Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nitekim bu dünyaya geldiğimizde Tanrı, tabiat, zorunluluk, irademiz veya bunların bazısının ya da tümünün bir birleşimi bizi deyim yerindeyse fırtınalı bir ummanda bir oraya bir buraya savurmaktadır.
Bir çağın iki-üç bin göze çarpan karakterini resmetmek kolay bir iş değildi; İnsanlık Komedyası'nın içerdiği her neslin sunduğu türlerin toplamı bu kadardır. Bu karakter kalabalığı, çok sayıda varoluşun çizilebileceği ortamlara ihtiyaç duyuyordu. Deyim yerindeyse bir resim sergisi diyebiliriz.
Sayfa 17 - Žeplin Kitap
Reklam
Deyim yerindeyse, acısını körüklemenin verdiği üzüntüden zevk alıyordu… Bu zevk bana da yabancı değildi. Kaderin baskısı altında ezilen daha niceleri uğradıkları haksızlığın üstüne üstüne gitmekten acı bir zevk duyarlar.
Sayfa 314Kitabı okudu
"Gizliajans yok oldu," dedim. "Buhar olup uçtu. Az önce işe geldim, kapıya kilidi vurup gitmişler. Ve sanırım giderken sevgilimi, ev arkadaşımı ve Sezyum isimli bir gazeteciyi de kaçırmışlar. Ya da öldürmüşler. Ya da ikisi birden..." "Tamam," diye sözümü kesti Fezai Aydıntürk. "Şu anda neredesin?" "İstiklal'deyim. Polise gidiyorum." "Polisin sana bir yararı olmaz. Kırk beş dakika sonra Gizliajans'ta buluşalım." "Gizliajans diye bir yer kalmadı. Dediğim gibi basıp gitmişler." "Kırk beş dakika sonra Gizliajans binasının önünde ol," deyip telefonu kapattı Fezai Aydıntürk
Babam yeri geldiğinde, sık sık dağları, yaylaları, pınarları, kayaları anlatır; her birinin adının nereden geldiğini; buralara ilişkin anıları, öyküleri; atasözü, deyim haline gelmiş sözleri söylerdi. "Gumala Yay- lasf öyküsüne bayılırdım gülmekten... "Bir daha anlat baba!" derdim. Hiç üşenmez, ilk kez anlatıyormuşçasına ballandıra ballandıra anla­ tır, sonunda birlikte gülerdik. Gülmemiz geçince, öykünün son cüm­ lesini bir ben, bir de babam tekrarlar, "de gidi günler deee!" diye bir son koyardı.
-Nə deyim, qara qız? Əvvəl daha dolu idin sanki. Necə deyim... Daha həyat dolu,daha hay- küylü. Enerjin çox idi sanki...
Reklam
Sanatçılar insan bedeninin oranları hakkında bir kuram ortaya koymak üzere yola çıktıklarında, bu araştırmanın metafizik bir planı yoktu ve “ideal çirkinliğin” sonsuz çeşitlemeleri üzerine yapılacak benzer araştırmalarla deyim yerindeyse tersyüz edilmeye muhtaçtı.
bir hiçlik yurduna düştüm zamanlarca gözlerimin içini yadırgadım varlık tezlerimi çürüttüm, artık haklıyım sığındım sana, daha saklıyım bitanesin, bitanemsin ben kimim ki ben ne deyim bana biraz daha değin allahım daha güzel hak edeyim bir şeye şahit oldum, olanca bir şeye adına ben güneş demedim deniz demedim adına, toprak demedim hava demedim, su demedim bir şeye şahit oldum hiçbir şeye benzemeyen bir şeye kendime dair hiçbir şeyi ben eylemedim her şeyi hazır buldum, ama her şeyi annemi ve tabiatı hazır buldum kalbimi ve gözlerimi hazır o ulvi ocaktan bir ışık sunuldu bana mutlak ruhtan bir ekber soluk temiz bir sahife açayım, biraz sağlık olsun istediğimin hepsi bu kadar bana bir şans daha ver allahım sana anlatmak istediğim çok şey var
"Maskenin gardıropta, deyim yerindeyse, kuliste bırakılması gerekir. Her an hangi oyunda olduğunuzu bilmeniz gerekir. Benlik algınız -egonuz-ile dünyanın kalanına gösterdiğiniz benliği -personanızı-birbirinden ayırabilmeniz gerekir..."
