Macar yazarlara olan sevgimden bir fırtınadır tuttu beni ; her bir Macar yazarı keşfetmek istiyorum. Minoa Pera’da kitapları karıştırırken dikkatimi çeken Peter Nadasın Macar olduğunu görünce de kitabı coşkuyla aldım. Macar edebiyatının son dönem yazarlarından Peter bey ile tanışmamak zaten ayıbım olurmuş, çünkü bu öykü kitabıyla tanıdığım beyefendiyi çok sevdim.
Yazara Franz Kafka Edebiyat Ödülünü kazandırmış bu şahane öykü kitabı Kutsal Kitap , Bahçıvan , Kuzu ve kitaba adını da vermiş olan Ölümle Baş Başa öykülerinden oluşuyor.
Birinci öyküde istemeden hırsızlık yapan evin yardımcısını kurtaran bir çocuk…
İkinci öyküde annesinin vefatından sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını idrak eden bir çocuk…
Üçüncü öyküde ise komşuları tarafından kıskanılan yalnız bir adamı anlatan bir çocuk..
Dördüncü ve son öyküde ise diğer üç hikayeden tamamen farklı olarak yetişkin bir anlatıcı (yazarın ta kendisi) ve anlatıcının kalp krizi geçirdikten sonra derinlemesine resmettiği her bir anı, bedeninin ölümü ve geri dönüşü…
Kitaba şöyle bir baktığımda üçüncü öykü olan ‘Kuzu’ da çok cümlenin altını çizmişim. Özellikle 104. sayfayı adeta boyamışım. Ah be Roth amca…
Oldukça akıcı ve derin bulduğum dört öyküyü sakin bir zamanda okumak çok keyifli olacaktır. Ben her bir öyküyü çok beğenerek bitirmiş olsam da Bahçıvan öyküsündeki masum çocuğu çok içselleştirdim, çok daha fazla bi sevdim.
Macar yazarların kalemi diyorum, enfes.