Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir, iki, üç, dört, beş, dönüş. Bir, iki, üç, dört, beş, dönüş: Yürüyorum, durmak, yorulmak bilmeden yürüyorum, hırsla yürüyorum, genellikle gevşek olan bacaklarım bugün gergin. Başıma gelenlerden sonra, sanki bir şey ezmek ister gibiyim. Ayaklarımla neyi ezebilirim ki? Altımda betondan başka bir şey yok. Hayır, böyle yürümekle pek çok şeyi ezebiliyorum. Yönetime hoş görünmek için bu kadar alçalabilen doktorun ödlekliğini eziyorum. Başka sınıfın acı ve sıkıntılarına kayıtsız kalan bir sınıfın kayıtsızlığını eziyorum. ... Belirli bir cinayet işlediği gerekçesiyle bir adam hakkında patırtılı yazılar yazın polis muhabirlerinin birkaç ay sonra aynı adamın varlığını bile unutabilmelerinin eziyorum. Suçlayanla kendini savunan arasında bir "hitabet oyunu" halini alan ceza mahkemeleri usulünü eziyorum. ... Hiçbir örgüt ya da kuruluşun bu yönetim sorumluluklarını sorguya çekip çürüme yolunda, iki yılda bir, neden mahkûmların yüzde seksenini yok olduğunu sormayışını çiğniyorum. İntihar, düşkünlük, devamlı açlık, iskorbüt, verem, delilik ve erken bunama teşhisleriyle imzalanan resmi ölüm raporlarını çiğniyorum. Kim bilir daha neler eziyorum ayaklarımın altında? Ama bütün bu olup bitenlerden sonra herhalde eskisi gibi yürümüyorum, her adımda bir şeyler çiğniyorum.
Acı çekmek, insanın gücünü törpüler, yok eder. Oysa güçlü olmak dik durmak zorundayız.
Sayfa 221Kitabı okudu
Reklam
"El bombası gibiyim," dedim tekrar. "İnsanlardan uzak durmak, kitap okumak ve düşünmek ve sizinle takılmak istiyorum çünkü sizi incitmem konusunda yapabileceğim hiçbir şey yok çünkü çok yakınımdasınız ve bırakın da bu dediklerimi yapayım, tamam mı? Depresyonda değilim, daha çok dışarıya çıkmam filan gerekmiyor. Ve sıradan bir genç olamam çünkü bir el bombasıyım."
Aşk insanı yiyip bitiren bir oluş,biliyor ama elinde değil ondan uzak durmak.Aralarında gidip gelen sözcüklerin sarsıcılığına,o güzel bedenin eşsiz görüntüleriyle aklını başından almasına nasıl direnebilir? Onun bütün ruhu ve varlığıyla yalnızca kendisine ait olmasını istemekten nasıl vazgeçebilir! Ne zaman,ne zaman benim olacak? Kim bilir? Uzun sürse de beklemeye kararlı. Beklentisi büyük olan için zamanın önemi yok. Birlikte kanatlanmayı umduğu birini bekleyen için. Aşk bir süreklilik değil,bir uçurum,iyi kötü anlar,hızlı ya da ağır iniş çıkışlar,düşüşler,yükselişler yaşanacak elbet ama bu kez uzun sürmesi için her türlü özveriye hazır.
"niçin okul değil de cami yapıyorsunuz diye bağırdım ona" "inandığımız şeyi yaparız diye bağırdı bana" "neye inanıyorsunuz siz diye bağırdım ona?" "önce camiye inanıyoruz hamdolsun" "okula inanmıyor musunuz" "dinimizi, inancımızı, büyüklerimizi, gerçek kahramanları öğreten okullara inanıyoruz ve yapıyoruz onları da yani imam hatip lisesi değil henüz istediğimiz gibi değil ama biz halk olarak aramızda para toplayarak heyetler kurarak ve devletimizin arzusu olarak okullarda. yetişen çocuklar var ya çok daha bilgili ve daha kişilikli daha saygılı tarihimizde hakkı olanlara yıkanlara değil yapanlara karşıdırlar müstemleke tipi kalkınmaya karşıdırlar bu tip kalkınmadan milleti kurtarmak isteyenleri asanlara karşıdırlar batının planlarını kendi düşünceleri saba zavallılara" "yeter sayma artık diye bağırdım ona" "durmak yok başladım bir kere diye bağırdı bana" "dur yoksa durdurmasını bilirim ben diye bağırdım ona" "geçti artık diye bağırdı bana beni boğdurup çeşitli kışkırtmalarla başkalarının planlarını kendi düşüncelerin sanarak beni boğarsan da geçti artık artık çocuklarım da komşularım da akrabalarım da ulusum da biliyor benim söylediklerimi yıkıl şimdi" "seni duymamak için kulaklarımı tıkadım" "senin beyninin içinde kelimelerimiz. dehşetle bakıyorum sana, geçenlerde oğlum bana baba öğretmenim bizlerin maymundan türediğini söyledi dediği zaman baktığım gibi yıkıl şimdi"
332 syf.
