Kaderini arayan bir seyyah gibiydim. Bir yerde beni bekleyen birşey vardı sanki ve Tanrı beni rahatsız edip evimden çıkarıyor, ona yönelmemi istiyordu.
İnsanın imanının ve ahlakının kemal derecesinin ölçüldüğü yer toplumun içidir. Ahlakın köken olarak h-l-k yaratmak anlamına geldiğini dikkate aldığımızda var olmanın yaratarak ve eylemde bulunarak var olmak olduğunu görmüş oluruz.
..Münakaşaları hep bedenler üzerindedir; idealleri bedeni ilgilendiriyor ve her ferdin ancak bedensel davranışlarıyla Allaha gidebileceğine inanıyorlar. Onlar o kadar maddecidirler ki cennetlerinde bile maddi hazların tatminini ararlar.
Ruhi şahsiyet gelişerek kuvvetlendikçe, maddi şahsiyet zayıflıyor, eriyor, bazen adeta yok oluyor. Vücut var olduğu halde, şahsiyet unsuru olmaktan çıkıyor. Bu olgunlaşma, insanın insanlaşmasıdır. Bu hal insanın yükselişidir.
Yaratıcılarından üstün olanı yaratma iradesine evlilik derim, iki kişinin. İstenci bu olanların birbirine duyduğu saygıya derim evlilik.
.
.
Fakat birbirini bulan, çoğu zaman iki hayvan.
"En affedilmez yanın güçlü olmana rağmen hükümdarlığı istemiyorsun"
Cevapladım: buyruk verecek gücüm yok benim. Sonra yeniden usulca: fırtınayı bildiren sözlerin en sessizleridir. Dünyayı güvercin ayaklarıyla gelen fikirler yönetir"