Büyük amaç ve ilkelerin ardında içten gelen küçük bir duygu aramışımdır hep. Görkemli bir senfoninin orta yerinde bir yerde beliriveren yumuşacık flüt sesini beklemek gibi bir huyum var. Sonunda en yalın, gerçeğe en yakın açıklama şu olmalı: Annem Fransa'yı sebepsiz severdi; her gerçek sevgi de böyle değil midir?