Abdulkadir Çelebioğlu
Abdulkadir Çelebioğlu
aynı yorumu tekrar buraya yazıyorum öyle silip engellemekle ve yaldızlı sözler ile insanları sapıklığa sürüklemeyin. Risale-i Nuru bir siz okudunuz zaten başka hiç kimse okumadı ve herkez cahil. Ayrıca öyle gözüküyor ki sizde Risale-i Nur okumaktan Kur'an ve hadisleri anlayamamış sınız. Ayrıca harici ve tekfirci
Allah Dostu
Vaktiyle bir adamcağız, bir Allah dostu görmek istemiş. Merak ediyormuş Allah dostları neye benzer diye. Sürekli dua ederken aynı şeyi tekrarlıyormuş. "Ya Rabbi, beni dostlarından biriyle buluştur. Bir tane dostunu göreyim." gibisinden. Bu duasını öğrenen bir arkadaşı ona tavsiyede bulunmuş: "Yeni Camii'de Allah dostunun olmadığı bir vakit namazı olmaz. Oraya git." Adamcağız işini bitirince, akşam namazı için Yeni Camii'nin yolunu tutmuş. Velhasıl uymuş imama, kılmış namazı. Farzdan sonra sünnet derken tesbihata geçmişler. Elinde tesbih, çekiyor zikirini ama aklında sürekli bir 'Allah dostu' merakı. "Acaba şu an burada var mıdır?" diye sürekli etrafa bakınıyormuş. Bir kişi gelmiş, omzuna dokunmuş, eğilmiş ve kulağına: "Bulunduğun safta, sen dahil yedi kişi var." demiş. Meğerse bizim zat-ı muhteremin kendisi Allah dostuymuş ama haberi bile yok :) Allah dostu dört şekil olur demişler büyükler; - Kendi bilir, alem bilir, Allah dostudur. - Kendi bilir, alem bilmez, Allah dostudur. - Kendi bilmez, alem bilir, Allah dostudur. - Kendi de bilmez, alem de bilmez, Allah dostudur. Allah bizleri de dostluğuna kabul etsin inşallah.
Reklam
Sahip olmak ya da Olmak
Mala, mülke, şöhrete, insana, bilgiye "sahip olmak" demek, onları ele geçirmek, kendine mål etmek. onlara egemen olmak ve dilediğince kullanmak anlamına gelir. Ama bu maddesel sahip oluşların sonu yoktur. İnsan hiç bir za- man yeterince şeye sahip olamayacaktır. Çünkü maddesel olan, elle tutulan aldatıcı ve geçicidir. Bu nedenle
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Zafer
Ekonomi bakanımız Zafer Çağlayan gazete okurken kol saatinin reklamını görmüş, meğer o sırada hayırsever Rıza oradaymış, sen zahmet etme abi, ben ayarlarım demiş, ayarlamış, biz bakmayalımmış faturayı kimin ödediğine, garanti belgesi kendi adınaymış filan. Aslına bakarsanız, Zafer Çağlayan'ın suçu yok. Hani, sünnet çocuklarına kol saati
Sayfa 249 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okudu
Böyle Başa Böyle Tarak “Acaba ‘O yeter ki olsun da ben soğan ekmek yemeye de razıyım’ demiş midir yoksul bir Norveçli? Kutsal gününde evine gelio sofrasına bağdaş kurup oturan politikacıya; o benim yoksul soframa şeref verip oturdu diye hayran olmuş mudur? Neden fakirim, soframa oturan zenginleşmiş politikacının fakirliğimde sorumluluğu var mıdır diye düşünmüş müdür yoksa? Bir dakika… Fakir Norveçli olur mu ki?” Zeki Kayahan Coşkun
Reklam
216 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.