakin hayat ona bir kapı daha açar; aşk. safir katıldığı seçmelerde jüri üyesi olan hazer han dalgakıran ile tanışır ve aşk yolculuğu başlar romantik sevenler için birebir bir kitap ancak dark romance sevenler ve entrika kaos sevenler için çok durağan bir kitap. Bu yüzden ben beğenmedim ama romantik bir okur için kitap güzel olabilir
Bu hurafeci, feodal ümmetçi dinciler, son 300 yıldır emperyalist Batı'nın taşeronluğunu yapıyor. Her türlü gelişmenin, yenileşmenin, toplumsal uzlaşmanın önünde dalgakıran rolünü başarıyla oynuyorlar.
Bu sömürgeci güçlerin işbirlikçi dincileri, baş davası ahlak olan bizim Müslümanlara inanın hiç benzemiyor...
Ben/im
Benim geceyi söndüren
sonsuz parmaklı büyücü,
bulutların arasından şehre
güneşi dağıtan benim.
Sabahın mor kıvılcımını,
piyanodaki son at,
dalga ve dalgakıran benim.
Mektup benim, zarf ben,
benim yelkene dolan hava,
yelken, yelkende parçalanan
martı ve hallaç benim.
Benim bu ayna, bu suret-
Bu yüz: Benim.
Adnan Dalgakıran bir sanayici. Türkiye'nin önemli makine üreticilerinden biri. Bu kitapta mesleki deneyimlerinden yola çıkıp kendi penceresinden Türkiye'nin ekonomik olarak neden yerinde saydığına ortaya koymaya çalışmış. Bunu yaparken sadece kendi gözlemelerinden değil çok sayıda uluslararası araştırmanın verilerinden yararlanmış. Bu araştırmalara ülkenin durumunu anlamak için kıyaslamayı kendi geçmişimizle değil dünya örnekleriyle yapmamız gerektiğini düşünerek atıf yapıyor.
Dalgakıran'ın sıkıntılı bulduğu ve özellikle aklımda kalan hususlardan bazıları şunlar:
- Kolektif zekamız zayıf birlikte çalışmayı bilmiyoruz.
- Dünya ile rekabeti sadece iş gücü maliyetleri ile yapıyoruz, sadece ucuz iş gücü ülkesi olarak batıyla rekabet edemeyiz.
- Şirketlere verilen teşviklerin takibi yapılmıyor, etki analizi olmadan teşvik veriliyor.
- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin yapılanması hatalı, üyelerinin tümünün menfaatine çalışması mümkün olmayan çok geniş kapsamlı ve bu yönüyle de az faydalı bir örgüt,
- Genel olarak verimlilik sorunlarımız var.
Yazar ayrıca hukuk, eğitim ve sivil toplum alanında çok sayıda eleştiri getiriyor. Kitapta sorunları tespitle kalmamış ayrıca çözüm için de önerilerde bulunmuş. Önerileri doğrudur yanlıştır bir kenara böyle bir meseleyi dert edinmesi, ülkenin kullanamadığı potansiyeline ulaşması için kafa yorması bence takdir edilesi bir çaba.
YüzleşmeAdnan Dalgakıran · Kronik Yayın · 202176 okunma
gördüğümüz için ağlıyoruz demişti zorba
gördüğümüz için ağrıyoruz ve belki
insan en az bir kez görmeli kendini
gecenin sesini kıstıkça artan o dinginlikte
bunu konuşmuştuk, sis içinde bir kenti yakarken.
oysa bir dalgakıran kuşudur neşemiz
bir patikaya girince yeniden yeşillenir ağaçlar
kollarımız kalabalık bir denizde açan iki kürek
gürül gürül akan göz içlerimiz vardır
bir salkım söğütten yükselen serçelere
çitlembiklere, tarçın kokularına sözümüz
bir yüreği yarıp onaran o bakış acılarına
bir sözümüz vardır.