10/10 puan verdi
Söylenecek çok şey olup da söylemenin hiçbir mantığı kalmadığı garip bir ülkede yaşadığımızın kronolojik sırayla gösteren yakın tarih kitabıdır. Okursanız kaçırdığınız muhakkak bir olay bulursunuz gibi geliyor(Benim şahsen 3-4 olay çıktı.). Bir de orta doğudaki olaylarını da Yılmaz Özdil gözünden görmek belki farklı bakış açısı kazandırır. Diyecek fazla bir şey yok Durmak Yok Yola Devam!!!!!!!!!!!!
Beraber Yürüttük Biz Bu Yollarda
Beraber Yürüttük Biz Bu YollardaYılmaz Özdil · Kırmızı Kedi · 20151,509 okunma
Reklam
512 syf.
10/10 puan verdi
yine bir kristin hannah klasiği. kitabı bitirdiğimde kalbim kış bahçesinin büyüsüne kapılmış durmak üzereydi sanki. bu kitabı anlatmaya kelimeler yetmez.kristin hannahın nasıl bu kadar mükemmel yazabildiği hakkında hiçbir fikrim yok ama o bir mükemmellik abidesi.
Kış Bahçesi
Kış BahçesiKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 20164,924 okunma
480 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kitabı sonunda bitirebildim. Oradaki "sonunda" kelimesinin benim için birçok manası var. Çünkü kitabı hastalığımdan dolayı, arkadaşlarım ve geçirdiğim güzel zamanlardan dolayı tamamiyle iki buçuk haftada bitirdim. Siz de katılırsınız ki her yutkunduğunuzda boğazınıza binlerce iğne saplansa, yürürken kemiklerinizin üzerinde bir bıçak
Sinekli Bakkal
Sinekli BakkalHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202218,7bin okunma
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Kesinlikle okuduğum romanların en iyilerinden biri diyebilirim!" Tess Gerritsen Kitabı okumaya başlamağıma sebep çok sevdiyim yazarım Tess Gerritse'nin bu sözleri oldu. Lisa Unger kaleminden hiç okumamıştım, bu ilk oldu. Çok başarılı bir kitap olmuş, kurgu möhteşem. Kitap, Lana adlı genc kızın annesinin cesedini görmesiyle başlıyor. Üniversitenin psikoloji bölümünde okuyan Lana cinsiyyet karmaşası yaşıyor. Annesinin vasiyeti üzerine kendi ayakları üzerinde durmak için iş başlıyor. 11 yaşındakı bir çocuğa bakmaya başlıyor. Luke adlı bu çocuk yaşına göre çok zeki, aynı zamanda sorunlu biri. Annesi ile beraber yaşıyor. Babası ortalarda yok, kitabda sırlardan biri bu. Kitapda sürekli Lana'nın bir sırrı olduğu söyleniliyor. Luke Lana'ya oyun oynamaga başlıyor, sırrını bildiğinin ipuçlarını vermeye başlıyor. Peki Luke Lana'nın sırrını biliyor mu? Kitapda aynı zamanda bir annenin günlüğünden bahs ediliyor. Ve o mühteşem son..Şah Mat.. Kendiniz zafer kazanmışsınız hissini veriyor. Gerilim sevenler kitapı kaçırmayın. İnanın bitmeden elinizden bırakmayacaksınız.
Piyonun Son Hamlesi
Piyonun Son HamlesiLisa Unger · Martı Yayınları · 2014893 okunma
YÜRÜMEK BILE ZOR! Evrim teorisini, üç aşagi beş yukari biliyorsunuz. Insanoglu dört ayak yatay pozisyonda hareket ederken, yavaş ya^ vaş iki ayakli olmuş. Yani dikey yaşamaya başlamiş. Çok güzel. Insaniz, zekiyiz, farkliyiz, diger kiytirik yaratiklar ya' tay gezerken biz dimdik yürüyelim falan da... Fizige aykiri! Olmuyor işte, oluyor mu? Ikide bir düşüyorsun. Hiç yürürken aniden tökezleyen, kafa üstü düşen kedi gördün mü?! Halbuki, mesela ben, düz yolda düşerim! Neden? Denge! Ufacik iki ayak, koca vücudu taşiyamiyor! Hayir, masalar bile durdugu yerde dört ayakli! Nedir bizdeki bu kendine güven? Sonra, tabii, eve gelir gelmez, özüne dönüp yatay duruma ge-çiyorsun. Ayak uzatmali sandalyeler, dev kanepeler, uzaktan kumanda. Zannediyoruz ki tembellikten. Hayir. Yatay duruma, yani tabii halimize geçmeye ve orada mümkün oldugu kadar kalmaya çalişiyoruz! Ayakta durmak ve yürümek çok zor. Ayrica da bunun, rahatina düşkün olmakla hiç alakasi yok. Biz hâlâ evrimi tamamlamaya çalişiyoruz!
Sayfa 138Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.