Emil Michel Cioran'ın varoluş hakkındaki aforizmalarından oluşan bir kitap. Bu kitabı okuma yöntemi olarak 2 yol benimseyebilirsiniz.
Birincisi:
1-2 saatlik sürede tüm aforizmaları okur, güzel bir aydınlanma ivmesi yakalarsınız.
İkincisi:
Yavaş yavaş ilerleyip günde 5-10 sayfa kadar okur, günler boyunca üzerine düşünecek alanlar ayrımsarsınız.
Ben ikinciyi tercih ettim. Her gün bir bilgeyle kısa görüşmeler yapıyor gibi hissettim kendimi. Bir yandan da sanki yaşlanmış ben kaleme almış gibiydi bu eseri. Bana öğütler veriyordu. Özellikle "İlk sezgilerimiz doğrudur. İlk gençliğimde birçok şey hakkında ne düşündüysem gittikçe daha doğru geliyor bana. Bunca şaşkınlık ve dolambaçtan sonra, varoluşumu o apaçıklıkların yıkıntısı üzerinde kurabilirmişim diyerek üzülüyorum şimdi." deyişi bunu anımsattı bana. Acaba yıllar sonra dünya hakkında bir sürü bilgi edinmemin sonucu şimdiki görüşlerimi doğrulamak mı olacak. Bilmiyorum ama muhtemel görünüyor. Eğer ben de Cioran gibi "Altmışımda bildiğimi yirmimde de biliyordum. Uzun, gereksiz bir doğrulama çabasıyla geçmiş kırk yıl..." diyeceksem ama buna rağmen okumaya, düşünmeye, bir nevi kendimden çalmaya devam edeceksem ne acıklı olurdu bu. Bu kitabı şimdi, 18 yaşında okurken her dediğini kelimesi kelimesine doğru buluyorum. Eğer 40 sene sonra da böyle düşüneceksem ilerleme fikri bir yalandan ibaret olur.
Her ne olursa olsun seviyorum Cioran'ı. Hatta en sevdiğim filozof olabilir. Sert gibi görünse de müşfik, iyi kalpli bir öğretmen. Beni anlamlandıramadığım hayatıma hazırlıyor.