Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şehnaz , herkesin gözü önünde inlemeleri gittikçe hafifleyerek kan kaybından öldü, ancak ondan sonra adam kadını son bir kez öpüp tabancasını attı ve teslim oldu. Daha yürekli kocalar , kadını vurduktan sonra tabancayı kendi şakağına dayayıp intihar ediyordu. Besbelli Yusuf onlardan değildi. Şimdi bir sürü ceza indirimiyle hapse girecek, orada - ağır mahkum, leşi var diye- el pençe divan saygıyla karşılanacak, birkaç yıl yatıp çıktıktan sonra da muteber bir yurttaş olarak hayatına devam edecekti. Belkide daha önce 2 karısını öldürdüğünü hapis yattığını söyleyerek televizyondaki evlenme programına çıkıp yeniden evlenmek istediğini söyleyen yaşlı adam gibi davranacaktı. Adet böyleydi , onlara kader kurbanı deniyor, anlayış gösteriliyordu.Duvara kahrolsun hükümet yazdığı ya da okulda Deniz Gezmiş şiiri okuduğu için anti terör yasasına göre örgüt elemanı gibi gösterilip 30 yıla mahkum edilen gençler,öğrenciler gibi tehlikeli değildi toplum için. O gün ; Türkiye Cumhuriyeti'nde sadece 2014 yılındaki 294 kadın cinayetine bir tane daha eklenmişti.
Sayfa 290Kitabı okudu
480 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu yaşıma kadar aruz vezninden başka bilgimin olmadığı, o yüzden de hiç sevmediğim Divan Edebiyatı'ndan İskender Pala'nın okuduğum bu ikinci kitabı ile ilk defa keyif aldım. Divan Şiiri'ni eğitim müfredatımızın sahip olduğu perspektifin dışında bir açıdan gördüğüm anda ne muazzam bir hazine kaçırmış olduğumu anladım. Aynı etkiyi yapar mı bilmem ama ihtimali dahi bu kitabı tavsiye etmeme yeterlidir.
Katre-i Matem
Katre-i Matemİskender Pala · Kapı Yayınları · 202222,1bin okunma
Reklam
Kendilerini bu denli yaratıcı ve yetiştirici birer baba, toplumun ahlakını temsil eden birer üst-ben olarak gören Tanzimat yazarları, kendi edebi babalarını, yani Divan Edebiyatı'ndan devraldıkları mirası nasıl görüyorlardı? Bu soruyu yanıtlarken beklemediğimiz bir durumla karşılaşıyoruz. Kültür, dünya görüşü ve algılama biçimlerinde eski metinlere sadık kalmış olan Tanzimat, sıra edebiyata gelince oldukça eleştirel, hatta -ne kadar başarılı oldukları bir yana bırakılabilirse- öncüdür. Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat, ,Recaizade Ekrem, hepsi dilin sadeleşmesinden yanadır. Çekinceleri vardır; ama bunlar biçimde değil, içeriktedir. İçeriği ahlak normlarını tehdit etmedikçe, bildirisi ahlakı oldukça, yeni türleri denemekte hem kendileri heveslidir, hem de başkalarını teşvik ederler. Namık Kemal, Divan Edebiyatı'nı eleştirirken, çok şaşırtıcı bir benzetme kullanır: yalnızca süsten ibaret olan biçimiyle Divan şiiri ancak "Hristiyan mevtaları gibi güzel giyinmiş bir cenazeye" benzeyebilir. Bu benzetmedeki yabancılaştırıcı öğe, yalnızca "ölü" değil, "Hristiyan" ölüdür. Sami Paşazade Sezai, "fıdan-ı fikirden hasıl olan boşlukları bir bakıma zengin cümleler, parlak kelimelerle kapamağa çalışmak bir uçurumu çiçeklerle doldurmaya benzer" der.
