Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Özgür yaşayan insanlar arasından yargı ve yönetim aracılığıyla en sinirli, en kızgın, en heyecanlı, en yetenekli, en güçlü ve başkalarına göre daha az açıkgöz ve dikkatli insanlar seçilip ayıklanıyordu ve özgür kalanlara kıyasla hiçbir zaman daha fazla suçlu ya da toplum için tehlikeli olmayan bu insanlar, birincisi aylarca ve yıllarca tam bir
Sayfa 521Kitabı okudu
Novodvorov’un bütün devrimciler tarafından sayılmasına, çok bilgili, çok zeki biri olarak kabul edilmesine karşın, Nehlüdov onu ahlaki nitelikleri bakımından orta düzeyin çok çok altında olan devrimciler arasına sokuyordu. Bu adamın akıl gücü, yani böleni büyüktü; ama kendisi hakkındaki düşüncesi, yani bölüneni çok çok daha büyüktü ve çok uzun zamandır akıl gücünü kat kat geride bırakmıştı.
Sayfa 506Kitabı okudu
Reklam
“Onlarla yan yana, birlikte yürüdüğümüz düşüncesi kafamı sık sık meşgul ediyor. Peki kim ‘onlar’? Tam da uğrunda mücadeleye giriştiğimiz insanlar. Oysa onları tanımadığımız gibi, tanımak da istemiyoruz. Daha da kötüsü onlar bizden nefret ediyorlar, bizi düşman olarak görüyorlar. İşte korkunç olan da bu.” Konuşmaya kulak kabartan Novodvorov: “Ortada korkunç bir şey yok. Kitleler her zaman yalnızca iktidara tapınırlar,” dedi cırlak sesiyle. “İktidarda olan hükümettir ve ona tapınıp, bizden nefret ediyorlar; yarın biz iktidarda olunca da bize tapınacaklar...”
Sayfa 504Kitabı okudu
İnsanların canını yakan bu korkunç kötülükten kurtulmanın tek ve kesin yolunun insanların Tanrı’nın önünde her zaman suçlu olduklarını, dolayısıyla da başka insanları cezalandıramayacaklarını, onları yola getiremeyeceklerini kabul etmeleri olduğu düşüncesi Nehlüdov için tam anlamıyla açıklık kazanmıştı şimdi. Hapishanelerde tanık olduğu bütün o korkunç kötülüklerin ve bu kötülükleri yapanların başları dinç, kendilerine güvenli hallerinin sırf insanların olmayacak bir işi yapmak istemelerinden, yani kendileri de kötü davranarak kötülüğü düzeltmek istemelerinden kaynaklandığını da şimdi çok açık bir şekilde anlıyordu. Ahlaksız insanlar, başka ahlaksız insanları yola getirmek istiyorlardı ve bunu hiç düşünmeden, mekanik bir iş gibi yapabileceklerini sanıyorlardı.
Sayfa 561Kitabı okudu
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20213,997 okunma
Katyuşa gözlerini yerden kaldırmadan hızlı adımlarla odaya girdiği sırada Nehlüdov'un kafasından bir an, "Yaşamak istiyorum, bir ailem, çocuklarım olsun istiyorum, insanca bir yaşam istiyorum," düşüncesi geçti.
Sayfa 619 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Reklam
637 syf.
8/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Spoiler olabilir
Tolstoy'un bugüne kadar okuduğum kitapları arasında en az keyif aldığım, en az etki bırakan kitabı oldu benim için. Buna rağmen içine alan, merak uyandıran bir hikayeydi. Kitap boyunca toplum düzeni, ekonomik düzen, hukuk, din gibi kurumlar, adalet sistemi eleştiriliyor. Ana karakter Nehlüdov’un jüri görevinde geçmişte birliktelik yaşayıp
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,3bin okunma
Oruç ve diriliş
"Oruç, insan ruhunu yeniden onarmaya girişince, düşünme yollarımızda tıkanmış geçitler açılır, hayallerimize karışan putlaştırıcı eğilim kaybolur." İslâm Düşüncesi, 1967 (Kıyamet Aşısı)
Sayfa 79
Oruç ve diriliş
"Oruç, zamanın kirlettiği ve ölümün tozlarına batırdığı vücut ve ruh için, gözle görünmez bir gusül, bir teyemmümdür. Tek başına bir tıp, dört başı mamur bir sıhhattir." İslâm Düşüncesi, 1967 (Kıyamet Aşısı)
Sayfa 78
Oruç ve diriliş
"Oruç ayı çıkarken, sahip olduğunuz dünyayla, oruç ayına girerken bu işleme uğrattığınız dünya arasında ne büyük fark var. Daha doğrusu bu iki dünya kavrayışı ve tasarımı arasında ne kadar büyük fark olursa, sizin orucunuz o kadar verimlenmiş bir oruçtur." İslâm Düşüncesi, 1967 (Kıyamet Aşısı)
Sayfa 76
Reklam
Oruç ve diriliş
"Oruç günleri ilerledikçe ve yaş ilerledikçe, oruçlu oruçta ilerledikçe dünya, nûranî bir çehre kazanır. Dünya olmaktan çıkarak, içimizin bir aynadaki aksi, bir yankısı olur. İnsan dünyaya değil, dünya insana katılmaktadır sanki artık. İnsanla dünya arasındaki kahırlı diyalog yavaş yavaş tatlı ve munis, ruhun ısındığı bir monolog halini alır." İslâm Düşüncesi, 1967 (Kıyamet Aşısı)
