BU YAĞMUR
Bu yağmur, bu yağmur, bu kıldan ince,
Nefesten yumuşak, yağan bu yağmur.
Bu yağmur, bu yağmur, bir gün dinince,
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur, kanımı boğan bir iplik,
Tenimde acısız yatan bir bıçak.
Bu yağmur, yerde taş ve bende kemik,
Dayandıkça çisil çisil yağacak.
Bu yağmur, delilik vehminden üstün,
Karanlık, kovulmaz düşüncelerden.
Cinlerin beynimde yaptığı düğün,
Sulardan, seslerden ve gecelerden...
Bazen söyleyeceklerin için hiçbir kanıt bulamazsın. Doğruluk, aklın kabul etmediği bir delilik olur. Yalan ise öylesine süslü ve kusursuzdur ki herkesi razı eder ve rahatlatır. İşte o zaman kişinin yapması gereken şey susmaktır.
Delilik oldu bir de sandığım tevazu
Elinde hiybe gönlüm arsızın, ne yazık
Her iki ucu birden yanlış bu telaşın
Sevince çile gördüm, ayrılınca acı
Deliden hallice diyolar
Desinler, desinler, desinler, desinler youtu.be/vpup4yUjYfA?si=...
Biz bir yandan: "Bir Türk dünyaya bedeldir" vecizesine inanmış görünürken, bir yandan da kendimizi baltalayıp inkâr ettik. Büyüklükten korktuk. Küçüklüğü benimsedik ve milli ülkü ile delilik diye alay ettik. Kızılelma ülküsünü bir delilik sayacaksak, büyüklükten değil, yaşamaktan da vazgeçmeliyiz. "Tarihi görevini yapmış ve artık ölmeyi yüz tutmuş bir topluluk" olmayı kabul etmeliyiz. Eski Asurlular, Hintliler ve Romalılar gibi haritadan silinmeye razı olmalıyız. Buna razı değilsek milli ülkünün peşine düşmeliyiz.
Ah o kadar harika bir sabah geçirdim ki bugün.
Taşınma olaylarından dolayı ücretsiz verilen bir deste kitaba kavuştum bugün..
Sevinçten bir şey yememek de delilik galiba...🤗🤲🤲🤭 Sevinçten yeminle konuşmayı unutmuşum...
Alışkanlıklarımla dolduruyorum boşluklarımı.
Eski bir kitap, eski bir arkadaş, eski bir şarkı...
Yaşamaktan ve yazmaktan sahnelerini ezberlediğim oyun, seninle yenileniyor.
Rüyalarım olmazdı oysa.
Yalnızlık derin bir uyku koynundayken canımı acıtmazdı.
Şimdi, uyanmak için seninle boğuştuğum, uyanmak için sana yalvardığım rüyalarla geçiyor uykularım.
Uyandır beni küçük kız! Uyandır ve çık sokaklara.
Odalara kapattığın bedeninin ruhu bende!
Kırılmış ve rüzgârına küsmüş bir dal sitemkârlığında bana bakan yüzün, uykulardan kaçtığım günlerin telaşında bile bırakmıyor aklımı.
Sokaklara çık!
Bir serserilik yap, bir delilik, bir iyilik?