Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İman ve Küfür Çizgisi
Oysaki iman, Allah Teâlâ'nın kendi fazlından bir ikram ve hediye olarak kullarının kalbine attığı bir nurdur. Bu nur bazen tarif edilmeyecek derecede kişinin iç aleminde açık bir delil ile doğar. Bazen uykuda bir rüya vasıtasıyla olur. Bazen de kişinin dindar bir zatın halini müşahede etmesi, o zat ile sohbet ederek veya meclisinde oturarak onun nurunun kendisine sirayet etmesiyle gerçekleşir.
Sayfa 88 - SemerkandKitabı okudu
"O, size Kitap'da şunu indirdi: Allah'ın ayetlerinin inkar edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz vakit onlar başka bir söze dalıncaya kadar yanlarında oturmayın. Çünkü o zaman siz de onlar gibi olursunuz." (4 Nisa/140) Şeyh Süleyman bin Abdullah, bu ayet ile ilgili olarak şöyle der: "Ayet, zahiri anlamına göre değerlendirilir. Buna göre, Allah (Subhanehu ve Tealâ)’nın ayetlerinin inkar edildiği ve alay edildiğini işittiği halde, ikrah altında olmaksızın, onların söylediklerini reddetmeksizin veya onların meclislerinden ayrılmaksızın kafirlerle birlikte oturmaya devam eden kişi, onların işlediği fiili işlemese dahi aynen onlar gibi kafir olur. Zira bu, küfre rızayı içerir; küfre rıza ise küfürdür. Alimler, herhangi bir günahtan razı olan kişinin, aynen o günahı işleyen gibi olduğu konusunda bu ayetler ile delil getirmişlerdir. Kişi, kalben bundan hoşlanmadığını iddia etse dahi bu kabul edilmez; çünkü hüküm zahire göre verilir. Küfrü izhar eden kişi , kafir olur." (Ed-Dureru’s Seniyye, Cihad, 79)
Reklam
Birbirine benzeyen iki şair bulunamaz. Her birinin hayali, lisanı, usul-i ifadesi (anlatım tarzı) ve sevdiği başkadır. Bunların esrarını ve her birinin nasıl ve ne dediğini açacak, delil ve muhakeme ile tayin edecek yine tenkittir. Hikâye, roman, facia (dram) gibi eserlere gelince, bunlar da bulunan letafet-i şi'riyeyi (şiirsel güzelliği), güzel lisanı, istifadeli efkârı ve maişet-i milliyeye (millî hayata) olan münasebetini keşfedecek tenkid-i nazarîdir. Eser olur ki gayet güzel ve süslü lisan ile yazılmıştır; fakat, istifadesizdir. Eser olur ki lisanı kabadır, güzel değildir; fakat, açtığı efkâr pek kıymetlidir.
Sayfa 245Kitabı okudu
(Omuzu sivri olan hırsız ve işleri yaman olur. Eğri omuzlu olan kişinin, işi eğri olur. Kısa omuz eblehin, düşkün omuz, sefîlindir. Mûtedîl olan omuz sahibi rumuz anlar. Kolu eğri ve kısa olsa, o şerli olur. Bileği uzun olursa, istemeden verir bahşiş. Eğer küçük olduysa el, o misalsiz ve güzeldir. Parmağı uzun olan, bilgi sahibi ve hüner ehlidir.
(boyu uzun olan güzel ve sade dil olur. Boyu kısa olanını çok hilesi vardır. Boyu orta olan, akıllı ve hoş huylu olur. Saçı sert olan akıllı ve atılgan olur. Saçı yumuşak olan, ebleh ve arsız olur. Saçı sarı olan, kibirli gazalı olur. Saçı kara olan, sabırlıdır, onu ara. Saçı kumral ise güzeldir ve sahibi bedelsizdir. Saçı az olan lütüfkår, bil-
Çıkarım işleminde bulunması gereken en önemli unsur, yani delil ile sonuç arasında bulunması gerekli şey, zorunlu bağlantıdır. Zorunlu bağlantı, bir şeyin başka bir şeyle kaçınılmaz olarak bağlantılı olmasıdır. Yani delil, kişiyi zorunlu olarak o sonuca götürmelidir.