Bilgisaray teknolojisinin evrimsel gelişimi o kadar güzel anlatılmış ki iyiki almışım dediğim kitaplardan oldu. Hikaye bundan 200 yıl önce ada lovelace ' nin daha iyi hesap makinası yapmak için delikli kartlar kullanmasıyla başlıyor. Daha sonra silikonun üst ce altına altın plaka konup yarı iletken olan transistör bulunuyor. Böylece ilk defa bilgi depolanabiliyor. Transistörlerin bağlanması ile işlemci, işlemcilerin entegre olması ile mikroçip bulunup bilgisayarın beyni ortaya cikiyor. Aslında mantık basit 0 ile 1 dili kullanılıyor. Yani devrelerin açılıp kapanması ile çalışıyor bilgisaray beyni. Daha sonra yazılım dili gelistiriliyor. Sonra bilgisayarlar anahtarlama yolu ile internet üzerinden bağlanıyor. Sonra bloglar, wikipedia, müzik vs günümüze geliyor. En şaşırdığım uyuşturucu ve sex bağımlısı özgürlük düşkünü hippilerin devlet elinde tutulan internet ve bilgisayarın halkın kullanımina açmaları olmuş. Devrimleri yapanlarin tamamı lise ve ünüversite öğrencileri. Bizimde yapmamız gereken silikon vadisinde olduğu gibi farklı yeteneklere sahip zeki gençleri bir araya toplayıp keşfetmelerini sağlamak olacaktır.
Her ne kadar çocuklar için yazılmış bir kitap ise de mutlaka yetişkinler tarafından da okunmalı.
Kitabın kahramanı "Feo" nun yaşamında karşılaştığı zorluklara / zorbalıklara rağmen pes etmemesini, savaşmasını, insanların da inancını kazanıp birlikte hareket edince kötülüğün kazanmasının mümkün olmayacağının hikayesini büyük bir keyifle okudum.
Toplum içerisinde kötülerin iyileri ezdiği durumları ama buna izin vermemenin de mümkün olduğunu "Feo" sayesinde öğreniyoruz.
Feo ve KurtKatherine Rundell · Domingo Yayınevi · 2017282 okunma
Yalı camilerinde kumrulara martılar karışır. Deniz ve toprak iç içe. Denize inen aralık ve hemen üstünde yalı kahvesi. Ortada geniş saçaklı mermer çeşme. Lülesinin üstünde kara yağlıboya ile:“İçilmez” yazılı. Kahvenin çaycı barakası. Semaver, dizi dizi cezveler ve yaldızlı çay bardakları. Solda kayıkhane ve rıhtım. Kayıkhane iskele ile kahve arasına düşüyor. Küçük bir dalgakıran, dalgakıran denebilirse buna, el kadar bir iç deniz yapmış burada. Bir iki sandal, bir iki motor kıpırdamadan duruyor. Kayıkhane ile yüz yüz elli yıllık iki yalı arasnda parke döşeli yol. Balıkçılar orda.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD denetimiyle birlikte, CHP yönetimi gericilikle hesaplaşmaktan vazgeçti. "Küçük Amerika olacağız" hedefi CHP yönetimi zamanında açıklandı ve 1950'den sonra Demokrat Parti iktidarı tarafından izlendi. Devlet, tarikatları ve cemaatleri korudu ve geliştirdi. Batılı ideologların son zamanlarda "Popüler İslam" diye kutsadıkları akım devlet tarafından yeniden imal edildi ve desteklendi. Böylece Kemalist Devrim'in kireçlenme dönemine girildi.
27 Mayıs 1960 Devrimi, 1945'te başlayan "Küçük Amerika" sürecinde kısa süren bir kesintiye yol açtı. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980'deki Amerikancı askeri darbeler, ABD'nin Yeşil Kuşak Projesi uyarınca, Türkiye'de demokrasi ve emek güçlerine karşı şeriatçılığa dayanan bir dalgakıran inşa ettiler. En sonunda bir Cemaat müridi, Özal'ın kişiliğinde Çankaya'ya tırmandı. Ve dahası, bir tarikatlar koalisyonu adım adım hükümetin büyük ortağı oldu. Fethullahçı Terör Örgütü bu süreçte devletin kilit konumlarına yerleşti.
Sayfa 87 - "Küçük Amerika" Süreci ve 27 Mayıs DevrimiKitabı okudu
Mosulu, bir kadın Gölde çamaşır yıkıyor Göle, küçük bir dalgakıran gibi, suya birkaç metre nüfuz eden bir tahta levha yerleştirmişler. Böylece ıslanmadan, çömelerek, gölün kendilerine özel bölümünde çamaşırlarını sabunluyor lar, yıkıyorlar ve duruluyorlar. Ana caddeden, çamaşır yıka yan kadına doğru yaklaşan komşusunu görüyorum.
Gölde gömleğini yıkıyor olan kadının ismi Tsie ve az önce onun yanına gelen de benim arkadaşım Sanshie. Sanshie her zaman sepet dolusu çamaşırla diğer kadınları bulmak için göl kıyısında gezinir.