Daha sonra carlos'a, "Eğer öğrenmek istiyorsan kendini önemsemekten vazgeçmelisin" der. "Kendini çok fazla önemsiyorsun. Kendi kafanda kendin çok önemli hale gelmişsin. Bunun değişmesi gerekir. O kadar önemli bir haline gelmişsin ki, kendinde her şeye kızma hakkını görüyorsun. O kadar önemlisin ki, eğer dünya senin istediğin gibi olmazsa, sen bırakıp gidebiliyorsun. Belki bunları yaparken, kendini karakter sahibi bir insan olarak görüyorsundur; karakter sahibi olduğun için böyle davrandığını sanıyorsundur. Böyle düşünmenin hiç anlamı yok; çünkü sen zayıfsın ve kendini beğenmişin birisin. Carlos itiraz etmeye kalkınca Don Juan özür diler bir tavır takınmaz. Aksine, "Hayatına bak," der, "Başlamış olduğun hiçbir işi bitirmedin. Neden? Çünkü bu kahrolası kendini önemsemen, herhangi bir şey üzerinde uzun süre emek vermene engel oldu. Emek vererek, gayretle bir şeyi kazanamayacak kadar kendini önemli görüyorsun."
Sayfa 301
Don Juan, Carlos'la konuşurken sık sık bu kavramı dile getirir. 'Kendini önemsemek insanı ağırlaştırır, hantal ve mağrur yapar. Bilge kişi olmak için insanın hafif ve akıcı olması gerekir,' der
Sayfa 301
Reklam
-Neyin? -Bu dünyada ne kadar ömrümün kaldığını. -Bilemezsiniz ki, ne zaman öleceğinizi. -Ortalamalar yasası çevresi içinde tahmin edebilirim. -Peki, tahmin edin. -Eğer sağlığın ve koşullar ortalama olarak böyle devam ederse, 87 yaşıma kadar yaşayacağımı tahmin ediyorum. Bayağı bol keseden hesapladığımın farkındayım. Babam 84 yaşında öldü, annem kanserden 44 yaşında. İki ağabeyimde biri 77, diğeri 79 yaşlarında öldüler. Her neyse, farz edelim ki 87 yaşına kadar yaşayacağım. -Ama sadece yıl değil ay ve gün de önemli. -Doğru; doğum günümde öleceğimi varsayalım. -Peki. -Ben şimdi 62 yaşındayım. Ne yapar? -Ne yapar? Yani ölümüme kaç yıl var? -25 yıl. -Kaç gün? Arif Bey, kağıt üzerinde 25 ile 365'i çarptı: -9125. -Demek bu güzel dünyada, 9125 günüm var. -Siz de don juan'ın Carlos'a konuştuğu gibi konuşmaya başladınız. İkimiz de güldük. -Kaç saatim var? -9125*24 ile kaç saatiniz olduğunu buluruz. İki yüz on dokuz bin saatiniz var. -Tabii, bu saatler istediğim gibi kullanabilme özgürlüğüne sahip olduğum saatler değil. Çalışma hayatı içinde işe gidip gelirken harcanan zamanlar var; işte, banyoda, yemek yerken, alışveriş gibi, uyku gibi zorunlu olarak harcanan zamanlar var. -Geriye günde sizin kendinize 3 veya 4 saatiniz kalır. -Ya da 4 veya 5 saat. Bu 4 veya 5 saat içinde kendime özgü yaşamımı oluşturacağım. Birisi beni, hocam geleyim bir tavla atalım gelin bize buyurun bir çay içelim; gelin biraz sohbet edelim Birgül sağdan soldan konuşalım Birgül diye davet ettiği zaman kendime ait zamanın bilincinde olarak evet veya hayır derim bu bilinç için de seçimimi yaparım.
Sayfa 294
Çıplaktı Juan çünkü, ateşe attılar onun eskilerini, Ve giydirdiler onu bir Türk ya da Yunanlı gibi sonra,
"Tanrıların sevdikleri genç ölür", demiş biri eskiden
Her n'olursa olsun Rus subayı yaşamı boyunca Sakat kalacaktı, çünkü Türkün dişleri Kebap şişinden bile güçlü bir biçimde Saplandı ayağına ve onu topal etti
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.