Yağmur bir ütopya habercisiydi. Yağmurun hiç dinmediği bir dünya dünyamızdan çok farklı olurdu. Konutlar buna göre tasarlanırdı ister istemez, yağmurdan kaçan değil, onunla beslenen konutlar. Yollar ve sokaklar suyun hareketine göre biçimlenirdi. Toprak çamur olacaktı diğer taraftan toz hayatımızdan büyük ölçüde çıkacaktı. Yağmurda kimse kimseyi öldürmeye yeltenmeyecekti. Zira saçlarını, tenlerini bastırıp yatıştıran damlalar ateşlerini de alacak, öfkelerini de dindirecekti. Savaş filan olmayacaktı haliyle. Şakır şakır yağan yağmurun altında dikilecek bir ordu kolay kolay bir arada tutulamazdı. Savaş makineleri suya dayanamayacak, çürüyecekti. Bomba alevi fazla dayanamayacak, yangınlar çabuk dinecekti. İntikam kelimesi de keşfedilemeyecekti böylece. Birileri daha çok kazanmak için daha şiddetle emmeyecekti insan iliklerini. Dünyanın her kıtası eşit olacaktı, işinin uzmanı milyonlarca zerre, pırıl pırıl akan bu damla ormanı, bu çalışkan, bu sabırlı barış işçileri, bu güneşli yağmur ortada sınıf filan bırakmayacaktı.
Sayfa 106 - Kavis Kitap, 1. Basım
146 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
=Bir= William Faulkner'ın "Ayı" adlı kitabı aslında yazarın "Kurtar Halkımı Musa" adlı kitabında yer alan bir bölüm ve 1942'de "Kurtar Halkımı Musa" yayımlanmadan önce farklı senelerde, farklı versiyonlarla basılmış bir öykü: 1935'te bir dergide Aslan adıyla yayımlanmış, 1942'de başka bir dergideyse Ayı adıyla
Ayı
AyıWilliam Faulkner · İletişim Yayınevi · 2014128 okunma
Reklam
Nişanlım dün gitti: Onunla bir daha görüşmeyeceğiz... Nerede olacağını bile kesin bilmiyorum. Şimdiye kadar istediğim, benim için değerli olan her şeyi beraberinde götürdü. Onunla birlikte bütün tasarılarım, düşüncelerim, emellerim kayboldu. Bütün çalışmalarım yok oldu, onca yıl süren emeklerim bir hiçe dönüştü. Çalışmalarımın bir anlamı, işe
“Ne var ki, bu kölelik ruhu iliklerimize kadar işlemiş. Bundan kolay kolay kurtulamayız. Bize her yerde, yaptığımız her işte bir hanımefendi, bir beyefendi gerek. Bunlar çok zaman canlı bir varlıktır, bir insandır. Kimi zaman da bir düşünce, bir akım onun yerini alır. Şimdi ise, tabii bilimlerin köleliği altına girmiş buluyoruz. Niçin böyle bir yargılama yürütüyoruz? Neden böyle kölelik altına giriyoruz? Anlaşılır şey değil. Huyumuz böyle olsa gerek. Bizim bir beye ihtiyacımız var. Başımızda biri olsun da, ne olursa olsun. Köleyiz biz. Gururumuz da, aşağılıklarımız da hep kölece. Yeni bir şey çıktı mı ortaya, haydi eskisi aşağı! Bir bakarsın başımızda Yakov, bir bakarsın Sidov. Kâh Yakov'un elini, kâh Sidov'un ayağını öperiz.”
Sayfa 33 - PotuginKitabı okudu
Duman - Kolay Değildir
youtube.com/watch?v=xfpOlwr... Yüreğine ateş düşmüş kara haber var Gelen olmaz giden olmaz ah çeker ağlar Pencerede kala kalmış yolunu bekler Gelir anam gelir desem desem yalandır Güzel anam canım anam kolay değildir İşte geliyor uzaktan beze sarılmış Akrabalar her bir baştan başa şaşırmış Anam koşar yalın ayak yarı delirmiş Gelir anam gelir desem desem yalandır Güzel anam canım anam kolay değildir Kolay kolay kolay kolay kolay değildir Kolay değil kolay değil kolay değildir Kahpe fişek nasıl delmiş kaşın arasını Birdenbire donup kalmış gözün karası Elde vardır bir tek onun kanlı beresi Gelir anam gelir desem desem yalandır Güzel anam canım anam kolay değildir Kolay kolay kolay kolay kolay değildir Kolay değil kolay değil kolay değildir
İsimsiz.
E-book olarak okumak İsterseniz. drive.google.com/file/d/1upa9t7o... Her son yeni bir başlangıca gebedir. Bitmek; kimine göre bir son, başkasına göre yeniden doğuştur. Her şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardır. Geç olsa da öğrendim artık. Şimdi baktığımda geride ne bırakabiliyorum ve siz
Reklam
260 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.