İlk bölümlerinde, daha doğrusu sayfalarında demeliyim çok ilgimi çekmedi. İlgimi çekmedi derken, tam da yansıtılmak istendiği gibi Meursaultʼun fikir ve tavırları bana fazlasıyla “umursamaz” ve sinir bozucu geldi. Ancak kitabın ikinci bölümünü bir solukta ve bir saniye bile başka bir konuyu düşünmeden okudum.
Tek bir cümlesi bile üzerinde uzunca bir süre düşünülebilecek bir kitaptı. Kaldı ki 110 sayfa, muazzamdı. Daha fazla okumak isterdim ama o zaman da böyle bir doymuşluk hissiyle bitirilebilir miydi, bilmiyorum..
Kitabı bitirdiğimde ilk düşündüğüm şeylerden biri de açıkçası kitabın filmini kendi kafamda tasarlamak oldu. İnternette biraz kitabı araştırdığımda 1967 yılında Luchino Viscontiʼnin Lo Straniero filminde ve Zeki Demirkubuzʼun da Yazgı (2001) filminde Yabancıʼdan esinlendiklerini öğrendim. İki filmi de acilen izlemek istiyorum, umarım biraz da olsa hayal edebildiğim gibi çekilmişlerdir, beklentim yüksek.
Albert Camusʼun ilk ve Nobel kazanmış eseriymiş, kendisini okumaya bu nefis kitapla başladığım için şanslı hissediyorum ve en kısa zamanda diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum!!