Ya Rab, sevgin göklere, sadakatin gökyüzüne erişir. Doğruluğun ulu dağlara benzer, adaletin uçsuz bucaksız enginlere. İnsanı da, hayvanı da koruyan Sensin, ya Rab. Sevgin ne değerli, ey Allah’ım! Kanatlarının gölgesine sığınır insanoğlu. Evindeki bolluğa doyarlar, zevklerinin ırmağından içirirsin onlara. Çünkü yaşam kaynağı Sensin, Senin ışığınla aydınlanırız. (Mezmurlar, 36:5-9)
Glaukon söylüyor...
Derler ki , tabiatta haksızlık etmek iyi, haksızlığa uğramak kötü bir şeydir. Haksızlığa uğrayanlar ise haksızlık edenlerden çok daha fazladır. İnsanlar birbirlerine haksızlık ede ede haksızlığa uğraya uğraya, birinin tadını, ötekinin acısını duymuşlar. Haksızlığa uğramaktan sakınamayacaklarını , haksızlık etmeyi de her zaman beceremeyeceklerini anlayınca, bir kanun koymuşlar, kimse haksızlık etmeyecek ,haksızlığa uğramayacak diye. Kanunun buyurduğuna , kanuna uygun olana da doğru demişler . İşte doğruluğun kaynağı, özü budur. Doğruluk, en iyi şeyle en kötü şeyin ortasında yani, haksızlık edip ceza görmemekle, haksızlığa uğrayıp öç almamanın arasındadır. Bu iki şeyin arasında olan doğruluk iyi bir şeydir diye sevilmez: ona değer verdiren , insanın hep haksızlık etmeye gücünün yetmemesidir.
Sayfa 43
Reklam
Glaukon'un anlatışına göre bu kurar n şunu söylemektedir: 3 geç dönem soRstler i 69 "Doğada haksızlık etmek iyi, haksızlığa uğramak kötü bir şeydir. Haksızlığa uğrayanlar ise haksızlık edenlerden daha fa z ladır. İnsan­ lar birbirlerine haksızlık ede ede, haksızlığa uğraya uğraya, birinin hazzını, diğerinin acısını duymuşlardır. Haksızlığa
İncil'i ahlaki doğruluğun ilham kaynağı olarak gösteren insanların acaba bu kitabın içinde gerçekte neler yazdığından en ufak bir haberleri var mıdır?
Sayfa 307 - Kuzey YayınlarıKitabı okudu
“Felsefe şiire yakındır” der Whitehead. Hem felsefe hem de bir sanat olarak şiir, “Nihai sağduyu” olarak adlandırdığımız medeniyeti ifade etme çabasıdır.” Bu açıdan sanat, medeniyetin dilidir. “Medeni bir dille birlikte rasyonel bir hayatın ilk temeli atıldıktan sonra, bütün üretken düşünce” varlığını “sanatçıların şiirsel içgörüsüyle” devam ettirmiştir.” Bu yönüyle sanat, görüneni aşan bir boyuta sahiptir. Bu yüzden sanat olarak medeniyetin, güzelliğin kaynağı Tanrı'dır. Schelling'in “Mutlak” dediği Tanrı, felsefe açısından “hakikatin asli örneği” iken, sanat açısından ise “güzelin asli örneğidir”.» O, Whitehead'in ifadesiyle, “kendi hakikat, güzellik ve iyilik önsezisiyle (vision) dünyaya rehberlik eden şefkatli bir sabırla, dünyanın şairidir”” Buna göre sanat Mutlak'ı ifade etme yollarından biridir. Whitehead'e göre sanat, Doğruluğun peşindedir, onun arayışındadır.2 Bu, sanatın hakikat arayış biçimlerinden biri olan bilimden bağımsız olmadığını göstermektedir. Sanatın peşinde olduğu doğruluk biçimi ise, açık bilinç durumuna sunulan nesnelerle birlikte bulunan, görünenin arkasındaki şeyi (gerçeği) ortaya çıkarmayla ilgili bir doğruluktur.* Buna göre sanat, görünüş ve gerçeklik arasında ilişki kurmadır.
Sayfa 1076 - Kevser ÇelikKitabı okudu
Derler ki, tabiatta haksızlık etmek iyi, haksızlığa uğramak kötü bir şeydir. Haksızlığa uğrayanlar ise haksızlık edenlerden çok daha fazladır. İnsanlar, birbirlerine haksızlık ede ede haksızlığa uğraya uğraya, birinin tadını, ötekinin acısını duymuşlar. Haksızlığa uğramaktan sakınamayacaklarını, haksızlık etmeyi de her zaman beceremeyeceklerini anlayınca, bir anlaşmaya varmayı düşünmüşler, kanun koymuşlar, kimse haksızlık etmeyecek, haksızlığa uğramayacak diye. Kanunun buyurduğuna, kanuna uygun olana da doğru demişler. İşte doğruluğun kaynağı, özü budur.
Reklam
101 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.