Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bize Tanrı'nın ilk gün, gökleri ve yerleri yarattığı söyleniyor; gene de dünya, henüz gözle görünmezdi ve biçimden yoksundu. Karanlık, enginin üzerindeydi ve Tanrı'nın ruhu suyun yüzeyinde hareket ediyordu. Tanrı ayrıca karanlıktan böldüğü ışığı da yarattı ve O, ışığa 'gün' adını verdi. İkinci gün, Tanrı gök kubbeyi yarattı, böylece onun üzerindeki ve altındaki suları ayırdı ve gök kubbeye 'gökyüzü' adını verdi. Samimi okurun kafası, daha en baştan karışıyor. Güneşin ve ayın dördüncü gün yaratıldığı düşünülürse, her biri sabaha ve akşama sahip olan önceki üç gün nasıl olabilirdi ki? Güneşten gelmeyen bu ışık ve oluşmuş gibi görünmeyen bu karanlık da neydi? Dipsiz kuyu Abisle su aynı şey miydi? En önemlisi, gökyüzünden farklı olan ama gene de 'gökyüzü' diye adlandırılan bu gök kubbe de neydi ve gökkubbenin üstündeki sular hangisiydi? Üçüncü gün, Tanrı dedi ki: 'Gökyüzünün altındaki sular tek bir yerde toplansın ve kuru toprak belirsin.' Ve O kuru yerlere 'toprak' ve sulara da 'deniz' adını verdi. Deniz doğal olarak aşağı doğru aktığına göre, daha ilk günden, Tanrı'nın buyruğunu beklemek yerine, acaba neden aşağı doğru akmaya başlamamıştı? İncil, neden bazen tek bir uzamı işgal eden bir denize, bazen da çeşitli denizlere gönderme yapıyor? Son olarak, Tanrı neden çayırları ve meyve ağaçlarını güneşin henüz varolmadığı üçüncü gün yaratmıştı acaba?
Sayfa 184Kitabı okudu
Daha çok son başlangıçsız ve bitimsiz bir şimdi gibi kendini egemen kılmıştı, öyle ki her an şiddetli bir darbeyle bir son gerçekleşiyor ama bitmiyor, dipsiz bir son kuyusunda sonlar üst üste yığılıyordu. Ama hiçbir şey başlamadığı için hiçbir şey sonlanmamıştı da. Olup biten iki kere oluyor gibiydi. Biri burada bir dünya varmış, herkes kendi eyliyormuş, bu eylemlerin sahibiymiş gibi bir başlangıç ile bir sona sahip olarak, bir de orada kendini yutan karmaşanın içinde silinerek varolur olmaz yok olarak, ancak yok olarak, vardansa bir yok gibi var olarak, olmayarak, olmayarak oldukça da burayı silerek. Bir yandan olayların olup durduğu yüzey, diğer yanda bu yüzeyi parçalayan, olayları silenin, olmayanın, gerçekleşmeyenin kıpırtısız, derin boşluğu vardı. Bir yandan bu yüzeyde olup bitenler, yaşantılar, diğer yanda bu olayları, yaşantıları silen olayların içinde onları yok ederek devinen olmayanın kesintisiz, dolu yaşantısı vardı. Böylece kara kuyu, dipsiz uçurum, kör karmaşa emiyor, yutuyor, içine çekiyor, siliyordu. Zamanı parçalıyor, parçaları rüzgarda dağıtıyordu...
Reklam
Onu en çok gözlerimi sonuna kadar kapatmak istediğimde gördüğümü düşünüyorum. Solgun ellerini hayatın soğuk yüzünde usulca dolaştırırken... Biliyorum, bu hiç unutamayacağım bir şey... Unutmanın yolunu hiç bulamayacağım bir sessiz infılak... Bir çocuk değil gördüğüm... Dallara takılmış bir uçurtma... Bir dipsiz kuyu...