Sayfa 39 - Beka YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
İşlerken titremediğimiz her bir günah küfre doğru kayışımızın işaretidir. Açıktan günah işleme ve bu işlenen günahtan rahatsız olmama hali imansızlığa delil oluyor.
"Sanatlı bir eser, sanatkârı icab eder"
Bir sanat eseri karşısında, o esere üslûp veren, ruh ve anlam katan sanatkârı düşünüp heyecan duymak nasıl da özge bir duyuş ve algılayıştır ki, eser ile müessir, delil ile medlûl arasındaki bağları berkitir. Delil ki bir medlûle, eser ki bir müessire, olan ki bir oldurana işaret iken, eserler ve deliller aradan çıksa da kişi doğrudan sanatçıya ve oldurana ulaşsa, gözler ve gönüller temizlense, beden ve kalıptan kurtulup ruh ve manaya erilse... Öyle ya, ol deyip olduranı yoksa, bir eser kendi başına nedir ki!..
Beni hayrete düşüren şey ne kadar çok insanın Allah'ın varlığını sorguladığıdır. Her zaman delil arıyorlar.
Sayfa 179
Mobbing Bank Diyor ki;
Canlı Ölüler İbreti Tabletleri Madde gücü ile kazanan ve sona geldiğini düşünenler karşılarına bir mana gücü pozitif enerji gücü çıkmadığı için sondan çok emin oldukları için rahatlar. Son anda bir anda işler tersine bir asır önce bir avuç Türk diye time dergisinin alay ettiği benzerinin daha ilginç ve 'Bir Türk dünyaya bedeldir' sırrının ispatı tek başına Türkler ve insanlık adına yaşattığım ibret sırra yenildiklerini aynı dergide yazmak durumunda kalacaklar. Maddi delil mi arıyor şeytana hizmet eden negatif enerjiler. O zaman bugüne kadar Bir Türk dünyaya bedel iki Türk lak lak dedikleri zaman neden yanıt vermediler. Yanıtı kim verdi? Verilecek yanıtlar var daha onları kim verecek? Önder Karaçay
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Canlı Ölüler İbreti Tabletleri Benim çocukluğumda fotoğraf makinesi yoktu. Köylümüz hala yaşıyor Sait Koca onda fotoğraf makinesi vardı. Sait beye sağlıklı uzun ömürler diliyorum. Profil resmin o yıllarda çekilmiş bir kaç resimden biri. 12 Eylül 1980 tarihinde ilk aldığım yaranın resmi olarak saklıyorum. Bu resmi bir fotoğraf stüdyosu bile yokken tezek kalağının üzerine annem beyaz bir örtüyü arka fon yaparak çektirdiğimizi çok iyi hatırlıyorum. O yokluğun içinde Cumhuriyet sayesinde okuyup bugünlere kadar insanlığın adına bir gün bunun hesabını soracağız diye diye içimde bu zihniyet devrimini Mustafa Kemal Atatürk ve bu uğurda tüm kayıpları saygıyla anarak verilen yanıtın bir eseriyim. Soygunun, talanın, yalanın, hilenin hesabını gören hak mahkemesinin duruşmalarına katılmış Türk ulusunun aynı Atatürk gibi ona layık bir yanıt vermek için tanrının bir sır ile donattığı ve Atatürk'ün de sıralanmış yönlerini açıklamak ile sorumlu ve görevli beklentisi olmayan maddi delil isteyenleri ikna etmek adına tanrı tarafından donatılmış gücünü yaşamdan alarak bedenlenmiş Türk'ün tüm, tam ve son haliyim. Sonsuzluğun devrimini başlatan ve gerçekleşene kadar bilgiler vererek danışmanlık yaparak görevimi tamamlamış olacağım. Atatürk'ün yarım kalan devrimi böyle tamamlanmış olacak. Anayasa vb karşı ataklar negatif enerji çabaları beuhude bir çabadır. Onların dünyası canlı ölüler dünyası. Bizim dünyamız farklı. İnsan olan olmayan ayıklandı. Herkes yerini alıyor. Önder Karaçay
