Yirmi Yedinci Kural: Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir. Ağzında hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır. Şer çıkarsa, sana gerisin geri şer yankılanır. Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece sadece güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse, dünya değişir.
İnsan sadece iki şekilde huzur bulabilir: O yeniden bir hayvana dönüşebilir. O zaman o tek olacaktır, o zaman hiçbir bölünme olmayacaktır, o zaman huzur olacaktır, sessizlik, ahenk... Ve milyonlarca insanın yapmaya çalıştığı şey farklı şekillerde hayvan olmaktır. Savaş insana yine hayvan olma şansı verir; bu yüzden savaşın büyük bir çekim gücü
Reklam
yaralı
‘’Acı ruhun fiyakasıdır’’ derler ya hani… Gerçekten öyleymiş. Fiyakalı bir acıya sahibim nicedir. Kalbim sıkışıyor aklıma geldikçe. Kapısı olmayan bir kafeste kuş beslemeye çalışmakmış onu sevmek. Ardında bir tüy bile bırakmadan uçup gidince anlıyor insan. O meğer geri dönüşü olmayan en güzel eksikliğimmiş… Beni mutlulukla cezalandıran
destek yayınları
Yirmi Yedinci Kural:
Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır. Şer çıkarsa, sana gerisi geri şer yankılanır. Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece sadece güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse, dünya değişir.
Hepimizin biraz yardıma ihtiyaç duyduğu bir zaman vardır
Şu dünya bir dağ gibidir. Ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa hayırlı laf yankılanır. Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında 40 gün 40 gece sadece güzel sözler et 40 günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse dünya değişir. Şems-i Tebrizi
Sayfa 44 - 44 Mercan DedeKitabı okudu
Başka insanları nasıl değerlendirdiğimiz ve aynada kendimize baktığımızda ne gördüğümüz, dünya hakkındaki bilgimize, neleri gerçekleşebilir ihtimaller olarak degerlendirdigimize, hangi anıları taşıdığımıza ve bağlılık duygularımızın geçmişe mi, bugüne mi, yoksa geleceğe mi dönük olduğuna göre değişir. Varoluşun güçlükleriyle başa çıkma yeteneğimiz üzerinde, bu güçlüklere bakışımızı belirleyen bağlam kadar etkili olan bir şey daha yoktur. Aralarından seçim yapabileceğimiz bağlam sayısı arttıkça, güçlükler eskisi kadar kaçınılmaz ve aşılmaz görünmemeye başlar. Dünyanın her türlü karmaşayla her zamankinden daha çok dolmuş olması acmazlarimiza çözüm bulmanın güçleştiğini düşündürebilir, halbuki karmaşa çoğaldıkça, kıvrılıp içinden geçebileceğimiz çatlaklar da çoğalır.
Reklam
277 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.