Bazı sözcükler ifade ettikleri duyguyla, deyim yerindeyse, titreşirler: Gurur, ruh yüceliği, insan haysiyeti...nankörlük, alçaklık, vb bu sözcüklerdendir.
Reklam
İnsan sürekli olarak çevresini değiştirmek zorunda olan bir varlıktır ve bu, deyim yerindeyse onun varlık nedenidir. Fakat bu yolculukta insanın çok temel ihtiyaçları vardır. Görülmek/fark edilmek, duyulmak/anlaşılmak, bağ kurmak ve güven ortamında büyük bir hikayenin parçası olmak... Bu ihtiyaçlar ve çok daha fazlası hepimizin temel " ayarlarının" ayrılmaz parçalarıdır.
Bir de " kirli çamaşırları olmak " diye bir deyim vardır. Benim için o çamaşırlar doğduğum anda kirliydiler ve ben büyüdükçe temizlenmek yerine daha pis ve iğrenç hâle geldiler, ta ki her gece milyonlarca farklı cehennemin azabını çekecek kadar kokusu ağırlaşana dek. Yavaş yavaş bana kendi kokumdan daha tanıdık gelmeye başladılar.
Sayfa 43 - İthaki
Sır ve karanlık çoğunlukla hayranlık uyandırır. Augustinus, Tann’nın arzu uyandırmak amacıyla metaforlar kullandığını ve Kutsal Metni kasıtlı olarak müphemleştirdiğini söyler: “Bu şeylerin adeta mecazi bir giysiyle örtülmüş olmasının nedeni inanç içinde araştıran insanın zihnini çalıştırmak ve çıplak (nuda) ve açık (prompta) olarak sunularak değersiz bir görünü kazanmalarını engellemektir. Aynı şekilde, başka yerlerde kolayca anlaşılması amacıyla açık ve ele gelir biçimde (marıifeste) söylenmiş şeyler de saklı oldukları yerden çıkarıldıklarında zihnimizde bir şekilde tazelenir ve bu tazelenme sonucunda tatlı (dulcescunt) bir hal alırlar. Bu şekilde saklanmış (obscurantur) olmaları öğrenmeye hevesli olanlara karşı kötü niyetten kaynaklanmaz, aksine bu şekilde daha bir öne çıkarlar ki, deyim yerindeyse, esirgenmeleri bunlara duyulan özlemi daha bir ateşlesin ve bulunduklarında duyulan sevinci daha da artırsın.”Mecazi esvap kelamı erotikleştirir, onu bir arzu nesnesi düzeyine yükseltir. Kelam mecazi olarak giydirilip kuşandınldığında baştan çıkarıcı etkisi artar. Saklılığm olumsuzluğu yorumbilgisini erotik hale getirir. Keşfetme ve çözme, haz dolu bir ifşa halini alır.
Sayfa 35 - Apaçıklık ToplumuKitabı okuyor
Belə..
Elə ayrıldıq ki bir iynə ucu Qoymadım hardasa "bağışla" deyim... Gedəndə "dur getmə" deyərdim bəlkə Bir nəfəs dərməyə çatmadı heyim... Yoxluğun - yoxluqdur...Başqa adı yox Desəm ki "ölürəm" yalanım olar... Ancaq ki Yüz ölüm baxsa da soyuq Həsrətin yanında balaca qalar... Bir idi min oldu dünyanın işi Min işlə baş edən can yoxdu məndə... Qoymadı yarıya, gülə sevgimiz Deyən öz bəxtim də aşiqmiş mənə Xəyalın danlayır yenə üzümü Bilirəm, bilirəm, dəliyəm, kürəm... Eh daha barışıq uzaqda qaldı Yaxınım! Uzağım! Səni sevirəm...
Sayfa 22
İstekayı tutanın, bilardo masasında canı nereye isterse gönderdiği bilardo topları değiliz; deyim yerindeyse, özgür olmak için yaratılmışız ve seçim yapmanın zahmetlerinden kendimizi ne kadar kurtarmak istesek isteyelim, önümüzde daima gidebileceğimiz birden fazla yol olacak.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.