Anlamı yok hiçbir şeyin.
Güzellikleri yıkan bir büyüm var.
Göremezken diğerleri gibi,
aynı yöne bakmanın ne anlamı var.
Susarken sessizliğin sahnesinde,
çığlık atmaya yeltenmek neye yarar.
Öyle bir oldum yine: öyle bir kaldım,
öyle çok sevdim öyle bir baktım o denize.
Sustum, yine de sustum
Doğrularım ve yanlışlarım içimde savaştılar,
Ben hiç sesimi çıkarmadım
Ve bir gün atacağım çığlığıma güç kattım.
Kimi şeyler doğma telaşında, kimileriyse ölme telaşında. Doğmakta olanların bir parçası şimdiden ölmeye başladı ya da çoktan öldü bile. Ama bu sonsuz akış ve dönüşüm dünyayı sürekli yeniler, tıpkı hiç durmadan akıp giden zaman ırmağının sonsuzluğu yenilemesi gibi. Hiçbir şeyin tutunamadığı bu ırmakta hızla akıp giden şeylerin hangisine değer verebilir insan? Uçarken görüp gönül verdiği bir serçenin, ona sevdalanır sevdalanmaz kanat çırparak gözden yitip gitmesi gibi.