#yanlışyeryanlışzaman
"Ama geleceği bilmek, bilmemekten beterdi değil mi?"
Hayatının tepe taklak olacağı bir gecede, eve geç kalan oğlunu pencerede bekliyor Jen. Her ergenin olduğu gibi tuhaf geçiş döneminde olduğunu düşündüğü, duyguları sürekli değişen ama çok da zeki olan oğlu Todd.. Pencere kenarında beklerken görüş alanına giriyor Oğlu ama yalnız değil, üstelik silahlı. Kim olduğunu bilmediği bir adam, nedenini bilmediği bir sebepten gözü önünde bıçaklanıyor. Jen, oğlunun böyle bir şey yapmış olduğuna inanamıyor. İşte bu gece, cinayet, tutuklanma, karmaşık duygular yaşanıyor ve zaman bir anda tersine dönüyor..
Cinayet gecesi çaresiz bir halde uyuyakalıyorsun. Uyandığın an.. Cinayetten bir gün öncesi. Tekrar uyuyorsun, uyanıyorsun. Dünden önceki gün.. Her sabah bir önceki güne uyanıyorsun. Yaşanan olayların temelini öğrenmek için, gerçekleri görmek için ve berbat durumlara mani olmak için bir şansın daha oluyor. Bu şansı nasıl değerlendireceğini, neler yapman ve yapmaman gerektiğini öğrenmek zorundasın. Hayatının en büyük fedakarlığını yapmaktan başka çaren de seçeneğin de yok..
Çok zekice yazılmış bir kitap. Konudan bağımsız ama bir o kadar da içinden olan olayın sebebi beni hayrete düşürdü. Her satırında gerilim barındıran eksiksiz bir kurgu. Okurken kitabı adeta yaşadım ve Jen her geçmişe döndüğünde böyle bir şey yaşamak istemeyeceğimi anladım. Muazzam bir okuma deneyimiydi benim için, eminim sizin için de öyle olur.