Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ezgi Egesel

Ezgi Egesel
@dunyada1yerdeyim
Sıkı Okur
336 syf.
8/10 puan verdi
·
28 günde okudu
Ağır Travmatik bir konu
Nermin Yıldırım'ın okuduğum ilk kitabı Dokunmadan olmuştu. Ordaki anlatımını, akıcılığı, dili kullanımı ve hikayeyi su gibi aktarması bu kitabında da aynıydı. Fakat bu kitapta konu çok travmatik ve gerçekten işlemesi zor olacak kadar ağır bir konuydu. Yazar bunun altından çok güzel bir şekilde kalkmayı başarmış. Bize 'acı pornosu' okutturmadan bu ağır dramı bir kaçış öyküsü ve ufak bir gizemle vermiş. Nermin Yıldırım okurken asla hayal kırıklığına uğratmıyor. Gerçekten ne yazsa okurum diyeceğim yazarlardan.
Rüyalar Anlatılmaz
Rüyalar AnlatılmazNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20172,277 okunma
Reklam
80 syf.
7/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Yüce Tanrı Pan Miti sır bir mit olarak kaldı
Anlatım yönüyle ve konusu yönüyle Dr Jekkly ile Bay Hyde'a benzettiğim bir hikayeydi Yüce Tanrı Pan. Bu kadar güzel bir kapak olunca içeriğinin de kapağı karşılayacak şekilde Yunan mitolojisinden yarı keçi yarı insan olan Pan ile daha çok ilintili olmasını beklerdim. Bir ameliyat yapan ve evlatlığı olan genç bir kızı Yüce Tanrı Pan'la yüzleştiren bir doktor var öykümüzde ve bu karşılaşmadan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Hikaye ilerlerken farklı karakterlerde Pan'ın etkisini okuyoruz ama dediğim gibi mite ve bu gizemin neden olduğuna yazar hiç değinmeden hikayeyi noktalıyor.
Yüce Tanrı Pan
Yüce Tanrı PanArthur Machen · İthaki Yayınları · 20181,261 okunma
360 syf.
7/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Aynı mahallede çocukluk arkadaşları
Meşhur serinin ilk kitabı olan iki kız arkadaşın hayatlarının çocukluk ve ergenlik kısmının anlatıldığı romanı severek okudum. Seriye güzel bir giriş olduğunu düşünüyorum ve İtalya'nın yoksul mahallesindeki aile hayatlarının ilişkilerin bağların özellikle komşuluk esnaflık sınıf-mahalle arkadaşlığı özelinde ele alındığı kitapta yer yer çok trajikomik sahneler de var. Lenu ve Lila'nın hikayesine güzel bir giriş yapıyoruz. Bu iki çok yakın kız arkadaşın birbirlerini hem çok sevmelerini hem de yer yer çok kıskanmalarına şahit oluyoruz büyürken. İlk kitabı hem olay örgüsü yönüyle hem de anlatım yönüyle beğendim ama diğer devam romanlarından beklentim daha yüksek herkes tarafından da bu kadar övüldüğü için. Ekim ayında ikinci kitap ile devam etmek istiyorum. Aile isimlerine ve soyisimlerindeki İtalyan İtalyanlığa bayıldığımı söylemeliyim
Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım
Benim Olağanüstü Akıllı ArkadaşımElena Ferrante · Everest Yayınları · 20151,612 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
160 syf.
9/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Agatha Christie tadında.