Sayfa 82
bin yıldır falan oje sürmüyormuşum, ne rahatmışım meğer. birazdan saçımı kurutacağım ve o sırada ojenin biri mutlaka bozulacak, onu düzeltirken diğeri bozulacak... dipsiz kuyu ya kim bulmuş bunu. yani güzel duruyor da uğraştırıyor. ben yarın üşenmeyeyim parmaklarıma kına yakayım. üç beş ay gider. hele heleee
Şeytanın Kötü Olan Şeyleri Bize Güzel Göstermesi
En güzel çiçeklerle üzeri örtülmüş, güzel kokulara batırılmış bayrak ve zümrütlerle çevrelenmiş dipsiz bir kuyu misalinde olduğu gibi, "süslü gösterme"de temel prensip kötü olan bir şeye çekici bir özellik atfedilerek, güzel bir görüntü verilmesidir. Heves ettiği bu çukura düştüğü andan itibaren insanın arzuları da kalmayacaktır. Bu karanlık çukurdan, -Rabbânî hidayet nurlarına yapışması için- onu dışarı çıkaracak şey, Allah’a yöneliş ve tevbedir. Sayet kişi nefsi arzularına tabi olmaya devam ederse dibe ulaşıncaya dek düşmeye devam edecektir.
Sayfa 39
Yok bu sevdanın sonu, aşk benim için dipsiz kuyu, sana bu yazıIarım iyi oku, sevme beni başka sevdaIarda buI kendini…
Reklam
Dipsiz kuyu 2
"Kafam karışık bir o kadarda kendini bulmuş gibi..."
Umutsuzluk bir neğirdir alysea. Ve ne varsa içinde iyiye dair hep dipsiz bir kuyu yutar. Yutkunmak bazen en büyük acıdır ve ağlamayıp güçlü görünmeye çalışmak zorlu yollardan geçiyoruz alysea bu yolda, bu yükü taşıyamam elveda . #içimdeki enkazı sabote ediyorlar
Esrar-ı Havas / İsmail Bağırtlak
Eğer bir insan her şeyiyle mükkemmel ve kusursuz görünüyorsa mutlaka sakladığı bir şeyler vardır. Tarih demek, yazı demekti. Eğer yazdıklarınız silinir ya da sistemli olarak yok edilirse, gelecek nesillerin sizi bilmesine imkân yoktur. Merak ilmin hocasıdır ve öğrenmenin de yarısıdır. Çünkü insan denilen muamma, dipsiz bir kuyu gibiydi.
144 syf.
8/10 puan verdi
Kıskanç bir kadının nefreti...
Hayli kıskanç olan Zehra'nın tavırları ev halkını çileden çıkarmaktadır. Öyle ki annesinden babasını kıskanacak kadar ileri gitmiştir bu kötü huyu. Babası Şevket bey kızının başını bağlayıp bu davranış bozukluğunu düzelteceğini düşünmektedir. O sıralar Suphi adında bir delikanlı bahçede Zehra'yı görür. Zehra'ya aşık olur. Ve Zehra da aynı duyguları hisseder. Zehra artık eskisi gibi çekilmez değildir. Baba Şevket bey kızının da bu hislerini görerek Suphi beyle bu izdivaç hakkında konuşurlar. Sonra nişan gerçekleşir. Girizgah bu şekilde. Ana karakterler Zehra ve Suphi. Ve can alıcı olarak gördüğüm en önemli yer şu kısımdı... "Beklemediği bir saadete erişenler için memnuniyetin o derecesiyle yetinmeyip "arzuların ötesine" heveslenmek neredeyse genel bir kuraldır." S. 22 Başlarda rüya gibi mutluluk yaşayan çiftin mutluluğu sonraları Suphi'nin annesinin iyi niyetli olarak eve bir Kafkas güzeli hizmetçi almasıyla değişir. Sırrıcemal adındaki bu güzel kız, Zehra'nın hamurundaki kıskançlığı yeniden ortaya çıkarır... Üstelik Suphi bey de bu psikolojik boşlukta Sırrıcemal'e meyleder. İlk psikolojik roman denemesi olarak sunulan bu eserde insan düşünce yapısını, ruhsal analizlerini başarıyla temsil etmiş bir yazar göreceksiniz. Okunuşu, kavraması kolay olmasıyla, merak uyandıran olay örgüsüyle ben okurken keyif aldım. Sizlere de tavsiye ederim. Edebiyatımız dipsiz bir kuyu gibi... İyi okumalar dilerim..
Zehra
ZehraNabizade Nazım · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201911,4bin okunma
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.