Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İç sesim
Rüyamda insanlar bir kaldırımdı çoğu kararmış kırılmış ezilmiş içlerinde ise çok azı bembeyaz kırılmamıştı diğerlerinden farkli ve azınlıktalardı mutsuzlardı farkli oldukları için kirilmak nedir bilmiyorlardı aldatılmayı tanımıyorlardı sonrasinda darbe aldilar hayat bu tabiiki diğerlerinden aldıklari darbe onlari daha fazla üzdü kırdı duygusallaştırdı hayallerinden uzaklaştirdi kisacasi dayanamadilar tedavi olmaya gittiler tedavileri ise kirlenmek ve kırılmaktı topluma benzemeleriydi tedavileri( fikrimce bana benzeyen ve yeni DEHB li olduğunu farkeden yetiskinler icin olan düşüncem burada kaldirımlari birer insan olarak alegorikleştirdim kendimce bizler de insanız ve cok daha fazla kırılıyoruz diğer topluma nazaran fazla fedakarlıklar yapıyoruz birisini sevelim hele ki gidince dünyamız başımıza yıkılıyor hayat herkesi kırar ama biz küçük olaylari bile duygusallaştırıyoruz hayal gücümüz cezaya dönüşüyor) demek istedigim DEHB hastalik degil farkindalik olarak tanımlanmalı Teşekkurler.
Ölülerimiz Nerede?
Darbe olmuş. Cuntacılar ibret-i alem için adam asma te­laşındalar. Kurbanlardan biri de Veysel Güney. On bir gün arayla yapılan iki duruşmadan sonra idamına karar veriliyor Veysel'in ve 10 Haziran 198l'de asılıyor. ldam gecesini, dö­nemin Gaziantep Cumhuriyet savcısı anlatıyor: " ... dedim 'Veysel, son bir arzun var mı? Adettendir, son arzun nedir?' 'Babama mektup yazacağım' dedi. Kağıt kalem verdik. Yazdı mektubunu. Hiç kimseyi tanımıyordu orada ve ipe götürülen bir adamdı. Avukatı yoktu, yakını yoktu, hiç kimsesi yoktu ... " Veysel'in mezarı da yok şimdi. Asmakla kalmamışlar, ölü­sünü de vermiyorlar. " ... Karga ağzında bir karga ölüsüyle geldi uzaktan ve ora­ da bir yere kondu. Toprağı eşeledi ve ağzındaki ölüyü, açtı­ğı çukura koydu. Sonra eşelediği çukurun üzerini yine top­rakla örttü. Bunları gören Kabil'in içi yandı, bir karga kadar olamadığı ve kardeşinin ölüsünü açıkta bıraktığı için piş­man oldu. Ah! etti ... " Ey cellatlar, ey güvercin kasapları, ölüm tacirleri... İnsan daha konuşmadan, öğrenmeden, bilmeden "mezar kazıyordu" ölüsü için. Ne Berfo ananın oğlunun ölüsünü verdiniz, ne de Vey­sel'in mezarını ... Ölülerimiz nerede? Bir karga bile değilsiniz. Kabil'in kargayı görüp de utanan kalbi yok sizlerde, anladık. Ama, yorulmadınız mı, ağzınızda cesetlerle yıllar yılı te­pemizde akbaba gibi dolaşmaktan? Bir karga gibi yapın hiç olmazsa. İnin yere ve bırakın ölülerimizi. Kalplerimiz onla­ra mezar yeridir.
Sayfa 114 - İletişim Yayınları / 10. Baskı 2016, lstanbulKitabı okudu
Reklam
Darbe olmuş. Cuntacılar ibret-i alem için adam asma telaşındalar. Kurbanlardan biri de Veysel Güney. On bir gün arayla yapılan iki duruşmadan sonra idamına karar veriliyor Veysel'in ve 10 Haziran 1981'de asılıyor. ldam gecesini, dönemin Gaziantep Cumhuriyet savcısı anlatıyor: " ... dedim 'Veysel, son bir arzun var mı? Adettendir, son arzun nedir?' 'Babama mektup yazacağım' dedi. Kağıt kalem verdik. Yazdı mektubunu. Hiç kimseyi tanımıyordu orada ve ipe götürülen bir adamdı. Avukatı yoktu, yakını yoktu, hiç kimsesi yoktu . . . " Veysel'in mezarı da yok şimdi. Asmakla kalmamışlar, ölüsünü de vermiyorlar. " ... Karga ağzında bir karga ölüsüyle geldi uzaktan ve orada bir yere kondu. Toprağı eşeledi ve ağzındaki ölüyü, açtı ğı çukura koydu. Sonra eşelediği çukurun üzerini yine toprakla örttü. Bunları gören Kabil'in içi yandı, bir karga kadar olamadığı ve kardeşinin ölüsünü açıkta bıraktığı için pişman oldu. Ah! etti ... " Ey cellatlar, ey güvercin kasapları, ölüm tacirleri... İnsan daha konuşmadan, öğrenmeden, bilmeden "mezar kazıyordu" ölüsü için. Ne Berfo ananın oğlunun ölüsünü verdiniz, ne de Veysel'in mezarını .. . Ölülerimiz nerede?