Çok güzel bir 'katil kim' romanıydı. Tarzı ve konusu farklıydı ve bu çok hoşuma gitti. Okurken tahmin yürütüp sürekli kararsız kaldığınız polisiyelerden biriydi. Özellikle günlükler şeklinde ilerlemesi romanı çok kolay okunur hale getirmiş ve şüphe duygusunu en üst düzeye taşımış çünkü bir yandan katilin günlüğünü okurken bir yandan evin hizmetçisi Jeanie'nin günlüğünü okuyoruz. Tabiki Jeanie çalışanı olduğu evin içinde bir katil olduğunun farkında ve katilin günlüğünün yerini bildiği için sürekli günlüğü okuyarak zaman zaman katili engellemeye çalışır durumda kendini bulurken zaman zaman kaçış planları yapıyor ve bir yandan da katilin kendisini öldürmesinden ödü kopuyor. Katil de Jeanie'in aklını yitirmemek için ve katilin izini sürebilmek için bir günlük yazdığının farkında ve sürekli Jeanie ile mektuplar aracılığıyla iletişime geçip bildiğini biliyorum ve senin de sonunu getireceğim mesajını veriyor. Alkolizm problemi olan Jeanie katilin kimliğini tespit edip yakalatmaya çalışırken gerilim sürekli tırmanıyor. Peki ya size katilin tıpatıp birbirinin aynısı olan yani dördüz olan evin 18 yaşındaki dört oğlundan birisi olduğunu iddia ettiğini ve kendinden üçüncü şahıs olarak bahsettiğini söylesem. Tabiki bu dört oğul karakter olarak birbirinden çok farklıdır ve farklı zevklere alışkanlıklara sahiptir. Evin içinde bu dört oğul, baba, anne ve evin hizmetçisi Jeanie yaşamaktadır. Yani bu durumda katil evin içindeki bu az sayıda insandan biridir. Bakalım okurken katili bulabilecek misiniz? Yoksa ters köşe mi olacaksınız? Bu ay favorim olan bu kitabı özellikle tüm polisiye severlere öneriyorum.
Doktor March'ın Dört Oğlu
Doktor March'ın Dört OğluBrigitte Aubert · Metis Yayınları · 2011543 okunma
64 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Poe'nun anlatım gücü
Öykü çok kısa ve konu itibariyle ne çok şaşırtıcı ne çok ürpertici ne de duygularımıza yoğun şekilde hitap ediyor hatta büyük ıssız korkunç konak /ev betimlemesi günümüz itibariyle epey klişe takdir edersiniz ki fakaaat Usta yazarın öyle bir anlatımı var ki okurken akıp gidiyor ve ürpertici kasvetli havanın içine aniden çekiliyorsunuz. Gerçekten öyle güzel tasvir cümleleri var ki, Poe'yu bu kadar büyük yazar yapanın ne olduğunu bir kere daha hatırlıyorsunuz.
Usher Evi`nin Çöküşü
Usher Evi`nin ÇöküşüEdgar Allan Poe · Zeplin Kitap · 2020431 okunma
Reklam
109 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Travmalarıma yenik düşerken
Kitabın başlığı bu olsa daha çok otururmuş diye düşündürdü. İçerik ve tema olarak depresif ama umut vaat etmeyen yönde bir dibe çöküş hikayesi var. Konudan bağımsız anlatımı da çok begendim diyemem birçok his ve düşüncenin detayına pek inme gereği duymamış yazar. Murakami'den böyle bir roman çıksa bambaşka olabilirdi. Bana çok hitap etmese de yazarın diğer kitaplarına da şans vereceğim. Otobiyografik bir roman olması nedeniyle Dazai için üzülmeme sebep oldu.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · Sel Yayıncılık · 202033,9bin okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ürpertici Wendigo
Karanlık Kitaplık Serisi 65.Kitabı olan 'Wendigo' çok beğendiğim bir gerilim romanı oldu. Özellikle orman içinde Kanada sınırında ıssızlıkta yapılan avcı kampı teması beni mest etti. Hem orman hem kamp temasında yani medeniyet unsurlarından epey uzakta bilinmez bir canavar tarafından yayılan korku müthiş bir şekilde anlatılmış yazar Blackwood tarafından. Bilinimezin gerilimi, insanın korku yüzünden yaşadığı kendi aklını sorgulama hali ve yaratık 'Wendigo' nun birkaç çarpıcı özelliği dışında (çıkardığı inanılmaz yüksek ve tanımlanamayan sesle insanı etkisi altına alması, keskin berbat ama uyuşturucu kokusu ve insan ayaklarını yakarak canavarın ayaklarına dönüştürmesi) asla açığa çıkmaması bu korku-gerilim anlatısında muazzam bir korku havası yaratmış. Kitap 75 sayfa olmasına rağmen bu akıcı ve merak unsuru yüksek öyküde insan, sürekli ne olacağını ve özellikle Defago karakterinin akıbetini bir yandan da canavarın açığa çıkıp çıkmayacağını sürekli merak eder halde buluyor kendini. Bu tarz korku-gerilim türü seven herkesin kesinlikle okuması gereken bir kitap diye düşünüyorum. Kısacık ama bir o kadar da etkileyici.