TURGUT UYAR’IN “BÜYÜK SAAT”İ M.NİHAT MALKOÇ Kalem erbabı, ölümü tutsak eden yiğittir. Bir şair son nefesini verince değil, aslında okunmayınca ölür. Şairi öldüren şey; nefes alsa da, almasa da her halükârda yok farz edilmektir. Türk şiirinin, duruşu sessiz olsa da, gür sesli şairlerinden biriydi Turgut Uyar… İç dünyasındaki çalkantıların dış
HULÂSATÜ’L-HAKÂYIK VE MEKTÛBÂT-I HÂCE MUHAMMED LUTFÎ M. NİHAT MALKOÇ “Hulâsatü’l Hakâyık” Erzurumlu Hâce Muhammed Lutfî(Alvarlı Efe Hazretleri)’nin en önemli eseridir. Bu kitapta Efe Hazretlerinin birbirinden derin mânâlı âşıkâne, ârifâne, âlimâne, mürşidâne şiirleri bir araya getirilmiştir. Bu şiirlere baktığımızda çoğunun Divan
276 syf.
·
Puan vermedi
Hürriyet Kasidesi şairimizle ilgili birçok yeni bilgiye sahip oldum diyebilirim.Öncelikle anne tarafının etkisi ile büyümüş ve dedesi onu ata binmekten atıcılığa kadar tam bir Osmanlı gibi büyütmüş.İlk dönemlerinde Divan Şiiri'ne öykünen şiirler yazdığını görüyoruz.Onun hayatının dönüm noktası rastgele kitap almaya gittiği sahafta Şinasi 'nin bir
Namık Kemal
Namık KemalMemet Fuat · Yapı Kredi Yayınları · 20128 okunma
Reklam
Molla Kasım Şam, Isfahan, Konya medreselerinde ilim tahsil etmiş, fıkıh ve hadisle meşgul olmuş, zahirî ilimlerde kendini geliştirmiş bir alimdir. 14. Yüzyılın başlarında Anadolu'da sayıları giderek artan tasavvufî akımlara, sufîlere karşı menfî bir görüş ve duruş sergiler. Ona göre bu tarikatlar şeriata, Kur'an'ın hükümlerine aykırı hareket
Divan Şiiri
Çerhe dayanma her ne kadar üstüvâr ise. Yerin efendi altı da var, üstü var ise. (Kirami) *Ne kadar sağlam olursa olsun dünyaya güvenme, bel bağlama. Unutma ki bugün üzerinde gezdiğin bu zeminin altı da var.
1000kitap'ta şair ol(ama)mak(!)
1000kitap'ta şair ol(ama)mak(!) Bu iletimi okuyup alınan arkadaşlar olabilir, ya da yorumlarda linç girişiminde de bulunabilirsiniz bana ama artık bu duruma birinin el atması gerektiğini düşündüğümden yazma gerekliliğini duydum bu iletiyi. Baştan diyeyim öyle şiirden pek anlayan biri değilim. Sadece 3-5 epik şiiri bana bir yerde oku denirse
Zülfü Livaneli
Daha yürekli kocalar, kadını vurduktan sonra tabancayı kendi şakağına dayayıp intihar ediyordu. Besbelli Yusuf onlardan değildi. Şimdi bir sürü ceza indirimiyle hapse girecek, orada - ağır mahkum, leşi var diye- el pençe divan, saygıyla karşılanacak, bir kaç yıl yatıp çıktıktan sonra da muteber bir yurttaş olarak hayatına devam edecekti. Belki de daha önceki iki karısını öldürdüğünü, hapis yattığını söyleyerek televizyondaki evlenme programına çıkıp yeniden evlenmek istediğini söyleyen yaşlı adam gibi davranacakti. Adet böyleydi; Duvara "kahrolsun hükümet " yazdığı ya da okulda Deniz Gezmiş şiiri okuduğu için anti terör yasasına göre örgüt elemanı gibi gösterilip otuz yıla mahkum edilen gençler, öğrenciler gibi tehlikeli değildir toplum için. O gün; Türkiye Cumhuriyeti'nde sadece 2014 yılındaki 294 kadı cinayetine bir tane daha eklenmişti.
Sayfa 290Kitabı okudu
Reklam
Karışık Saatler'e Şiiri
... Adın bir güzelliğe yakışır elbet yakışır Bir intiharda mı, bir şiirde mi bilmiyorum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.