Girişte anlamakta zorlandım biraz. Olaya gidişata hakim olunca pür dikkat okudum sonuna kadar. Bakış açısı; toplum farklılıkları, iki ayrı dünya görüşü olarak sunuluyor(gerçek anlamda iki ayrı dünya). Birinin ayı diğerinin dünyası.
("Daha önce orada Urras'ta bir tepenin üzerinde oturup Anarres'e, bize bakan ve 'Bakın, işte Ay' diyen insanlar olduğu gerçeği hiç aklıma gelmemişti. Bizim dünyamız onların Ay'ı, bizim Ay'ımız onların dünyası."
"O zaman gerçek nerede?"
"İnsanın üstünde olduğu tepede" ) Hangi taraftan baktığına göre gerçek değişiyor. Birbirinin yaşam tarzından habersiz, uzaktan uzağa nefretle dolu iki ayrı dünya. Her toplumda, her farklılık itiliyor, dışlanıyor. Nefrete itiliyor insanlar; şimdi de olduğu gibi. İki dünyayı iki kelimeliyle açıklayacak olursak; mülksüzler ve mülkiyetçiler. Tamamen mülksüz olamazlar öncelikle birbirlerine sahipler en büyük mülkleri birbirleri. Kısacası tamamiyle anarşist olamamıştır insan; yerleşik bir hayata ve aileye ihtiyaç duymuştur. Devletçi, yönetimci, hiyerarşik düzeni de sindirememiştir. Ne olacak bu insanlara? Fizikçi Shevek iki dünyayı birbirine tanıtmak, tanımak amacıyla yolculuğa çıkıyor. Bu yolculuk hepimiz için aydınlatıcı olacak. Buyurun iki tarafı, dünyaları Shevek'in gözünden sorgulayın. Son bir şey: "Nefret işlevsel değil neden öğretiliyor bize?"