Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
Haksızlıklara Sadece Çocuklar Ağlar…
“Eve dönerken, Jem’le ikimizin büyüyeceğini ama belki cebir dışında öğreneceğimiz pek bir şey kalmadığını düşündüm”
Bu kitap çoktandır kitaplıktaydı tam da okumaya yine ara verdiğim, yarım bırakılmış bir sürü kitap bıraktığım bir zamanda elime aldım.
Scout’un gözünden izliyor, onun bakış açısıyla görüyoruz hikayeyi. Biz yetişkinlerin bile
Bazı hikayeler bazı kitaplardan sonra başlar..
Bir şey tamamlandığında başlayan asla eskisi gibi değildir. Uzun süredir Instagram'da sürekli önüme bu kitap düşüyordu ve sürekli bu kitaptan bahsediliyordu. Bende merak edip aldım. Hiç pişman değilim, elime alınca saatler akıp gitti. Rezonans Kanunu sonrası zaman algınız, fikir algınız kısacası hayatınız değişecek...
Kitap aslında hepimizin birazda olsa duyup bildiği şeyler olsa da pozitif yönde etkiledi.
Kitabın içeriğine kısaca bakarsak aslında." iç dünyamızda sahip olduğumuz her şeyin dış dünyada da karşımıza çıkacağını çünkü, dış dünyamızın bize yaptığı tek şeyin içimizdeki bilinci yansıtması olduğunu ve sadece bilincimizi hedefe yönlendirdiğimizde hayatta gerçekleşmesini istediğimiz şeylerle aynı rezonans alanına girebileceğimizi, yani düşüncelerimizi, hislerimizi veya inançlarımızı kontrol edip gözlemlemeye başlarsak istenilen rezonans alanını oluşturabileceğimizden bahsediyor.
Ve bu sayede düşüncelerimizle dünyayı yaratabileceğimizden....
Konu ile ilgili alıntılar;
✓Düşüncelerine dikkat et onlar yaşayacaklarının başlangıcıdır.
✓ En derin inancının ne olduğunu bulduğun anda sana hayatta ki tüm kapıları açacak anahtarı eline aldın demektir.
✓ Kalbimizle dünyayı değiştirebiliriz.
✓ imkansiz,sadece onu kabullendiğimiz de var olur.
Yalnızız
Kalabalıklar icinde anlamayı, dinlenmeyi bekleyen, ne kadar da cok insan var . Aslında hepimiz kendi icimizde yanlız değil miyiz mi? Kendimize bile açamadığımız üzerini örtüğümüz ikinci benliklerimiz yok mu? Var, var ama ikiyüzlülük yapıp o karanlıkta kalan benliğimizi kimseye hata dedim ya kendimize bile göstermiyoruz. Evet Peyami
SAFA'nın yazdığı son romanı, insanin kendi icinde ki benlikleriyle olan mücadelesini ve insanın maddeye olan düşkünlüğünün açı gerceklerin cok güzel bir dille önümüze seriyor. İnsanoğlunun br delile bir mucizeye gerek duymadan kendi icine bakması yeterli aslında Allah'ı bulması İcin. Ama ısrarla delili başka bir yerde arıyor. Ve sonra dünyamızda son zamanlarda artan intihar olayların niçin meydana geldiğini soruşturur dururuz. İşte yazar bütün bu gerçekleri bize anlatıyor tabi anlayabilene.
Kıssadan hisse, yeryüzünün bütün karıncaları birleşince...
George Orwell'ı okudunuz mu? 1984 veya Hayvan Çiftliği'ni? Benzer o kadar yanı var ki bu eserin... Ancak bizden birinin anlattıklarını okumak daha iyi hissettiriyor. Yaptığı ince eleştirilere hayranlık duymamak ise imkansızdı. Bir düzen nasıl bozulur ve nasıl yıkıntılar içinde sürüklenir bunu görüyoruz. Yaşar Kemal'in ne düzeyde bir düşünce adamı olduğunu çok iyi anlıyorsunuz.
Karakterleri teker teker kendi dünyamızda kimlerle eşleştireceğimiz konusunda zorluk yaşamıyoruz. Sultan Fil, Topal Karınca, Hüdhüd Başı... Gülümsediğiniz, "Tabii ya!" dediğiniz bir çok satırı keyifle okuyorsunuz. Yaşar Kemal mükemmel bir eser bırakmış bize ve onu okumak düşüyor kendi payımıza. Kesinlikle okumalısınız. İnsanı anlatan bir kitap kendimizi tanıma yolunda her zaman önemlidir. Önemli eserler de hep hayatımızda olmalıdır. Kitaplığın en güzel yerlerinden birine yerleştirip her baktığınızda insanlığın aynası gibi parıldamalı bu kitap.
