Sanki yaşayacağım kadar yaşamış, gideceğim kadar gitmiş, bir uçurumun kıyısına gelmiştim ve daha ötede ölümden başka bir şey olmadığını apaçık görmüştüm. Durmak da mümkün değildi, geri gitmek de; daha ileride hayat ve mutluluk aldatmacasından, gerçek acılardan ve gerçek ölümden, yani tam bir yok oluştan başka bir şey olmadığını görmemek için gözlerini kapatmak da mümkün değildi.
Sayfa 19 - iş bankasıKitabı okudu
Bir şeyleri değiştirmenin nesi yanlış? Kendi kendini hükümsüz kılmaya meyilli, merkezde terazilenmiş o kişiliğin, acaba seni olaylara savunmacı bir biçimde bakmaya mı itiyor diye merak ediyorum bu noktada. Kendini kendinden bir an için ayırmaya, kendi bakış açına dışarıdan, tarafsız bir gözle bakmaya çalışmanı istiyorum senden. Kendi dengeni kaybetmekten korkuyorsun sen. Oysa değişim illa dengeni bozacak diye bir şey yok ki; hayat durağan bir nesne değil ne de olsa. Bir süreç. Hayatta kımıldamadan durmak olası değil. Akıl düzeyinde sen de biliyorsun bunu, ama duygusal olarak reddediyorsun. Bir andan sonraki âna geçildiğinde hiçbir şey aynı kalmıyor, aynı nehirde iki kez yıkanamazsın. Hayat; evrim; uzay ve zamandan, madde ve enerjiden olma bütün evren; varoluşun kendisi özü itibarıyla değişim demek zaten."
Anlaşılmadığın,anlatamadığın yerde durmak kendini yok saymaktır.
Fazladan yaşamak: yaşamamak ya da yaşamayarak, yaşam olmadan sadece ek bir durumda, yaşama eklenecek bir durumda durmak değil de, ölme eylemini durdurmak, bunun onu durduramayacağını bile bile durdurmak, böylece onun sürmesini sağlamak.
'Bir gün mutlaka' tutumu: "Başarısız değilim, sadece "şimdilik" başarılı olmuş değilim! Bir gün mutlaka, bir şe kilde istediğimi yapacağım. Başarım gelecekte beni bekliyor. Her şeye rağmen durmak yok, içimden gelen güçle yola devam..."