Wendigo
WendigoAlgernon Blackwood · İthaki Yayınları · 2023153 okunma
184 syf.
7/10 puan verdi
·
35 saatte okudu
Arnavutluk toplumu Osmanlı ile Enver Hoca arasında iki arada bir derede.
İsmail Kadare Arnavutluk'un en önemli yazarlarından biri olduğunu bu tarihi kurgu romanı ile kanıtlamış bana göre. Her ne kadar sonunu çok beğenmesem de Rüyalar Sarayı fikri ve alegorik anlatımını çok sevdim. Gerileme veya Duraklama döneminde olan Osmanlı Devleti'nin Rüya Bakanlığından gelecek rüyalarla nasıl şekilleneceğini okuyoruz. Bir yandan da ana karakter anlatıcımız Mark Alem'in (ismi ile bile doğu batı sentezi ve Arnavutluk'un temsili) Rüyalar Sarayı'nda önce 'Seçim Birimi'nde daha sonra terfi ederek 'Tabir Sarayı' biriminde çalışmasını okuyoruz. Mark Alem Qyprilliler (Köprülüler) ailesine mensup. Bu tarihi öneme sahip soy elbette romanda Enver Hoca ile Osmanlı Devleti eleştirileri üzerinden de kurgulanıyor. Karanlık ve sıkıcı bir atmosferi var Rüyalar Sarayı'nın bu yönden Kafkavari denilebilir. Ama buna rağmen romanın kendisi hiç sıkıcı değildi. Ülkenin dört bir yanından gelen rüyaların seçilmesi yorumlanması ve hatta sultana sunulmak üzere 'ana rüya' seçilmesi ana temayı oluşturuyor diyebilirim. Tabiki ortada böylesine koca bir imparatorluk varken rüyalar aracılığı ile ulaşılabilecek şeylerin ucu bucağı yok: manipülasyon, darbe girişimleri, sivil itaatsizlikler veya askeri ayaklanmalar, komplolar, entrikalar. Toplumsal yaşam yönünden gasp, yolsuzluk, dış politika yönünden ittifaklar, savaşlar. Kitabın tek beğenmediğim yeri sonu oldu bana göre bundan en az üç kitaplık tarihi kurgu serisi çıkarılabilirdi ama sonu biraz oldu bittiye getirilmiş gibi hissettirdi. Ne olursa olsun Arnavut yazar Kadare kesinlikle radarıma girdi ve romanını begendim.
