Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
27 Mayıs
Fatin Rüştü Zorlu, bir kısa yaşam boyu hizmet gördüğü devlette hemen her dönemde bir hariciyeci olduğu için nazenin, duygusal, giderek korkak gibi gösterilen bu eski Dışişleri Bakanı, idamını bir çingenenin elini bırakmadı. Sehpaya çıktı, üzerine çıktığı iskemleye tekmeyi kendisi attı.
Parola Viktorya!
Görünen o ki: 1958 yılı Türk dış politikası açısından hayli hareketli geçiyordu. Ankara Etimesgut'taki Üs'te hava kararmaya başlarken, C-47 uçaklarına büyük bir gizlilik içinde sandıklar yükleniyordu. Malzemelerin yüklenmesine DP İkdidarının Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu bizzat nezaret etmekteydi. Bazı pilotlar uçaklara ne yüklendiğini merak edip sorsalarda, hep "yiyecek taşındığı" yanıtını alıyorlardı. Yüklenen uçakların uçuş yönü Lübna'nın, Beyrut Havaalanı'ydı: "Tam 85 sorti yapıldı, malzemelerin hepsi Beyrut Havaalanı'na götürüldü. Bir seferinde merakımızı yenemedik ve sandıkları açtık. Sandıklarda Kırıkkale yapımı silahlar, toplar binlerce mermi vardı. Ben 5 kez gittim Lübnan'a. Kıbrıs üzerinden gittik Lübnan'a. O zaman kıbrıs Ingiltere Kontorolünde. Hava sahalarından geçmek zorundayız. Biz havalanmadan önce, korkmayın ingilizler size uyarıda bulunursa parolayı söyleyin derlerdi. Parola Viktoryaydı. Kıbrıs üzerine geldiğimizde İngiliz uçakları bizi çevirirdi, Ancak; Viktorya deyince bizi bırakırlardı. Silahları Beyrut Havaalanı'nda Müslümanlarla çarpışan Hiristiyan milislere teslim ederdik. Anlatan; Emekli Pilot Albay Hüseyin Avni Güler 1992 Yılında Soner Yalçın'la yaptığı görüşmede Tarihi bir olayı ilk kez açıklıyordu. Türkiye'nin Lübnan'daki Hiristiyanlara Silah yardımı yaptığı bugüne kadar basında hiç yer almamıştı.
Sayfa 70 - Doğan Kitap 28. Baskı Nisan 2002Kitabı okudu
Reklam
568 syf.
·
Puan vermedi
Eserde Cumhuriyet tarihimiz için dönüm noktası olan çok partili siyasal hayata geçişin doğumunu ve emekleme sürecini anlatılmaktadır. İkinci Dünya Savaşının bitmesi ile beraber dünya iki kutba ayrıldı: Batı Bloku ve Doğu Bloku. Türkiye kendisine Batı Blokunda yer edinmeyi hedeflemişti. Ancak bunu tek partili demokrasi ile sağlayamayacağını
İkinci Adam Cilt: 3
İkinci Adam Cilt: 3Şevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi · 1988327 okunma
Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve maliye bakanı Hasan Polatkan 1959 yılı ekim ayında Amerika'ya gittiler. Bu üç devlet yetkilisinin kimlikleri çok önemli. Amerika'dan 300 milyon dolar sanayi kredisi istediler, borç istediler. 300 milyon dolar... Tabii biz bunları o tarihlerde bilmiyoruz. Daha sonra öğrendik DP idarecilerinden. O tarihte Eisenhower hala başkan. “ Nedir sizin derdiniz? Sanayi mi? Siz ittifakın içinde bir tarım toplumusunuz. Bu ittifakın sebze ve meyve ihtiyacı varsa onu karşılıyorsunuz. Eğer savunmaya paramız yetmiyor diyorsanız o silahları da biz temin ediyoruz size zaten. Nedir, sanayiyle ne ilginiz var sizin? Diye bunları gönderirler. Amerika'dan beklenen kredi alınamayınca bu kredinin Sovyetlerden alınabileceği anlaşıldı. Ve bu görüş Fatin Rüştü Zorlu tarafından Menderes 'e telkin edildi. Menderes de bunu kabul edince 1960'ın Mart ayında Sovyetler Birliği'ni Eylül'de ziyaret edeceğini ilan etti. Kredinin Sovyetlerden alınacağı anlaşılınca 27 Mayıs yapıldı.
