Kitap okuyan insan, dünyanın aklına yaslar sırtını. Tarihin en büyük beyinleriyle sohbet eder. Bir süre sonra yüzü, ifadesi bile değişir, bakışları anlam kazanır. Okumak gelişmektir.
Bir ses vardı,
Ufak bir gürültü bayağı bir neşe.
Saatlerce bakıp geçerdi,
Kolunda saati,
Bir nefes vardı işte orada.
Bazen sinirleniyorum,
Hiç bir şey ellemeden.
Zamanı Durdurmanın Yolları
"Ağaç orada, olduğu yerde sakin sakin durup yavaşça büyür, yaprak çıkarır ve yaprak döker, yine yaprak çıkarırken mamutların nesli tükendi, Homeros Odysseia'yı yazdı, Kleopatra saltanat sürdü, İsa çarmıha gerildi, Siddhartha Gautama sarayından ayrılıp halkının acıları için gözyaşı döktü, Roma İmparatorluğu düşüşe geçip çöktü, Kartaca işgal edildi, Çin'de mandalar evcilleştirildi, İnkalar şehirler inşa etti, ben Rose'la birlikte kuyudan su çektim, Amerika kendi kendiyle savaştı, dünya savaşları yaşandı, Facebook icat oldu, milyonlarca insan ve başka türde hayvan ne yaptıklarını pek de bilmeden kısacık hayatlarını yaşayıp savaştı, üredi ve mezara gitti ama ağaç hep vardı. Zamanın verdiği bildik bir ders bu. Her şey değişir ve hiçbir şey değişmez."
"Yüzünde çiçek açtırmadığınız insanların en son mezarında da çiçek açtırmayın."
Ben bunu yaşadım ve çokta sinir oldum. Yaşarken -kim olursa olsun- acısı ve yarası olduğunuz insanların mezarında size gözyaşı dökmek bile hak değil ki daha mezarına çiçek koymak? Hayırdır öldürdüğünüz mutluluklarını bir çiçekle mi kapatmaya çalışıyorsunuz?
Kendini değiştirmeden bazı şeylerin değişmesini bekleyemezsin. Çünkü her şey olağan seyrinde devam eder. İnsan değişirse, her olanı başka bir zaviyeden görür. Koşullar değişir, zaman/mekân ve imkânlar değişir; insan değişirse.