Şu anda bilim dünyasının önemli bir kısmının ilk molekül olarak kabul ettiği molekül RNA'dır. RNA, DNA gibi iki zincirden oluşmaz, tek zincirdir. Nükleotitler tespih gibi bir sıraya dizilmiştir. Ancak DNA' dan farklı bir özelliği vardır. Kendi üzerine kıvrılsa, verimi düşük olsa ve büyük tapkimelerde çok etkili olmasa da boyutları küçük moleküller üzerinde enzim rolü görebilir. Bu nedenle; okunabilir bir genetik dizilimi olan, kendi üzerine katlanarak enzim görevi yapabilen, kendini kopyalayabllen bir yapı olarak RNA'nın canlılar dünyasının başlangıç molekülü olduğu karşı konulmaz şekilde kabul görüyor.
DNA’NIN UZUNLUĞU NE KADAR ?
Güneş
sistemimizin
çapının iki katı
kadar.
Hücrelerimizdeki DNA, 46’lı kromozom paketleri halinde bulunuyor. Çift sarmallı bir helezon şeklinde olan DNA, kullandığı
enzimler sayesinde, normalde olması gerekenden çok daha az
yer kaplayacak şekilde biçimlenmiş olan sımsıkı bir yapı.
Tek bir hücredeki DNA’yı düz bir yüzeye yayarak uzunlu-
ğunu ölçecek olsaydık, 2 metre boyunda olduğunu görürdük.
Bu 2 metre uzunluğundaki DNA molekülünde 3 milyon adet
nükleotit dizilimi bulunuyor. Bunun vücudumuzda kapladığı
yerse sadece 6 mikrometre uzunluğunda. Genetik malzememizin tamamını, yani tüm hücrelerimizdeki DNA’yı upuzun
bir şekilde uç uca ekleyebilecek olsaydık, kaba bir tahminle
18 milyar kilometre uzunluğunda olurdu. Bu uzunluk, güneş
sistemimizin çapının 2 katına eşit.
91
Peki ya birden fazla yumurta dölleyip hepsinde
ölümcül mutasyonlar olduğunu fark ederseniz ne
olacak? Tüm embriyolar yok mu edilmeli? Yoksa bunu
yapmak yerine sorunlu genler mi değiştirmeli? Çığır
açıcı gelişme mitokondriyal DNA’yla yaşanacak. İnsan
hücrelerinde bulunan küçük bir organel olan mitokondri,
hücrelerin kullandığı enerjiyi üretir. Hücrenin
çekirdeğindeki DNA’dan tamamen farklı, kendine özgü
bir gen dizilimi vardır. Hasarlı mitokondriyal DNA,
organizmaya ciddi zarar verebilir hatta ölümcül
hastalıklara yol açabilir. Halihazırda sahip olduğumuz In Vitro teknolojisiyle “üç-ebeveynli bir bebek” yaratarak
mitokondriyal genetik hastalıkların üstesinden gelmek
teknik olarak mümkün. Bebeğin nükleer DNA’sı iki
ebeveynden gelirken, mitokondriyal DNA üçüncü bir
insandan alınıyor. 2000’de Michigan’da Sharon Saarinen,
Alana isminde oldukça sağlıklı bir kız bebek dünyaya
getirdi. Alana’nın nükleer DNA’sı annesi Sharon ve
babası Paul’dan aktarılırken, mitokondriyal DNA’sı başka
bir kadından alındı. Teknik açıdan bakılınca Alana’nın üç
biyolojik ebeveyni var. 2001’de ABD hükümeti, güvenlik
ve teknik endişeler nedeniyle bu tedaviyi yasakladı.
Genetik kodun doğası gereği, DNA düzeyinde proteinlere yansımayan birçok değişiklik meydana gelir. Yani aynı proteine karşılık gelen birçok DNA dizilimi var dır. İnsanlar için şu anda çok sağlıklı bir tahmin mevcut değil dir, ancak şayet insanlar da denek hayvanlar gibiyse, rastgele se çilmiş iki bireyden alınan her 500 nükleotidin biri DNA yapı sı bakımından diğerlerinden ayrılacaktır. İnsan genlerinde ka baca 3 milyar nükleotid bulunduğundan, herhangi iki insan or talama 600.000 nükleotidde birbirinden ayrılacaktır. Aynı za manda, mesela 3000 nükleotidden oluşan ortalama bir gen, iki birey arasında yaklaşık 20 nükleotidle birbirinden farklı ola caktır. O halde, normal insan kataloğu için kimin genomu gen dizilimini sağlayacaktır?
Aslında yapay zekanın daha gerçeklenemediği.
Peki yapay zeka gerçeklenirse neler olacak?
Tesla'nın otonom arabaları, 70 saatte öğrendikleriyle 5 yıldır dünya ''Go''
şampiyonu olan adamı yenen yazılım, sadece 15 saatte öğrendikleriyle bir doktorun 10 yılda kazandığı x-ray okuma yeteneğini elde eden script, bunların hiçbiri ama hiçbiri yapay zeka