Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
NTV: Ben söylemiyorum, dava dosyaları söylüyor... Muhsin Yazıcıoğlu: Peki, Ruhi Kılıçkıran'ı biliyor musunuz? Yusuf İmamoğlu'nu biliyor musunuz? Dursun Önkuzu'yu duydunuz mu? Ben de size bunu söylüyorum. Dursun Önkuzu bir öğrenciydi. NTV: Öldürülen öğrencilere hiç girmiyorum. Sayıları o kadar çok ki?
368 syf.
1/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tamamen ideolojik olarak yazılan Tamamen sol propaganda ile yazılan , içerisinde innılmaz derece yanlış bilgiler. Hangisinden bahsedeyim ki. Mesela sağcı bir genç ölmüştü yazar. Solcu bir genç öldürüldü otomatik silahla tarandı katledildi. Solcular öldürdüğü zaman iintikam alıyor ama sağcılar öldürdüğü zaman terörist faşist katil bilmem ne. Dursun Önkuzu çatışmada ayağı kayıp düşmüş öyle diyor lan adam 7 gün işkence görüp ciğeri tekerlek pompasıyla şişirilip öldürülüp 4. Kattan aşa atıldı. bi çatlı bir tane (ismini vermek istemiyorum) siyasi partinin genel başkanlığını ele geçirmeye çalışıyormuş kaçak olan sahte kimlikle dolaşan adam nasıl yapacak bunu daha neler neler
Reis: Gladio'nun Türk Tetikçisi
Reis: Gladio'nun Türk TetikçisiSoner Yalçın · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20212,365 okunma
Reklam
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Her Şey Milliyetçi Türkiye İçin
“Her Şey Milliyetçi Türkiye İçin” isimli kitap bir devre ışık tutuyor, ışık tuttuğu dönemi bilinen-bilinmeyenleri ile kayıt altına alıp yazılı belge yapıyor. Muhittin Çolak, Türk Milliyetçilerine kaynak bir eser ortaya koymuş bildikleri, gördükleri, yaşadıklarının bir kitap haline getirip herkesin okumasına istifade etmesine fırsat tanımış.
Her Şey Milliyetçi Türkiye İçin
Her Şey Milliyetçi Türkiye İçinMuhittin Çolak · Kripto Yayınları · 20188 okunma
Önkuzu hey! ... Önkuzu! ... Önde gider Önkuzu... Anası 'Dursun' demiş... Durmaz... gider Önkuzu.
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
Adım YEŞİL.. Bu eser bir rüyadan derlenmiştir..
Bu bir yakın dönem romanıdır. Adım, Yeşil. Yıkık duvarı siper etmiştim kendime. Dört taraftan kurşun yağıyordu üzerime Ateşin ortasındaydım. Kıstırılmıştım. nereye gitmişti arkadaşlarım? Nerde dava adamları?
Gençlerimiz fakültelere sokulmuyor, yurtlarından kovuluyor, dövülüyor, öldürülüyorlardı. Ben bağrından vurulan Süleyman Özmen'i, bu dağ gibi imanlı çocuğu, üniversite koridorlarında bir dal gibi devrilen İmamoğlu Yusuf'u, ciğerleri pompa ile parçalanıp binanın üst katından sokağa atılan Önkuzu Dursun'u, daha tırnakları sökülenleri, tabanlannın altı üç hilâl şeklinde yarılanları gördükçe perişan oluyordum. Bir gün dayanamayıp telefonu açtım. Dündar'a: “Ne oluyoruz kumandan. Bu çocuklara ben dayanamıyorum” dedim. Dündar iki kelime ile cevap verdi. “Darülharp... Harpteyiz...” Sonra ses yok. Kendi kendime Darülfünun... Darülharp... Darülcünun... Üniversiteler harp sahası hâline geldi... Aman yarabbi!.. demiştim.
Geri113
209 öğeden 196 ile 209 arasındakiler gösteriliyor.