"Âyine" "Âyen/Demir"den geliyor, "su" dan değil! Ha Narkissos'un yüzünü seyrettiği ırmak, ha Fârisîlerin demiri! Bir kere âşık olmasın insan! Hücrenin dört duvarı ayna. İşte birden çoğaldın. Birken dört oldun, dörtken kırk. Çoğaldıkça azaldı kıymetin. Aynakârî bir yanılgı içindesin. Parıltılı görünüyorsun evet. Ya da görünmüyorsun kâr nerede? Aynacıklar o kadar küçük ki! Tıklatsaydın sırrıını fâş edecekti billur. Sırı döküldükçe daha berrak görecektin yüzünü; daha önce görmediğin kıtalar...
Kendi dilimizi özgürce kullanmak istediğimiz için eşkiya oluyorsak, eşkiyayız ha! O zaman babalarımız dedelerimiz tümden eşkiyalarmış . Bu dili bu kültürü onlar bize öğrettiler. Demirci Kawa'dan beri bu dili konuşanlar eşkiya.
Sayfa 69 - belge yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ben' i 'ben' yok olduğum hâlde bile görmezden gelmedi O.
Sen uygun bir vakti gelince rüzgârın Sonsuzluğa doğru kalkacak sihirli Bir gemi gibisin göklerde demirli Ve ben rıhtımında bekleyen tek yolcu...
Sayfa 94 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Ah ah, of offf
"Bak, ustam," dedi. "Yiğit, yürekli, aslan ustam, filler hiç yenilir mi? Bu dünya dünya oldu olalı kim görmüş karıncaların filleri yendiğini? Bu dünya böyledir ve hem de bu dünya hiç değişmez. Fil fildir, karınca karınca... Filler yönetecek, onların işleri bu, karıncalar çalışacak, filler yan gelip yatacak, en güzel yiyecekleri onlar yiyecek, en güzel giyitleri onlar giyecek, en görkemli saraylarda onlar oturacak... Karıncalarsa, işte böyle, halleri duman, yıl on iki ay çalışıp sonunda ellerindeki avuçlarındakini fillere verecek, kendileri de açlıktan kırılacaklar. Doğanın yasası bu, insanların, o kendilerini doğanın kutsal yaratığı sanan o öğüngeç insanların da yasası bu. Bu dünya böyle gelmiş böyle gider. Düşün bir ustam, bir düşün kardeşim, şuraya bir dağ kadar karınca toplansak bir araya, bir tek fil saldırsa bize, ne oluruz?" ... "Haklısın ya bu karıncalar ki şu evrende en güçlü yaratıklardır. Filler daha da güçlü olsalar bile onların bu tutsaklığından kurtulmanın bir yolu bulunmalı. Ve hem de bulunacak!" "Ama bunun için de hiç bir şey yapmıyor, hiç bir eylemde bulunmuyoruz ki,"dedi başbuğ. "Eylem gerek, hiç olmazsa bizimkiler gibi savaşı sürdürmek gerek. Ben bizim filleri yenebileceğimizi bir kere olsun düşünmedim bile ya, ama savaş gerek. Yenmesek de savaşmalıyıız. Bir tek umut savaşta." Topal demirci de öyle düşünmüştü ya, bir sonuca varamamıştı. Bir tek umut savaştaydı ya, nasıl bir savaşta? Savaşın umutsuzu olur mu? Umutsuz girilmiş savaş, savaş değil, ölümdür, savaşın biçimi, türü var. Savaşa umutla girersin, yenilirsin o başka, ama umutla girersin.
Sayfa 120
YİTİK KAYNAK
Unutuş bir kaynak olmalı, Yeni’yi her an’a yaymak için. Ben sana olmalıyım, Bana sen bir kaynak. Görüyorum geç, kıyım çok yakın! Biliyorum artık mut uzaklığını. Sen yüzümü götürmüyorsun, Kendi gözünü bile! Gerçek bilinsin, diliyoruz, Düz, eğri, çapraz ya da değirmi. Güzeldir açığa çıkışı yüreğin, Sen bil ki, ben de seveyim!
Sayfa 94 - Everest Yayınları
Reklam
1.000 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.