Rüyalar Sarayı
Rüyalar Sarayıİsmail Kadare · Jaguar Kitap · 2022249 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
·
26 günde okudu
Begendim
'Hayalet Adam' gerilim- polisiye- suç kategorisinde oldukça heyecanlı bir romandı. Kitabın içinde kitap okuyoruz ve bu detay çok hoşuma gitti. Spoiler vermeden konusundan bahsetmek zor olsa da kısaca şöyle özetleyebilirim: Kendisi henüz 12 yaşındayken tüm ailesi gözlerinin önünde katledilen Eve 30 yaşına geldiğinde ailesinin katilini bulmak için bir kitap yazar. Bu kitabı kim alıp kalbi ağzında okur dersiniz? Tabiki Katil. Namı diğer Hayalet Adam. Katil, kızın kitabını okurken biz de bir yandan kitabı okuyup bir yandan Jim'in (hayalet adamın) tepkilerini ve yaşantısını okuyoruz. Dolayısıyla klasik bir katil kim kitabı değildi. Asıl soru katil yakalanabilecek mi kimliği açığa çıkacak mıydı. Ben kitabı çok beğenerek okudum. Gerilim kategorisinde Verity-Colleen Hoover listemde uzun zamandır 1.sırada. Bu kitabı da top 5'e koyarım, öyle de güzel yazılmış. Puanım 8/10. Suç gerilimi severlere keyifli okumalar diliyorum o zaman
Hayalet Adam
Hayalet AdamCatherine Ryan Howard · Olimpos Yayınları · 2023166 okunma
368 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Jason adeta Barış Arduç
Reading Slump'tan çıkmaya yardımcı rom-com türünde akıcı ve smut içerikli bir kitaptı. Konusu ise oldukça klişe ve Hollywoodvariydi. Her şeye rağmen kafa dağıtmalık bir kitap ihtiyacınız varsa işinize yarayacaktır. Bir buçuk saatlik klişe bir Hollywood filmi hissiyatı vardı kitabın yani sizi sıkmıyor eğlendiriyor ama uzarsa hikaye bariz tadınız kaçacak o yüzden tam tadında bitiriyor Kısaca konusuna gelirsek Olive isimli kızımız abisinin arkadaşı Jason'a küçüklüğünden beri yanıktır. Jason'ın ailesinin başına trajik bir olay gelir ve bu nedeniyle taşınması gerekir ve Jason ile komşusu Olive'in ailesi birbirlerini bir daha görmezler. Bir bakarlar ki Jason film yıldızı olmuş, ailecek filmlerini falan izlerler. Ve işte tesadüf bu ya Olive de yazar olmuştur ve kitabı çok satan listesine girince filmi çekilecektir. E başrolünde kim oynayacak? Tabiki Jason Thorn
Jason Thorn’u Sevmek
Jason Thorn’u Sevmek
Ella Maise
Ella Maise
Jason Thorn’u Sevmek
Jason Thorn’u SevmekElla Maise · Yabancı Yayınları · 20231,007 okunma
Reklam
95 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Mardin
Murathan Mungan'ın çocukluk ve ilk gençlik yıllarını ve memleketi Mardin'i anlattığı yazılardan derlenmiş bir kitap Paranın Cinleri. Kâh ailesindeki kadınları kâh babasını kâh çocukluk anılarını okuyoruz. Mardin taşkent görmek istediğim şehirlerden. Kitapta da yazar kendi anıları ve anımsadıkları doğrultusunda anlatmış şehri. Nitekim bende daha da çok merak uyandırdı Mardin. Kitaba ismini veren yazısı çok güzeldi ve anlamlıydı. Ailesinin fotoğraflarını görmek de çok hoştu. Sevdiğim bir yazarı otobiyografik öğelerle okumak keyifliydi. İlgisi olan herkese öneririm.
Paranın Cinleri
Paranın Cinleri
Paranın Cinleri
Paranın CinleriMurathan Mungan · Metis Yayınları · 20081,218 okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Dokunuyor
Nermin Yıldırım'ın kalemiyle tanıştığım 'Dokunmadan' bana gerçekten 'dokunan' bir roman oldu. Bu kadar duygu yüklü bu kadar güzel üslup ve akıcılıkta bir kitap okuyacağımı düşünmemiştim başlarken. Hele ki Türkçe'nin o güzel kullanımı... Hikaye beni çok etkiledi. Baş karakter Adalet ve onun geçmişiyle olan bir nevi hesaplaşma öyküsü, yolculuğunun sonundaki zaferleri ve beklenmedik bir şekilde aşkı buluşu. Çok güzeldi. Çok. Bütün duyguları ta içimde hissederek okudum. Elimden bırakmak istemedim. Müthiş bir romandı. Yolculuk hikayelerine oldum olası düşkünlüğüm vardır ve bu yolculuk öyküsünü bu kadar derin duygular beraberinde okumak beni mest etti. Nitekim bu yolculuğun sonunda bütün kitaplarını okumak istediğim bir yazar oldu Nermin Yıldırım. Kalemine sağlık.