Sayfa 127 - KABALCI
1958 yılında Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Adnan Polatkan’ın ABD’ye yap­tıkları resmi gezide afyon konusu da masaya geldi. Türkiye ve ABD arasında ikili anlaşmalar görüşülürken Menderes iki ülkenin ortak bir afyon sanayii kurmasını teklif etti. Ancak bu öneri Amerikalılar tarafından reddedildi.
Sayfa 156 - PDFKitabı okudu
Demokrat Parti ileri gelenlerinden 15'i idama, pek çoğu çeşitli ağır hapis cezalarına mahkûm edilmiş, az bir bölümü de beraat etmişti. Cezalar, kamuoyunun tahmininden daha ağırdı. İdam cezaları Milli Birlik Komitesi tarafından incelenmiş, bunlardan üçünün infazına, diğerlerinin müebbet hapse çevrilmesine karar verilmişti. Büyük bir gizlilik ve sürat içinde önce Fatin Rüştü Zorlu (eski Dışişleri Bakanı) ile Hasan Polatkan (eski Maliye Bakanı) İmralı adasında asılmışlar, o sırada eski Başbakan Adnan Menderes, fazla miktarda uyku ilâcı almak suretiyle intihara teşebbüs etmişti. Bu teşebbüsün çabuk farkına varılmış ve Menderes'in hayatı (asılarak idam edilmesi için) kurtarılmıştı. Memleket ağır ve kederli bir hava içindeydi. Bazılarına göre, bu intihara teşebbüs hâdisesi, tamamen düzmeceydi. Zorlu ile Polatkan'ın önce idam edilmeleri bir nabız yoklamasıydı. Menderes'in asılması kasten geciktirilmişti. Yurt çapında bir kalkınış ve direnme olursa, büyük olaylar meydana gelirse, Adnan Menderes'in hayat muhafaza edilecek, belki bir rehine olarak kullanılacaktı. Evlerine kapanıp ağlayanlar vardı. Dükkânlarını açmayanlar vardı. Yüreği kanayanlar vardı. Ama ciddî ve elle tutulur bir tepki... İşte o yoktu. Bunun üzerine Adnan Menderes de idam olundu.
Reklam
Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 1961 yılının 16 ve 17 Eylül günlerinde idam edildiler. Üçü de tamamen haksız yere ipe çekildiler. Fatin Rüştü Zorlu, Kıbrıs dâvâmızda başarılı, bilgili, cesur bir dışişleri Bakanımız olmasaydı onu asmazlardı! Adnan Menderes, milletimizin çok sevdiği bir başbakan olmasaydı, Türkiye'yi bir sanayi ülkesi haline getirmek istemeseydi, ona kıymazlardı. Hasan Polatkan çalışkan ve vatansever bir maliye bakanı olmasaydı onu boğmazlardı. Mekanları cennet olsun!
Sayfa 164 - Yakın Plan YayınlarıKitabı okudu
ADNAN MENDERES'İN İDAMI, İSMET İNÖNÜ VE ATSIZ Çok geçmeden Yassıada duruşmaları bitti ve kararlar açıklandı. Demokrat Parti ileri gelenlerinden 15'i idama, pek çoğu çeşitli ağır hapis cezalarına mahkûm edilmiş, az bir bölümü de beraat etmişti. Cezalar, kamuoyunun tahmininden daha ağırdı. İdam cezaları Milli Birlik Komitesi tarafından
55 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.