Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Teknolojinin pik noktasının şafağında.
Yahudi tarihçi ve sosyolog Harari'den dersler.
Kendisini içinde yetiştiği topluluktan bu kadar azade gören ve sık sık politikalarını eleştiren bir insan. Kendisini kanımca dünya vatandaşı olarak konumlandiriyor. Zaten küresel ısınma ve fosil yakıt tüketimi konusundaki uyarılari bir toprak parçası bir bayrak yada millet için değil tüm dünya
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Aziz Nesin'in ön sözüyle kitabı okumaya başlıyoruz. Aziz Nesin kitabı "acı acı gülerek" okuduğunu belirtmiş. Zannediyorum okuyan herkes içinde gülmekle ağlamak arası bir burukluk duymuştur.
Uğur Mumcu 12 Mart Muhtırasında hem kendi başına hem de yakınlarının başına gelenleri esprili bir üslupla anlatmış. Daha önce hiç okumamıştım
520 syf.
·
Puan vermedi
Tavsiye eder miyim ,etmez miyim ??
İki gün öncesine kadar kessinlikle herkese tavsiye ederdim daha doğrusu okuyuculardan birinin kitapla ilgili yazdığı şu yorumu okuyana kadar:
"Ruth sana yazıklar olsun! halbuki Martin senin için ölümü dahi göze almıştı..."
"Sana da yazıklar olsun ey okur... Yazıklar olsun, nasıl hiç ettin kitabı
Kitap Aleviliğin İslam öncesi ve İslam sonrası gelişim modellerini değişik kaynaklar vererek anlatmış. Ne yazık ki bu kaynaklar yeterli düzeyde değil ve verdiği bilgilerde de yanlışlıklar var.
Diğer katılamayacağım nokta haliyle yoğun bir Türklük propagandası yapması. Ve bu "kanıtlandı" gibi bilimsel olmayan verilerin de çok eskilerde kalması. Tabi bunun da sebepleri var.
1930-50 yılları dünyası üstün bir ırkın olduğunu kanıtlama, içinde yer alma, tarihe atıf yapma ve kökeni olma gibi konularına sıklıkla giren edebi ve bilimsel araştırmalar ile doludur. Bunun sonucunda çoğu ülke faşist diktatörleri en iyi ırk biziz en iyi din bizimki manyaklığı ile iktidara getirdi.
Ülkemiz bu gelişmelerde yer almak maksadı ile ve yeni kurulan ulus mantığı ile bir Türk devleti kurmak istediği için benzer girişimlerde bulunmuştu. Yani tarihte Türk dili, ırkı ve kültürünün bulunması, ortaya konması sonucu ile medeniyetin içinde yer almamız. Artık bu girişimlerin bazıları kimsenin itibar etmediği komik şeylerden oluşuyor. Bizim için değil bütün ülkeler için de böyle.
Bugün bir alman bütün beyaz ırkların Germen soyundan geldiğini ve dil kökenlerinin Alman atalara dayandığını anlatırsa gülünür. E aynısı Türklük içinde geçerlidir.
Anlatılan Kemalist İdeolojiden almamız gereken bağımsızlık, sürekli devrim ve ülke modeli olmalıdır. Bunlar değil. Zaten bunların artık dünyada karşılığı yoktur.
Neyse efendim yoğun Kemalist propagandaya rağmen Alevilik geleneğinin kurtuluş savaşına katkısından da bahsedilmiş. Bu kısımlar için de okunabilir. Fakat tavsiyem Çetin Yetkin hocanın kitaplarına yönelmeniz olur.
Kemalizm ile Bütünleşen AlevilikHüsnü Merdanoğlu · Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk · 20094 okunma
Sovyet Dönemi Türkistan'da İslam ve Müslümanlar
"Sovyet Dönemi Türkistan'da İslam ve Müslümanlar" Kitabı; Türklerin ve zamanla Müslümanların Kadim Yurdu olan Türkistan'da (Özbekistan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan)Sovyetlerin takriben 70 Yıllık iktidarını din siyaseti özelinde incelemeye almış akademik bir çalışma.
Çalışmada,
‘Boynu Bükük Öldüler’: İlk Yılmaz Güney Romanı
‘Boynu Bükük Öldüler’: İlk Yılmaz Güney Romanı
Ulaş Başar Gezgin
Yılmaz Güney, görsel sanat araçlarının sözel sanat araçları üstündeki yengisinin bir simgesi olarak görülebilir belki. Çoğunluk onu sinemacı olarak tanırken, o, aynı zamanda edebiyat tarihine girmiş ve girmeye devam edecek bir romancı ve öykücü. Yılmaz Güney’in 1971’de yayınlanan
.
Herkes tarafından bilindiği üzere Marie Antoinetti hovarda ,basit, bencil, burnu havada, olarak tasvir edilse de,Zweig kitabına bir de vasat bir karakterin portresi adını da verir.Gerçekten vasat mıydı?Yoksa uyuşuk kocasının bir eseri miydi?14 yaşında bir ülkenin arşidüşesi iken sırf siyasi çıkarları uğruna başka bir ülkenin veliahtıyla XVI Lois le(15) evlenmek üzere kraliçe olmaya Fransa'ya gönderilir. .
Özeti burda anlatılmayacak kadar uzun olan kitapta, kraliçenin Versailles'dan kaçıp Paris sokaklarında, gezip eğlenmeye, sabahlara kadar kumar partileri yapmaya başlar ve fütursuzca yapılan bu lüks harcamalarla tam bir hedonizm örneğidir. Yalnızca kendi zevklerinin peşinde koşup olan bitenden,etrafından ülke yönetiminden halktan habersizdi.İçinde bulunduğu hayattan fazlaca yararlanmasını bildi. ..Sarayı bırakın koca bir ülkenin ekonomisi bozulmaya başlamıştı. Kraliyet karşıtlarının propagandası ile harekete geçen halk Bastille hapishanesi ele geçirdiğinde iş işten geçmiştir artık.
Dük, hükümdarı uykusundan uyandırarak haberi verir: "Bastille zapt olundu! Vali öldürüldü! Başı bir mızrağın ucunda bütün şehri dolaşıyor!"
. "Fakat bu bir isyan," diye kekeler talihsiz hükümdar, dehşet içinde. .
Felaketin habercisi ise merhametsizce düzeltir: "Hayır Sire, bu bir devrim."
.
Bu kitabın Iyi anlaşılması için yazarıyla yapılan röportaj ı incelemeye koymayı uygun gördüm Herkese iyi okumalar..
Yazar – Şair Nesimi Aday’ın Dersim Gazetesi’nde Yazar Faik Bulut ile yaptığı ‘Horasan’dan nasıl geldik?’ kitabına ilişkin yaptığı röportajın tamamını olduğu gibi yayınlıyoruz.
Türkiye’deki Alevilerin çoğu ve Dersimlilerin