Mobbing Bank Diyor ki;
Canlı Ölüler İbreti Tabletleri Neden canlı ölüler ibreti tabletleri koyduk ismini? Çünkü İsa peygamber çarmıha gerildikten sonra gökyüzüne çıkmış sonra mesih isa olarak geri dönecek diyorlardı değil mi? Mustafa Kemal Atatürk ne demişti ilmi ile insanlığa 'istikbal göklerdedir' yani günü geldiğinde gök tanrı inancı hedef alındığında ve yeni bir din Anadolu'da icat edilmesin diye bize kimsenin anlamadığı bir şifre vermişti. Bunu ilmim ile çözdüm. Maddi delil arayanlar dinler tarihini değiştirecek açıklamaları yeni tabletler ile aciklamaya kalkan dijital peygamber denilen aracılar aslında isa Yuşa diye bilinen ve mezarı İstanbul Beykoz ilçesinde yatır olarak ziyaret ederek bugüne kadar şifa dağıttıkları müslümanların kamdirdikları yerde yalanını ortaya çıkardım. İsa'nın mezarı gezmeye başladı yazımı geçen gün paylaştım. Ne yaparlarsa yapsınlar anında yanıt veriyorum. Önder Karaçay
Ayet kelimesi, lugatte "apaçık alâmet, işaret ve nişane" anlamlarına gelir. Nitekim, İsrailoğulları'na sor. Onlara nice açık âyetler verdik (Bakara/211) ifadesinde âyet kelimesi, "mûcize" anlamında kullanılmıştır. Yine aynı sürede, Peygamberleri onlara dedi ki: "Gerçekten onun hükümdarlığının alâmeti [âyeti] size tâbûtun gelmesidir" (Bakara/248) ifadesinde "alâmet/belirti" manasına kullanılmıştır. Aynı âyetin devamındaki, Şâyet inananlardan iseniz, şübhe yok ki sizin için bunda kesin bir âyet vardır ifadesinde de kelimenin "ibret" manası kasdedilmiştir. Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin değişik olması da O'nun âyetlerindendir (Rûm/22) ifadesinde ise "burhân ve delil" manasına kullanılmıştır. Biz Meryem'in oğlunu da, annesini de, bir âyet kıldık (Mü'minûn/22) ifadesinde ise "garip iş ve hârika" manasına kullanılmıştır. Bir terim olarak âyet, sûrelerin içinde, başında ve sonunda ayrı olarak bir veya birkaç cümleden meydana gelmiş bir kelamdır. (Zerkânî, Menâhilu'l-İrfân, 1/331)
Evet, eşya fena için değil; beka için halkolunduğuna delil budur ki; (belki surî olan fenaya gitmesi, vazifesinin tamamıyla bir terhisidir) fani bir şey bir cihetle fenaya gider, fakat gayr-ı mahsur cihetlerle bâki kalır. Mesnevî-i Nurîye(Bd.)
Nedir ki buse? Biraz daha yan yana Yapılan bir vaattir. Yemindir kanmayana. Bir itirafın candan bir delil bulmasıdır; Sevişmek masdarının gül pembe noktasıdır. Bir sırdır ki söylenir ağza, kulak yerine. Bir gönül hazzıdır ki, hep derinden derine Yayılır. Bir visaldir karanfil lezzetinde. Dudakların ucundan tatmaktır ruhu biraz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.