Dostoyevski’nin kaleme aldığı bu başyapıt,Albert Einstein’dan Putin’e kadar birçok ünlü ismin en sevdiği roman imiş.Kezâ benim de bini aşkın sayfa olmasına rağmen severek daha da önemlisi düşünerek okuduğum bir klasikti.
Fyodor Karamozov adlı babamızın resmi üç oğlu ile başlayan daha sonradan birçok kişiyle tanıştığımız;Teizm üzerinde uzunca bir
Eveet, Karamazov Kardeşler bitti... Aslında hakkında bir inceleme yapsam mı, yapmasam mı diye çok düşündüm çünkü duygularımı ve düşüncelerimi olduğu gibi ifade edememekten biraz korktum. Bunun dışında da kitapları ayrıntılı ve nitelikli bir şekilde incelemeyen biri olarak Karamazov Kardeşler'e de haksızlık etmek istemedim:) Ama 'ne olacaksa olsun'
İncelemeyi bitirdikten sonra başlangıcı yazmadığımı fark ettim, şu an da yazacak bir şeyler bulamıyorum. O sebeple hemen başlıyorum, daha çok tavsiye ağırlıklı bir inceleme olacak.
Konuyu en basit haliyle Karamazov ailesinin içinde işlenen bir cinayet diyerek özetleyebilirim. Yüzlerce sayfa bu cinayete giden süreci okuyoruz, aynı
Bu kitap anlatılmaz, okunur. Dostoyevski'nin her kitabı bir başka karakter, bir başka düşünceyi açış biçimidir. İşte karşınızda Karamazov Ailesi. Ama ne aile...
Bu kitap yazarın son kitabıdır. 1880 Kasım'ında yazdıktan üç ay sonra vefat etmiştir. Ve bana göre yazarın okuduklarım arasında en iyi kitabıdır. Aslında Suç ve Ceza'yı da
Dosto, Delikanlı romanını bitirir bitirmez uzun zamandır planladığı bir projesi için kolları sıvar: Bir Yazarın Günlüğü.
Bir Yazarın Günlüğü, dergi şeklinde yayımlanır. Arada sırada kısa hikayelerine yer verse bile genel temayı Dosto'nun çeşitli konularda yazdığı makaleler oluşturmaktadır. Bu makalelerin konuları çocukluk ve gençlik anıları,
Felsefe dersini sevip, henüz felsefi kitap okumamış biri olarak Karamazov Kardeşler romanıyla tam bir felsefe kitabı okudum. Her sayfasından alıntı yapmak isterdim. Bu hayatta hangi yazarla tanışmak isterdin diye sorsalar, tereddütsüz Fyodor Mihayloviç Dostoyevski derdim. Ruhumu, kalbimi, düşüncelerimi, hislerimi her kitabında ayrı ayrı bulduğum
Bak şeker kardeşim, sana açıkça ve kısaca söyleyeyim: kendini bilen her erkek, şu ya da bu kadına kulluk etmeli, inancım böyle, inancım değil de duyuşum bu. Erkek yüce gönüllü olmalı; erkek bununla lekelenmez!
Fyodor Pavloviç Karamazov ailenin babasıdır. Kendisi kadın düşkünü ve oldukça asalak bir insandır. Kitabın ismine konu olan üç oğlu vardır, bunlar Dmitri, Ivan ve Aleksey Karamazov kardeşlerdir. Tabii bir de günah mahsulu olan Smerdyakov adında gayrimeşru bir oğlu vardır, bu oğul da evde uşaklık yapmaktadır.
Kitabın konusu en kısa ve net olarak
Çok güzel harikulade bir romandı. Neresinden başlasam bilemiyorum. Fyodor Pavloviç ve onun üç oğlu: Karamazov Kardeşler. Sorumsuz, zayıf ahlaklı bir babanın; kendi kendilerine Allah'a emanet, başkalarının himayesinde ve ayrı yerlerde büyüyen üç oğlunun babalarının yanına, şehre dönmesiyle yaşadıkları olaylar anlatılıyor.
Bu hikaye kardeşlik
— Söyle bakalım saf ruhlu Andrey, sence Dmitri Karamazov cehenneme gider mi, gitmez mi, ne dersin?
— Bilmem ki beyciğim, bu sizin elinizde çünkü şeysiniz… Bak beyim, Tanrıoğlu çarmıhta can verdikten sonra çarmıhtan inerek doğruca cehenneme gitmiş, orada azap çeken bütün günahkârları serbest bırakmış. Cehennem, boş kalacağını düşünerek sızlanmaya başlamış. O zaman Tanrıoğlu, “Ağlama cehennem, öteki dünyadaki unvan sahipleri, devlet büyükleri, yüksek yargıçlar, zenginler hep sana gelecekler!” demiş.
“İkinci gelişime kadar hep öyle, dopdolu olacaksın!”
— Enfes bir halk efsanesi doğrusu!
Dmitri Karamazov yalnızca Dostoyevski'nin son romanının en büyük kişisi ve günahla, acı çekmeyle ilgili düşüncelerini derinliğine anlattığı kişi olmakla kalmamaktadır; Dmitri, edebiyatın en büyük trajik kahramanlarından biridir.