175 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
3 soru 1 cevap
Bir Grup Filozof Mevlana Celaleddin Rumî'ye (k.s) gelerek birkaç sual sormak istediklerini bildirdiler.Niyetleri bir şeyler öğrenmek değil müslümanları dinleri hakkında şüphe ve dine düşürmekti.Hz.Mevlana adamların halini hiç beğenmedi onları üstadı Şems-i Tebrizî'ye (k.s) gönderdi.Bunun Üzerine grup onun yanına gittiler.Şems-i Tebrizî
Fihi Ma Fih'ten Seçmeler
Fihi Ma Fih'ten SeçmelerMevlana Celaleddin-i Rumi · Rumi Yayınları · 20071,246 okunma
356 syf.
·
Puan vermedi
3 soru tek cevap
Bir Grup Filozof Mevlana Celaleddin Rumî'ye (k.s) gelerek birkaç sual sormak istediklerini bildirdiler.Niyetleri bir şeyler öğrenmek değil müslümanları dinleri hakkında şüphe ve dine düşürmekti.Hz.Mevlana adamların halini hiç beğenmedi onları üstadı Şems-i Tebrizî'ye (k.s) gönderdi.Bunun Üzerine grup onun yanına gittiler.Şems-i Tebrizî
Mesnevi Cilt 5
Mesnevi Cilt 5Mevlana Celaleddin-i Rumi · Akçağ Yayınları · 2012117 okunma
Gördüm
Çağlar hiçbir çığır açmamış dünyada. Mevsimler aynı mevsim, yılın döngüsü aynı. Araçlar değişmiş olsa da amaçlar aynı. Akıl tekamül mü etmiş, Nefsi emmare neden aynı. Ölümler gördüm, felâketler. Emeği sömürülen işçiler, doymak bilmeyen zenginler. Firavun gibi Amerika, Karun gibi İsrail gördüm. Ama ne Musa ne İbrahim gördüm bu zamanda. Esaret
Reklam
Hadi herkes burcunu okusun
Çok oldu demi...özleştik😂😂 Koç: Olum saf misin salak misin len sen? Nedir halen eskilere takıntın. Bırak boktan geçmişini geleceğe bak. Aşk var ama sonuç kötü :/ Boğa: Sürekli gülme gibi salak huyuna sıçam senin. Yok yani gülmek hiç yakışmıyo yapma artık. He unutmadan kuzenlere dikkat et. Akrep: O çok sevdiğin yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmeyen
Üçgenin sırrı Hakurke’de yatar. Hakurke kontrol altına alınmadan, teröristler bu bölgede temizlenmeden, Şemdinli uyuyamaz. Şemdinli bizimdir. Onu uyku tutmazsa, bizi hiç tutmaz. Ama şunu da unutmayınız ki, artık sınır ötesi harekâtla Hakurke’de PKK’ya darbe vuramazsınız, dağıldılar, peşmergenin içine saklandılar. Darbe vurmak mı istiyorsunuz? Barzani’ye vurmadan PKK’yı vuramazsınız çünkü Amerika’nın Büyük Orta Doğu projesi içinde Barzani demek PKK demektir! Peki, bu PKK nedir
YAĞMURLARIN YEMİNİ OLSUN HEP
Senelerce içimde neler besledim, Kendimi kandıramadım dindiremedim. Aşk beni alıp savurdu yegâne, Senden kaçtıysam da hep sen oldum. Ama artık peşimi bırak ruhunla, Bende bu rüzgârlarda esen yaprağım. Benim ağacımda hep kış aylarım, Senin benim olmaya ne hakkın vardı sonbaharım? Senelerce içimde biriktire biriktire, Aklımdan çıkaramadım seni her
İLAHİ AŞK!
beyazıt öztürk; "senin bir derdin var abi. nedir derdin?" deyince, "aşk" kelimesini heceleyip derdinin ilahi aşk olduğunu da şu muazzam sözle anlatan, dünyada yeri dolmayacak müzisyen murat göğebakan cevabını şöyle devam ettirir; "insan mecazi aşktan eğer ki bir darbe yemişse, ilahi aşka doğru yürümeye başladığı andır aslında..."
Reklam
" Biz seksen kuşağı şanssız bir nesiliz. Gözümüzü açtığımızda ülkede darbe olmuş, kültürel yapı baştan aşağı değişmiş, ekonomi dibe vurmuş, "muz" yiyebilmek bile zenginlik belirtisi olmuştu. Her şey ateş pahası... İşte bizler anne-baba olunca unutamadığımız bu günleri çocuklarımız görmesin, yaşamasın diye başka bir yanlışın içine düştük. Onlar bir istediler biz bin verdik, onlar yokluk çekmesin diye gece gündüz didindik, onları oyuncaklara boğduk, giysilere, ayakkabılara, çantalara, kalemlere, boyalara... Sonuç: Tatminsiz bir nesil, yok nedir bilmeyen, sadece isteyen, odasına yığan, yığdığını kullanmayan, uzun konuşmalara tahammülü olmayan bir nesil yarattık."
Sığamadın bir türlü bendeki kalbe Çok severken küstürdün beni bu Şehre Yüreğimin ortasında nedir bu darbe Otur karşıma hemen derdini söyle Ellerinden tutmak varken özgürce Özletiyorsun kendini ne diye Düşünmekten inan döndüm deliye Bir kalbim var o da sana hediye Yaz geldi bak yine yaz geldi bak Şu yüzüğümü artık parmağına tak Sensiz geçen günlerime bir dön bak Acımıyorsan eğer bir de burdan yak
581 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.