İnsanın bazen durmaya , soluklanmaya ihtiyacı olur . Durmadan , yorulduğunu anlayamazsın. Ve bu hızla bir hayattan bir hayata giderken kendini bulmaya bazı şeyler vesile olabilir. Bazen bir kitap bazen bir söz bazen bir çiçek . Herkese göre değişebilir.
Benim de bir kaç gündür izlediğim bir dizi var: "To the wonder "
Çok hoş çok naif bir dizi .
Bu diziyle soluklandım . Diziden bir çok şey çıkabilir . Aşk , dostluk , aile ...
Ama benim için aşk daha önemli çünkü ön planda olan oydu. Saf, naif, duru bir şekilde işlenmiş.
Birde dizi doğada işlenince daha bir katmerlendi benim için .
Velhasılı bir not bırakmak için geldim buraya uzun süredir bir şeyler yazamıyordum. Burası benim için durma yeri gibi oldu . "Kitap ve film durağı" hoşuma gitti şimdi neyse.
Yani demem o ki durmaya ihtiyacı olanlar için diziyi öneririm .
İyi izlemeler . :))
bir gün
dönüp bakınca
düşler içmiş olursa
yudum yudum
yıllarını
ağla firuze ağla...
sen nazlı bir çiçek
bir orman
kuytusu
üzüm buğusu
gibisin sen
firuze
duru bir su gibi
bazen volkan gibi
bazen bir
deli rüzgar
gibi
acelen ne bekle firuze...
open.spotify.com/track/7wy9gDTUi...
İslami Dönem Türk Edebiyatının ilk eserlerinden biri olan Atabetü'l-Hakâyık, 12. yüzyılda yaşadığı bilinen Edip Ahmet Yüknekî'nin dinî nasihatlerinin olduğu bir öğüt kitabıdır. Edip Ahmet, "hakikatlerin eşiği" anlamına gelen eserinde, öğütlerini atasözleriyle şiirsel olarak aktarmıştır. Süleymaniye Kütüphanesi Ayasofya 4757
Duru bir yaşama ümidiyle dünyaya salınır insan. Yolu hep mutluluktan geçsin ister. Ama bir şeyler olur, kül rengi bir toz bulutu gelip çöker yaşantımıza ve yol kaybolur. Her sabah kırgın bir ümitle aradığımız işte o yoldur. Sis dağılacak ve biz elbet yolumuzu bulacağız.