Kitaptaki bir çok kelimenin yanı sıra benim dikkatimi "Türkü" çekmişti. Karıncaları birleştiren ve onların yüreklerine işleyen, içten gelen bir ilham. Belki de başka bir anlam...
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal KarıncaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710,4bin okunma
Muhterem Osman Nuri Topbaş Bey'den dinimizin mali fedakarlıkla ifa edilen yönlerine dair bir eser
Elinizdeki kitap Osmanlı'yı hayranlık derecesinde seven bir gönülden doğmuş... Vakıf İnfak Hizmet adıyla tecessüm etmiş bir insan gibi günümüz insanına rehberlik ediyor. Çıkar çatışmalarının tozu dumana kattığı dünyamızda, sevgi ve merhamete susayan insanlığın yüreğine su serpiyor. Bu kitapta, Osmanlı'nın hizmette açtığı hayırlı çığırı yeniden ihya etmenin heyecanını bulabilirsiniz: Öşrü, unutulmaya yüz tutan sadaka taşlarını, kuş evlerini, hastalanan hayvanlara yardım için kurulan vakıfları, evlenemeyen yoksullara çeyiz temini maksadıyla tesis edilen hayır müesseselerini... Ve ecdada layık olmanın yolunu bulabilirsiniz. Kitap nadide bir çiçek buketi gibi; özenle seçilmiş cümlelerden oluşuyor. Albenisiyle kendini okutuyor ve damarlarınıza hizmet aşkını zerk ediyor. Bu kitap okundukça, yeryüzünde iyilik ve hayır yarışı yeni bir ivme kazanacak.
Uzak gelecek mi, yakın gelecek mi? Bana sorarsanız çok da uzak bir gelecek değil. Teknolojinin hızla geliştiği, yapay zekanın , bilimin ve insanın kendi zekâsının sınırsızlığını günden güne daha çok kullandığı dünyamızda bu kitapta anlatılanların yaşanabilmesi bence çok da uzak bir gelecek değil.
Hayatta sadece mutluluğun ve istikrarın önemli olduğu, bunları koruyabilmek için de ilâhi gücün bizim için hazırlamış olduğumuz senaryoya sürekli müdahale edildiğine tanık oluyoruz kitapta. Doğumdan hatta ve hatta döllenmeden başlayarak ölüme kadar olan süreçte insanların (cam şişelerin) tüm özellikleri laboratuvar ortamında kontrol altına alınmakta. Her şeyin sorunsuz ilerleyebilmesi için çok fazla çabalanıyor. Kulağa çok hoş geliyor değil mi? Ama okudukça iliklerinize kadar hissediyorsunuz mutluluğun bile yapay olması gerçekten hiç tat vermiyor. Bu derece kontrol altındayken mutlu olmak aslında pek bir şey ifade etmiyor.
Kendinizi mazoşist gibi hissedebilirsiniz ama acı çekmeden gelen mutluluktan veya istikrardan hoşnut kalmadığınızı fark edeceksiniz. Yapaylıktan sıkılıp organik duygulara kapınızı açacaksınız.
Uzun müddət öncə münasibətimizin bitdiyi köhnə bir dostum 05.07.2022-ci il tarixdə bu kitabı mənə hədiyyə etmişdi. Kitabda qeyd etdiyi notu sizinlə paylaşmaq istəyirəm:
“Əziz dostum, Dəyanət!
Sənə hədiyyə etdiyim sadəcə bir kitab deyil, hər cümləsini həvəslə oxuyub bitirdiyim, nəticəsində isə dünyamızda hələ də saflığın, paklığın, ülvi hisslərin var olduğuna məndə ümid yaradan romandır. Çox sevdiyim XVIII - XIX əsr İngiltərə ab-havasını bu əsərdə tam-tamına hiss edəcəksən.
Ümid edirəm ki, oxuduqdan sonra səndə xoş təəssürat yaradıb ən sevdiyin romanlar arasına girəcək. Xoş mütaliələr!
Sevgilərlə, *****! :)”
Bazı kitaplar olur gözlerinizi bir an olsun üstünden cekemezsiniz, çekmek istemezsiniz...
Kesinlikle öyle bir kitap okudum.
Medusa'nın Ölü Kumları..
Yazarın kalemini Wattpad'de başka bir romantik hikayede okumuş ve sevmiştim.
Ama bu kitabı hakkında hiçbir şey bilmeden okuma başladım. Ve... BAYILDIM arkadaşlar.
Bu nasıl bir dünya bu
Bir Edebi Saplantının Öyküsü
''Jacques, bu mobilyaları kendi iradesi dışında sürüklendikleri sefil sondan bir rehine kurtarır gibi kurtardığına inanmaktadır; kaderin onu asla kaçamayacağı bir ödevle görevlendirdiğini hissetmektedir; içinde kimsenin yaşamadığı odaya bir göz attığında yatağın, yazı masasının, kitaplığın, o kişisel eşyaların bir ölünün yadigârlarını
