"Sabır gücü yanlış ve lüzumsuz işlere dağıtılmazsa, her zorluğa ve her musibete yeterli gelir. Sabır kapasitesi, düne hiç harcanmamış haliyle, yarına hiç pay bırakmayacak şekilde, bugün son damlasına kadar kullanılarak, mükemmel bir güç elde edebilir, böylece "Allah sabredenlerle beraberdir" (Bakara, 153) ayetinin sırrı ortaya çıkar. Asıl sorun, baştaki dertlerin büyüklüğü değil, sabrın o dertlere yetmiyor olmasıdır. Zira sabır da bir nimettir ve her nimet gibi o da sınırsızca değil, miktarınca verilir. İnsan sabır kuvvetini gereksiz işlere dağıtır, şimdi ihtiyacı olan sabrı geçmişe ve geleceğe pay eder. Kaderindeki bütün musibetlere tahammül edebileceği güç ona verilmişken, bu gücü israf edip, dayanıksız bir biçimde musibetlerin karşısına çıkar. Oysa çekilen en büyük acıların, yaşanılan vakte düşen miktarı, hiçbir zaman tahammülün üzerinde değildir. Bir ayette, "Allah, kimse ye kapasitesinin üstünde bir sorumluluk yüklemez" buyrulmuştur.
(Bakara, 286) Belanın şiddeti, musibetin büyüklüğüyle değil sabrın yeterliliğiyle ölçülür. Konf ü çyüs, "Kuyu derin değil, ip kısa" derken bunu kastediyor olmalıdır."