Biz onunla dizlerimizdeki yaraları, saçlarımızdaki sarıları, düşlerimizdeki mâcerâları değişirdik. O kadar nârindi ki bir menekşe yanağında bile uyuyabilirdi.
Çocuklar duvarın kenarında oyun oynarken bu kuşları görecekler ama onların dizlerindeki yaralara ait olduklarını anlamayacaklar. Düşüp yine dizlerini yaraladıklarında, yeniden dizlerine konacaklarını da.
Önce sen kendine değer ver.
Bir başkası için mücadele etmeden önce kendin için mücadele et.
Dizlerindeki, kalbindeki yaraları iyileştir.
Bunu yapmak için de kimseden merhem bekleme.
Zira merhem olacak kişi sadece yaranın yerini öğrenir.
Hata yap, hatalarınla barış.
Geçmişini kabullen, geçmişinle barış. Hayatına bir daha almayacağın kimseye nefret besleme. Unutma, artık hayatında değiller. Affet...
Affet ki o senin hayatında yokken
yaşantına müdahale etmesin. Nefret, kin, öfke, affedememek işte böyle bir şeydir.