Sayfa 74
Oruç ve diriliş
"Oruç, ilkin göze, dudaklara, damağa ve sonra düşünceye, hayal gücüne tesir eder. İnsanın idrak ve yorumunu değiştirir. Duygularımız, düşünüş ve hayal edişimiz değişince, bizdeki dünya tasarımı da değişmeye başlar. Artık ne uyku eski uyku, ne yediğimiz yemekler eski yemeklerdir. Sıcak bir yaz gününden sonra iftarda içtiğimiz ilk bir bardak suyu, hiçbir gün farkına bile varmadan içtiğiniz bir bardak suyla değiştir misininiz? İftar yemeği, dış ölçülerle, her günkü akşam yemeğinden farklı olmadığı halde, neden o hiç unutulmaz, öbürleriyse hiç hatırlanmaz? Sabah kahvaltılarında her gün yediğimiz zeytinle, oruç açan zeytintaneleri arasındaki diriliş ve dirilik farkını açıklamak bile fazla..." İslâm Düşüncesi, 1967 (Kıyamet Aşısı)
Sayfa 72
143 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
116 günde okudu
Yitik Cennet
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç, Yitik Cennet adlı eserinde sekiz peygamberin kıssasını anlatır. Bu kitap, Eylül 1974’ten Ocak 1976’ya kadar Aylık Diriliş Dergisi’nde 1976 ile 1976 Günlüğü’nde Zülküf Canyüce takma adıyla yayınlanmıştır. Kitap, cennetin sekiz kapısı olarak nitelendirdiği peygamberlerin hayat tecrübelerini anlatır. Bu peygamberler şunlardır : Hz. Âdem, Hz. Nûh, Hz. İbrahim, Hz. Yusuf, Hz. Musa, Hz. Süleyman, Hz. Yahya, Hz. İsa. Sezai Karakoç’a göre insanlığın yitirilen cenneti tekrar kazanmaları yolculuğu bu peygamberlerin mücadeleleri ve önderliğinde gelişmiştir. Bu eser, derin düşünce ve felsefi bakış açısıyla peygamberlerin hayatlarını anlatmayı amaçlar. Bu eser, peygamberlerin yaşamlarını ve insan-medeniyet ilişkisini ele alırken Sezai Karakoç’un özgün üslubunu taşır. Hz. Yusuf’un hikayesi, ihanet, iftira ve politik zorluklarla doludur. Devlet düşüncesi ve ilkeleri, Hz. Yusuf’un hayatını şekillendirir ve onun dirilişini temsil eder.
Yitik Cennet
Yitik Cennet
Yitik Cennet
Yitik CennetSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20219bin okunma
169 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Öncelikle kitap hakkındaki düşüncelerimi ifade etmeden önce bu eserin biz okurlara edebiyat ve fark arasındaki ilişkiyi anlatan değerli hocama teşekkür ederim. Biraz da içeriğinden bahsetmek istiyorum, on bölümden oluşan kitabın ilk yazısında ötekileştirme ve fark üzerinde durulmuştur. Ötekileştirmenin tehlikeli tarafı anlatılmıştır, ikinci yazı Adalet Ağaoğlu' nun öykülerinde insan'a bakışı, Kemal Tahir' in roman ve gerçekliğe değinileri, Tanpınar ın gelenek ve tenkit hakkındaki görüşleri, altıncı yazıda modern Türk şiiri Cahit Zarifoğlu' nun dilinden anlatılmaktadır. Yedinci yazıda Sezai Karakoç un şair ve düşünür olarak diriliş düşüncesi etrafında irdelendi, sekizinci yazı sanatta yapay ile gerçeklik arasındaki fark üzerinde duruldu, mizahın bozuma uğratıcı tarafı ve son yazı mutlakçı dil kavramı üzerinde kısaca ele alındı. Okumaya karar veren arkadaşlar, adından da anlaşılacağı üzere içeriği tamamen birçok yazar ve şair in kaleminden notlar çıkarılarak yer yer osmanlı türkçesi kelimeleri de barındırıp bahsi geçen konu hakkındaki düşünceleri ifade edilmeye çalışılmıştır. Roman havasında bir yazı beklemeyin, biraz akademik bir yazı üslubuyla bazı yerlerde örnekler verilerek mesele üzerinde karşılaştırılma yoluyla okura farklı bir bakış açısı kazandırmak amaçlanmıştır, bunu yaparken de hece, dergah, muhayyel gibi bazı dergilerin yazılarından hareketle gözden geçirilip sunulmuştur. Bu yazdıklarımı dikkate alarak okumanızı tavsiye ederim.
Edebiyat ve Fark
Edebiyat ve Farkİsmail Süphandağı · Gece Kitaplığı · 20232 okunma
-"Onlarla yan yana, birlikte yürüdüğümüz düşüncesi kafamı sık sık meşgul ediyor peki kim 'onlar'? Tam da uğrunda mücadeleye girdiğimiz insanlar. Oysa onları tanımadığımız gibi, tanımak da istemiyoruz. Daha da kötüsü onlar bizden nefret ediyorlar. İşte korkunç olan bu." -"Ortada korkunç bir şey yok. Kitleler her zaman yalnızca iktidara tapınırlar. İktidarda olan hükümettir ve ona tapınıp, bizden nefret ediyorlar; yarın biz iktidarda olunca da bize tapınacaklar..."
Sayfa 571Kitabı okudu
273 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.