Dokunmadan
DokunmadanNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20175,7bin okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
Gordon Pym
1827 senesinde Amerikan Briki Grampus Güney Denizleri'ne doğru yola çıkar. Sefer boyu türlü tehlikeler, maceralar yaşayan ve ölümle burun buruna gelen tayfanın içindeki Pym'in ağzından okuruz bu anlatıyı. Pym zorluklar içinde günlük tutmuş ve akıl almaz hayatta kalma mücadelesini anlatmıştır. Tayfa içi isyanlar, kötü fiziki koşullar, korkunç açlık içinde Brik en son raddede harabeye döner. Sonrasında mucizevi bir şekilde İngiliz uskunası Jane Guy tarafından sağ kalan insanlar kurtarılır. Antarktika Okyanusuna giden Jane Guy gemisiyle de olaylar hız kesmeden devam eder. Anlatıcımız ve sağ kalan arkadaşı Peters neler yaşar neler... Neler yaşadıklarını çoook büyük keyifle okudum. Adeta belgesel izler gibi okuduğum bu roman Poe'nun yayımlanmış tek romanı! Poe'nun muhteşem bir yazar olduğunu tekrar anlamış oldum bu kitabıyla. Adeta kendisi bir denizci, bir kaşifmiş gibi tüm terimlere tüm o ayrıntılı coğrafi anlatıma hakimliğine bunun yanısıra hayvanlara ve bitkilere dair engin bilgisine şok oldum. O yüzyılda böyle bir romanı yazarken derinlemesine araştırmış olduğu çok belli. Adeta hikayeyi anlatırken bir yandan vikipedi gibi bilgiler veriyor bize anlatıcımız Pym. İlk 30-40 sayfa benim gibi hikayenin içine girmekte zorlanabilirsiniz belki ama sakın pes etmeyin. Ben sesli kendi kendime okudum ve odaklanabildim. Zaten hemen sonrasında merakla ne olacağını beklerken buldum kendimi. Çok şey öğrendim bu kısacık ama etkileyici kitaptan. Kesinlikle tavsiye ediyorum! Dipnot: Her ne kadar anlatıcımız Arthur Gordon Pym olsa da hikayede asıl kahraman kesinlikle Peters'dı bence.
Nantucketlı Arthur Gordon Pym’in Hikayesi
Nantucketlı Arthur Gordon Pym’in HikayesiEdgar Allan Poe · İthaki Yayınları · 2018756 okunma
182 syf.
6/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Olduğu kadar be.
Suat ve kendisinin baş karakteri olduğu bu son derece absürt olaylar silsilesinde Feyyaz Yiğit "Gibi" dizisinin temellerini atmış gibi geldi bana. Birinci baskısı 2012'de yayımlanan bu kitap sayesinde en az üç dört defa kahkaha attım, bu nereden aklına geldi be adam dedim ve bu olaylar nereye gidiyor şimdi diye de düşündüm. Bence Feyyaz'ın kitabı tam da onun tarzını yansıtmış. Kitapta hayatımın tümüne 'olduğu kadar' ismini verdim diyor. Hangimiz bu ismi vermedik ki Feyyaz? Hangimiz?
Olduğu Kadar
Olduğu KadarFeyyaz Yiğit · Okuyan Us Yayınları · 2019554 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
Otopsim
Fournier ölmüş ve bir otopsi masasında hem yaşamının bazı kestilerini değerlendiriyor hem de otopsisini yapan Egoine'den söz edip onun yaşamından kesitler hakkında düşüncelerini söylüyor. Çok farklı ve çok güzeldi. Kız her organını ayrı zamanlarda ince ince keserken bazen resmini çizerken yazar yaşamının farklı noktalarını sorguluyor. Bazen güldürüyor fakat bu güldürü hemen hüzünlü bir gülümsemeye bırakıyor yerini çoğu zaman. Şöyle diyor Fournier; Hey! Buraya bakın! Mösyö Fournier öldü. Ama hissetmeye, hatırlamaya ve anlatmaya devam ediyor. Cesedi otopsi masasında. Hala yakışıklı. Üstelik mizah anlayışından da hiçbir şey kaybetmemiş
Otopsim
OtopsimJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20191,609 okunma
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.