Nâri-i ulvî-nijâdı yerde ednâ'l-halk edip
Hâki-i üftâdeyi göklerde a'lâ eyledin
Sayfa 16 - Kapı YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Nice şûrîde âşıklar gezerler cümle tâyihler Bu tîh-i bî-nihâyetde ne reh ne râhber peydâ
Sayfa 7 - Kapı YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Zihi Bârî ki hikmet-hâne-i sun'unda halk eyler
Hezaran dil-ber-i mevzûn hezâran duhter-i hasnâ
Sayfa 9 - Kapı YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Zihî Râzık ki enbân-ı ademden etmede ihsân Hezâran tûşe-i şîrin hezâran ni'met-i ahlâ
Sayfa 8 - Kapı YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Aşk ile gel imdi Allah eydelim
Derd ile gözyaş ile âh edelim
Sayfa 5 - Kapı YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Her nefesde Allah adın de müdâm
Allah adıyla olur her iş tamâm
Sayfa 5 - Kapı YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Derya olunca nefes parelenince kafes
Ta kesilince bu ses çağırırım dost dost
Ne yerdeyim ne gökde, ne ölüyüm ne zinde
Her yerde her zamanda çağırırım dost dost
Geldim o dost ilinden koka koka gülünden
Niyazi'nin dilinden çağırırım dost dost
Niyazi Mısrî
Mevlânâ şairdir. Şiiri inkâr etmesine, küçük görmesine rağmen Şark'ın en büyük şairlerinden biridir. Nasıl Garp Ortaçağı, bütün azap korkusu, içtimaî düzen veya düzensizliği ile, rahmaniyet iştiyakı ve adalet susuzluğu ile Dante'nin eserinde toplanırsa, Müslüman Şark da bütün varlık hikmeti, Hak'la Hak olmak ihtirası ve cezbesiyle Divan-ı Kebîr'dedir.
Sayfa 83 - (KONYA)Kitabı okudu
Divan Şiiri...
Aslında, “doğa ve toplum sorunlarına kayıtsız”, “yaşam ve gerçeklerle beslenmeyen” bir şiirdir bu. Öyle olduğu için de, “soyut düşüncelerden oluşmuş bir evren”in içine kapanmış, bu yüzden boş bir kelimecilik ve hayalciliğe gömülmüştür.
Sayfa 260 - Alkım Yayınları
